Su, HES lisansları, HES özelleştirmeleri…

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Ürettiğimiz elektriğin sadece yüzde 25'ini suyumuzu kullanarak üretebiliyoruz.

Vahimi, su potansiyelimizin sadece yüzde 35'ini kullanabiliyoruz.

Daha vahimi, kullandığımız potansiyeli de gereken verimlilikte kullanamıyoruz.

ABD'nin yüzde 86, Avrupa ülkelerinin yüzde 70, Japonya'nın yüzde 78'e ulaştığı su kullanım potansiyeline ulaşabilmek için beklemeye devam ediyoruz.

Yıllardır raflarda bekleyen ve devletin elindeki kaynaklarla başlayıp bitirilemeyeceği bilinen Bin 500'e yakın Hidroelektrik Santral (HES) projesinin özel sektöre sunulması ve özel sektörün elindeki projeleri lisanslama işlemlerini de yavaşça yürütüyoruz.

Enerji üretimi ve sulamada istenilen verime ulaşamayan HES'lerin bazılarının özelleştirilmesi için de gün saymaya devam ediyoruz.

* * *

HES'lerin avantajlarını sıralarsak:

HES yatırımlarında kullanılacak makine, ekipman ve işçiliklerin yüzde 90'ına yakın bölümü yerli kaynaklar kullanılarak sağlanabilir.

Bu madde, istihdamı arttırmaya ve iç talebi canlandırmaya çalışırken, HES'lerin bu amaçlar için önemli bir araç olduğunu ortaya koyuyor.

* * *

HES'ler iyi kullanıldığında verimlilik yüzde 90 oranına kadar çıkabiliyor.

Doğalgaz ve kömürle çalışan santrallerde ise verim yüzde 30-35 oranında değişiyor. HES'lerin hiçbir yakıt gideri yok. Bu sayede, fosil yakıtların fiyat istikrarının oluşturulmasında, sigorta olarak kulanılıyor. Enerjide de dışa bağımlılığı azaltıyor. 0,20 cent/kWh değeriyle en düşük maliyetli santral tipi. Doğalgazla çalışan termik santrallerde elektrik üretim maliyeti ortalama 4 cent/kWh,  kömürle çalışan termik santrallerde ise 5 cent/kWh. Ucuz elektrik üreterek, rekabetçi elektrik piyasasının oluşmasına katkıda bulunuyor.

Tüm bunlar ise cari açığı kapatabilmek ve üreticiyi teşvik edebilmek için mücadele verilirken, HES'lerin bu amaçlar için önemli bir araç olduğunu ortaya koyuyor.

* * *

HES'ler çevre dostu. Yakıt kullanmadıkları için sera gazı emisyonları üretmiyor ve hava kirliliğine sebep olmuyor. Akarsuların akış hızını düşürerek, erozyonun önlenmesine yardımcı oluyor.

Bu madde ise, çevre konusunda gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşabilmeyi ve Kyoto Protokolü'nün cezai yaptırımlarından etkilenmemeyi hedeflerken, HES'lerin bu amaçlar için önemli bir araç olduğunu ortaya koyuyor.

* * *

HES'lerde, enerji depolama şansı var. Mevcut barajlarımızda, altı aylık elektrik üretebilecek suyu depolama kapasitemiz bulunuyor. Aynı rezervuarlar yöre halklarına, istihdam, balıkçılık, sulu tarım, su sporları, taşımacılık gibi sosyal ve ekonomik faydalar sağlıyor.

Bu şans ise, bir yandan kuraklıkla, bir yandan sellerle gelen maddi zararları en aza indirebilmek için kan ter döküp, diğer yandan tarım ve turizm gelirlerimizi artırmak için kendimizi zorlarken, HES'lerin bu amaçlar için önemli bir araç olduğunu ortaya koyuyor.

* * *

HES'lerin teorik ortalama ömürleri 75 yıl. Fakat, elektromekanik makina ve ekipmanları yenilenen HES'lerin işletme ömürleri 200 yıla kadar çıkabiliyor. Termik santrallerin ömrü ise 25-30 yıl arasında değişiyor. Yanısıra HES yatırımları 10 yılda geri dönüşüm sağlıyor.

Bu süre ise kaynak yetersizliği nedeniyle teknolojiyi anlık olarak takip edememe sıkıntısı yaşarken ve bu hastalıktan kurtulmak için sermaye birikimine ihtiyaç duyarken, HES'lerin bu amaç için bir araç olduğunu ortaya koyuyor.

* * *

HES'lerin en önemli avantajlarından biri de, 100 milyarlarca dolar harcanan terör belasına yönelik fiili engeli.

Su tutmalı barajların mağara ve inleri ortadan kaldıracak olması, gizlenerek yapılan geçiş ve taşımaları engelleyecek olması, HES'lerin terörle savaşta da önemini ortaya koyuyor.

Dünya Bankası'da dahil birçok yabancı kuruluşun bu tip HES'lere kredi desteği vermemesi ise soru işareti olarak akıllarda yer tutuyor.

* * *

Sağlığımız gibi ekonomimizin sağlığı da suyu kullanmamıza bağımlı.

Bu nedenle suyumuza sahip çıkmamız, korumamız ve son damlasına kadar kullanmamız gerekiyor. Tüm dünyanın yaptığı gibi.

Tüm yazılarını göster