Stratejinizin bir stratejiye ihtiyacı var!

Strateji konusunda şirketler ile çalış­malar yapıyorum. Hep birlikte epey zorlanıyoruz. Üç sebebi var. Birincisi, strateji konusu çok muğlak bir konu. So­yut kalıyor. Verimlilik, kapasite veya ka­lite dediğimizde konunun ne olduğunu net olarak anlıyoruz ancak strateji de­diğimizde, olay herkesin bildiğine, tec­rübesine göre değişiyor.

Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Strateji konusunda şirketler ile çalış­malar yapıyorum. Hep birlikte epey zorlanıyoruz. Üç sebebi var. Birincisi, strateji konusu çok muğlak bir konu. So­yut kalıyor. Verimlilik, kapasite veya ka­lite dediğimizde konunun ne olduğunu net olarak anlıyoruz ancak strateji de­diğimizde, olay herkesin bildiğine, tec­rübesine göre değişiyor.

Çoğunlukla da yanlış şeylere strateji diyoruz. İkinci­si, strateji dediğimiz olayı nasıl gelişti­rip, nasıl uygulayacağımıza dair bir fikri­miz yok. Bir model, metot eksikliği dik­kat çekiyor. Üçüncüsü, doğru ele alınsa da patronlar ve tepe yönetimin kafasın­da şekillenip, organizasyonun bütününü katmadan, gizli ve gizemli şekilde hayata geçirilmeye çalışılıyor. Bu da işin icrası­nı zorlaştırıyor.

Strateji nedir?

Strateji, şirketinizin geleceğini şekil­lendirmek için gerekli tüm kaynak ve ey­lemlerin gelecekteki hedeflere yönelik olarak odaklandırılmasıdır diyebiliriz. Bir anlamda şirketinizin belirli bir ama­ca ulaşmak için yaptığı bilinçli seçimle­rin bütünüdür. Ne yapmak gerektiği ka­dar ne yapmamak gerektiğini bilmektir. Bu seçimler günlük ya da kısa vadeli ka­zançlar için değil, uzun vadeli başarının inşası için yapılır. Kısaca strateji, organi­zasyonun nereye gitmek istediğini ve ora­ya nasıl ulaşacağını tanımlar.

Strateji, sadece bir dizi eylem planın­dan daha fazlasıdır. Strateji, bir organi­zasyonun tüm fonksiyonlarını birleştirir ve onları tek bir amaç etrafında toplar. Bu bütünsel yaklaşım, organizasyonun her seviyesinde, tüm kaynakların ve kabili­yetlerin aynı hedef doğrultusunda çalış­masını sağlar.

Strateji ne değildir?

Strateji çoğu zaman hedefler ile karıştı­rılır. Strateji hedefler ya da KPI’lar belir­lemek değildir. Strateji bir vizyon bildiri­si de değildir. ‘Stratejimiz en iyi olmak’ ya da ‘Sektörde lider olacağız’ gibi belirsiz ifadeler de değildir. Bu tür ifadeler ancak temennidir.

Bir diğer yaygın hata da stratejiyi plan­lama ve operasyonel taktiklerle karıştır­maktır. Bir işletmenin yıllık planı, bütçe­si, operasyonel planları ya da pazarlama kampanyası da strateji değildir. Bunlar, stratejinin uygulanması için gereklidir, ancak stratejinin kendisi değildir. Strate­ji, bu planların ötesinde, hangi oyun saha­sında oynanacağına ve nasıl kazanılacağı­na dair büyük resmi çizer. Gerçek strateji, taktikleri belirler; taktikler stratejiyi be­lirlemez.

Son olarak, strateji yalnızca rekabet avantajı sağlamaktan ibaret değildir. Stra­teji, sadece rakipleri alt etmeyi amaçla­maz; aynı zamanda organizasyonun kendi içinde güçlü ve sürdürülebilir bir konum oluşturmasını sağlar. Örneğin, sadece fi­yat kırarak pazar payı kazanmak bir stra­teji değildir. Bu, kısa vadeli bir taktiktir ve uzun vadede zarar verici olabilir. Strateji, rekabetin ötesine geçip, organizasyonun bütünsel başarısını sağlayacak yapıları inşa etmeye odaklanır.

Stratejinizin de stratejiye ihtiyacı var!

Stratejinin yanlış anlaşılmasının dışın­da ikinci sorun, nasıl geliştirileceğinin ve uygulanacağının bilinmemesidir demiş­tim. Sahi kendimize uygun stratejileri na­sıl belirleyebiliriz?

Strateji geliştirmede, faydalanabilece­ğimiz bize özel model ve yöntemler var mı? Otellere kapanıp, yönetim guruları eşliğinde iki günde strateji geliştirdiği­ni düşünen, sonrasında hüsrana uğrayan dostlarıma iyi haberlerim var; evet bu ko­nuda elimizde iyi modeller var. İyi yön­temler var. Ama bu yolda yürümek cid­di kararlılık, çaba ve zaman gerektirecek. Strateji sizin en önemli işiniz ve bu iş özel ilgi istiyor. Diğer bir iyi haber ise bu iş as­lında çok keyifli. Doğru yaparsak, hakkı­nı verirsek sonunda kârlı da! Tüm organi­zasyonu işin içine katan bu tür çalışmalar şirkette bir aidiyet, bir ortak bilinç de ya­ratıyor.

Bu konuda sohbete, haftaya kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Tüm yazılarını göster