Sorumlu bir gelecek için yeni yollar gerekiyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Davos Zirvesi'ne göre özellikle dört konuda yeniden düşünmek ve yeniden tasarlamak gerekiyor. Bunlar; insani resesyonu durdurup yeni bir liderlik anlayışı getirmek, kaldıraç kapitalizmine son verip besleyici kapitalizmi savunmak, küresel entegrasyonu sürdürmek için küresel ticaretin önemini yeniden kavramak. ekonomik büyümedeki asimetriyi yönetmeyi öğrenmek.

Ekonomi ve siyaset dünyasının yakından taktip etiği Davos Zirvesi tüm dünya ülkelerine "yeniden düşünün, yeniden tasarlayın ve yeniden inşa edin" dedi. Geleceğe karşı sorumluluk, ekonomi olduğu kadar, insani ilişkilerin, toplum yapılarının, kapitalizmin ve küreselleşmenin yeniden düşünülmesini; yeni yollar bulunmasını gerektiriyor. Küresel ekonominin hâlâ kırılganlığını koruduğu bir dönemde, refah yaratmak için yeni değerler düşünmek; sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratmak için yeni yollar bulmak gerekiyor. İşte Davos'un altını çizdiği ve geleceğimizi şekillendirecek başlıca konular:

- İnsani bir resesyon yaşıyoruz, güçlü bir liderlik ihtiyacı var

ABD Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Lawrence H. Summers'ın "Dünya istatistiksel bir düzelme, fakat insani bir resesyon yaşıyor" sözleri Davos toplantılarını oldukça iyi özetliyor. Geleceğe karşı sorumluluklarımızı üstlenmemizi sağlayacak gerçek bir liderliğe ihtiyacımız olduğunu söylüyor Summers. Deutsche Bank Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Josef Ackermann'ın "Sonuçta birbirimize bağımlı bir sistem içinde yaşıyoruz. Eğer toplumun desteğini kaybedersek, kurumsal hedeflerimize de ulaşamayız. Eğer toplumun güvenini kaybettiysek, sadece teknik olarak cevap veremeyiz, ahlaki açıdan da cevap vermemiz gerekir" yorumları da Summers'ı destekler nitelikte. İngiltere Kilisesi'nin en kıdemli din adamı, Canterbury Başpiskoposu Rowan D. Williams'ın söyledikleri de, Ackermann'ın söylediklerini destekler nitelikte. Herkesin bireysel sorumluluklarını üstlenerek, geleceğin sorumluluk sahibi toplumunu yaratması gerektiğini savunan Williams, "Gelecek için sorumluluk, insani bir vizyona sahip olmak anlamına gelir" diyor.

- 'Kaldıraç' kapitalizmi öldü, yaşasın 'besleyici' kapitalizm

"Kapitalizmin etik bir omurgası olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla almamız gereken ders, bizim beslediğimiz kapitalizmin, ekonomiyi besleyen ve büyüten; reel ekonomiye katkı sağlayan bir kapitalizm olması gerektiği. Satış odaklı kaldıraç kapitalizmi ise sona erdi" yorumlarında bulunan Japonya Ulusal Strateji Bakanı Yoshito Sengoku, "Biz Japonya'da veya Asya'da doğa ile birlikte yaşama felsefesine inanırız ve orta ve uzun vadeli yatırımlara bakarız. Kapitalizm de böyle olmalı" diyor. Sengoku'nun dediği gibi kapitalizmin ciddi bir değişim geçirmesi gerekiyor. Dünya ekonomisinin yorulmasına neden olan spekülatif finansal işlemlerden, kısa vadeli satışlardan ve arbitrajdan uzak durulması önem taşıyor. Japonya'nın temiz enerji başta olmak üzere ekolojik teknoloji imalatında mükemmelleşmeye öncelik verdiğini kaydeden Sengoku, bu ileri teknolojiyi tüm dünya ülkelerine sunmayı ve farklı ülkelerle bu tür uzun vadeli projeler kapsamında işbirlikleri kurmayı hedeflediklerini söylüyor.

- Ekonomik büyümede "LUV" dönemi başlıyor

Davos Zirvesi'ne katılan ekonomistlerin büyük bir bölümü küresel ekonomik büyümenin ve krizden çıkış sürecinin homojen bir yapıya sahip olmayacağı görüşünde. Bir çoğu, Financial Times Ekonomi Editörü Martin Wolf'un 'LUV' modeline katılıyor. 'LUV' modelinin açılımı ise şöyle: AB ekonomisi için 'L' modeli büyüme. ABD ekonomisi için 'U' modeli büyüme. Asya ekonomileri için 'V' modeli büyüme.

Martin Wolf, Asya ekonomilerinin tam anlamıyla toparlanmaya yakın olduklarını ve bu toparlanmanın hızlı sonuçlanacağını söylerken, AB ve dünyanın diğer ülkelerinde aynı durumun söz konusu olmadığını ifade ediyor. Dolayısıyla dünyanın bundan sonra dikkat etmesi gereken konuların başında bu farklı büyüme hızları ve modelleri ile nasıl başa çıkacağını hesaplamak. Krizden çıkış da dünyanın sadece farklı hızda değil, aynı zamanda dengesiz bir şekilde olacak. Wolf bu konuda şu yorumları yapıyor: "Eğer krizden çok geç çıkarsak, hatta farklı ülkeler farklı zamanlarda krizden çıkarsa, bu ciddi bir kaynak kaybına; artan kamu borçlarına yol açacaktır. Fakat krizden çok erken çıkarsak, çok daha büyük risklerle karşı karşıya kalabiliriz. Dolayısıyla önümüzdeki senelerde krizden erken veya geç çıkmanın yaratacağı sorunları aşmakla meşgul olacağız."

- İmalat sektörü ve küresel ticaret öncelik kazanacak

Son altı senedir küreselleşme ve entegrasyonun finans sektörü yoluyla gerçekleştiğine dikkat çeken Hindistan Bütçe Planlama Komisyonu Başkan Yardımcısı Singh Ahluwalia, çok uluslu ticaret anlaşmalarında imalat sektörünün lider güç konumunda olmadığını, bugün ise, bankacılık sektörü darbe aldığından, imalat sektörünün yeniden gündeme geleceğini söylüyor. Ahluwia, küresel ekonominin entegrasyon sürecinin devam etmesinin her taraf içi kazançlı olduğunu belirterek, şu yorumlarda bulunuyor: "Dünyanın korumacı baskıların üstesinden geleceğine inanıyorum. Dünya genelindeki dengesizliğin en büyük nedeni korumacı önlemler. On yıl önce gelişmekte olan pazar ekonomileri ticaret engellerinin düşürülmesi için büyük bir savaş verdiler. Bu konuda oldukça başarı elde ettik. Kendine güvenen, dış dünyaya açık bir özel sektör kurduk. Bu noktada Doha devreye giriyor. Küresel eylemin ne derece güvenilir olduğunu iklim değişikliği değil, Doha Raund'u test edecek. Bu çok önemli bir konu, fakat uzun vadeye yönelik bir konu. Eğer küresel toplum çok taraflı ticaret ilişkilerini çözüme kavuşturmayı başaramazsa, iklim değişikliği gibi çok daha zor konuları asla çözüme kavuşturamaz."

Davos toplantıları internetten 430 milyon kişiye ulaştı

Dünya Ekonomik Forumu, 27-31 Oacak arasında düzenlenen Davos toplantılarının internet üzerinden 430 milyon kişiye ulaştığını bildirdi.  Dünya Ekonomik Forumu "Sayılarla 2010'da Davos" başlıklı açıklamasında toplantıların internette "sosyal medya" olarak adlandırılan Twitter, You Tube, Facebook ve benzeri ortamlarla daha geniş bir kitleye ulaştığını belirtti. Kamuoyunun tartışmaları web üzerinden canlı izleme, Facebook, Twitter ve You Tube aracılığıyla görüntülü ya da yazılı yorum gönderme olanağı bulduğu kaydedilen açıklamada, Davos'taki Forum ile ilgili konuların sosyal ağlar aracılığıyla online olarak 430 milyon kişiye ulaştığı bildirildi. Tartışmaların 350 milyon Facebook kullanıcısına ulaştığı, 200 bin kullanıcının burada oylamalara katıldığı, açık oturumların web üzerinden 210 bin kişi tarafından izlendiği belirtildi. Basın toplantılarının ise yaklaşık 70 bin kişi tarafından takip edildiği, izleyicilerin yine internet kanalıyla soru sorabildikleri bildirildi.  Twitter'da 250 katılımcı ve 120 gazetecinin bir mikroblogda sürekli olarak izlenimlerini paylaştıkları, 1 milyon 500 bin kişinin ise forumu Twitter üzerinden izlediği kaydedildi. Forum Çin'de ise Sina adlı mikroblogda izlendi. Davos tartışmaları You Tube üzerinde ise 600 bin kez izlendi. Davos'taki 220 oturumun 80'i You Tube'a gönderildi. My Space ortamında ise Wall Street Journal gazetesinin "vatandaş muhabir" olarak görevlendirdiği bir kişi Davos toplantılarını izleyip, görüşlerini internet kullanıcılarıyla paylaştı. Toplantılarla ilgili fotoğraflar ise dünyaya Flickr.com adlı internet sitesi aracılığıyla sunuldu. 30 bin kişi fotoğrafları izledi.

Tüm yazılarını göster