Sonunda korkulan oldu, cari açık finanse edilemedi!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Eyvah ki eyvah, ne olacak şimdi? Ne yapacağız? Cari açıkla ilgili olarak korktuğumuz başımıza geldi sonunda. 

Hep ne diyorduk koro halinde; "Ya cari açığı finanse edemezsek"... Sonra da mutlu oluyorduk, "Açık veriyoruz, ama neyse ki finanse ediyoruz" diye. Ama "deniz bitti", işte cari açığın finanse edilemediği gün de geldi çattı. 

Aslında çattı yerine "çatmış" dememiz gerekiyor; cari açığın finanse edilemediği dönem geride kalmış. Çünkü cari açık mayıs ayında finanse edilememiş. 

Bu durumun farkına vardık mı peki?

"Cari açık ya finanse edilemezse" diye yeri göğü inletenler, yorum üstüne yorum yapanlar... Bu durumun farkına vardınız mı?

Ruhunuz duymadı, değil mi... 

Eğer bunu fark etseydiniz, "Biz demedik mi, işte korktuğumuz başımıza geldi" diye ortalığı ayağa kaldırırdınız. Ama fark etmediniz bile. Edemezsiniz zaten. Merkez Bankası ödemeler dengesi verilerini açıklamadan fark edemezsiniz. Olsa olsa tahmin yürütebilirsiniz, o kadar.

Hem bakmayın bizim "Cari açık finanse edilemedi" dememize, finanse edilmeden cari açık verilemez ki...

Gelen finansman, yani döviz cari açıktan fazla olursa, aradaki fark rezerve eklenir. Döviz girişi yetersizse bu kez de Merkez Bankası rezervi kullanılır. 

Mayıs ayında olduğu gibi...

Mayısta 7.5 milyar dolar cari açık verildi. Finans hesabından ise yalnızca ama yalnızca 142 milyon dolar geldi. Nisanda gelen tutarın 16.9 milyar dolar olduğunu belirtirsek, sanırız mayıstaki sıkıntının boyutu daha iyi anlaşılır.

Mayısta gelen döviz 142 milyonda kalınca zorunlu olarak Merkez Bankası rezervinden kullanmak gerekti. Rezerv kullanımı 4.5 milyar dolar oldu.

Cari açık ile finans hesabının toplamı sıfırı vermeyince denge 2.8 milyar dolarlık pozitif net hata ve noksanla sağlandı.

Mayısta bile böyleyse 

Mayısta piyasaların böylesine gerilmesine yol açan bir etken yoktu. Son ekonomik gelişmelerde etkili olduğu ileri sürülen Gezi eylemleri mayıs sonunda başlamıştı. Kaldı ki bu eylemler mi, eylemleri bastırma biçimi mi piyasaları gerdi, o da ayrı bir tartışma konusu. 

FED kararı haziranda geldi. Ama buna rağmen, döviz girişi bıçak gibi kesildi. Haydi nisandaki 16.9 milyar doları bir kenara bırakalım, ilk üç ayın ortalamasında 9 milyar doların üstünde gerçekleşen giriş de, mayısta 142 milyona inen tutarın ne kadar cılız kaldığını gösteriyor.

Mayısta böyle bir tablo oluşunca, FED kararından sonra yoğun döviz çıkışının yaşandığı, dolayısıyla net girişin söz konusu olmadığı haziranda nasıl bir tablo gelecek, doğrusu çok merak ediliyor. 

Haziranda büyük olasılıkla doğrudan yatırımlar, portföy yatırımları ve diğer yatırımlardan oluşan brüt finans hesabında bir giriş olmayacağı gibi, net çıkış göreceğiz. Yoğun bir şekilde Merkez Bankası rezervinin kullanıldığına tanık olacağız. Hem zaten giderek artan döviz satışı da bunu göstermiyor mu?

Üstelik bu durum haziranla sınırlı kalmayacak. Döviz satışı temmuzda daha da hızlanmış durumda. Bu da gösteriyor ki net çıkış sürüyor. 

Dolayısıyla haziran ve temmuzda nasıl bir ödemeler dengesi tablosu oluşacağını çok merak ediyoruz. Bu merak, söz konusu iki ayla sınırlı kalır mı, gelişmelere göre sonrasında neler olur, onu da zaman gösterecek.  

Yıllık açık çok hızlanmayabilir

Yıllık cari açık 2011 yılında zirveye ulaştığı ekim ayına kadar sürekli artmıştı. Zaten ekim ayı, 76.9 milyar dolarla cari açıkta en yüksek düzeyin oluştuğu aydı. Yıllık açık, 2012'de ise bu kez sürekli gerilemişti. 

Bu yıl ise farklı bir eğilimle karşı karşıyayız. Yıllıklandırılmış cari açık, ilk üç ay neredeyse yatay seyretti. Yıllık açık, yönünü son iki aydır ise belirgin olarak yukarı çevirdi. Mart sonunda 47.7 milyar dolar olan yıllık açık, nisanda 51.4, mayısta 53.6 milyar dolara ulaştı. 

2013, düzey olarak daha aşağıda olmakla birlikte, biraz 2011'deki gidişatı andırıyor gibi. Ancak, bu yılın 2011'den temel bir farkı var. Yüksek seyreden döviz kurları bir süre sonra ithalatı yavaşlatabilir, ihracat da biraz canlanabilir. Bunun etkisiyle dış ticaret açığında ve cari açıkta çok fazla artışlar görülmeyebilir. Dolayısıyla cari açıkta son iki ayda ortaya çıkan artış, 2011'deki gibi çok belirgin ve uzun soluklu olmayabilir.  

Tüm yazılarını göster