Siyasi irade sözün arkasında durabilirse

Rüştü BOZKURT BUZDAĞININ DİBİ rustu.bozkurt@dunya.com

Sözü dolandırmadan söylemek istiyorum: Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün açıklaması, önemli bulduğum bir "ekonomik açılım." Bütün sorun, siyasi iradenin sözün arkasında durmasını bilmesi, orta ve uzun dönemde yürürlüğe konan önlemlerle ilgili güven yaratabilmesinde.

Bayramın ilk gününde medyaya yansıyan demeçlerinde Bakan, desteklerin çoğunun "proje bazlı" olacağını söylüyor ve ekliyordu: "…küçük ve orta ölçek işletmeler ne yapmak istediklerini ortaya koyacaklar ve biz onların projelerini destekleyeceğiz. Her biri farklı limitlerde bir sürü destek paketi olacak. O limitleri de yakın zamanda kamuoyuna açıklayacağız."

İnsan kendi düşüncelerinin, yönetim erkinin en üstünde biri tarafından paylaşıldığını görünce sevinir. Benim sevincimin kaynağı, on yılı aşkın bir zamandır fırsat bulduğum her yerde usanmadan, yılmadan tekrarladığım düşüncelerin paylaşılmış olması:

"Kalkınma planlarının heyecanla yürürlüğe konduğu 1960'lı yılların başlarından bu yana, mekana ve sektöre dayalı genel ve kategorik destekler yaratmak istediğimiz sonuca bizi ulaştırmadı. O günden bugün iş çevresinin faktör koşulları, talep koşulları, karşılıklı-bağımlılıkları ve rekabet stratejileri köklü biçimde değişikliğe uğradı. Sanayi Devrimi sonrasında gelenekselleşen birikim sistemi -net üretim ve net tüketiminin uzun dönemli denge hali- hızla çözülüyor; enformasyon-odaklı, ağ kurumuna dayanan ve küresel nitelikli 'esnek birikim sistemi' yeniden örülüyor. Esnek birikim sistemi, standartları belli olmayan, simetrik bir yapıya dayanmayan, değişken özelliklere dayanıyor. O nedenle, teşvik sistemlerinin bu asimetrik yapıya göre tasarlanması gerek. Bunun yol ve yöntemi de 'proje-odaklı mekanizmalar' oluşturmaktır. Proje ve harcama disiplinini sürdürebilecek bir örgütlenmeyi hızla oluşturmalı, bütün destekleri de potansiyeli, erişebilir hedefleri, bağlanacak sermaye miktarlarını, gelir tahminlerini, giderleri vb. kaynak harcamalarını somutlaştıran projelere göre yönlendirmeliyiz…"

Arkasında durmalıyız

Sanayi ve Ticaret Bakanı'nın açıklaması, ülkemiz ekonomisinde çok ciddi "açılımlardan" biri olabilir. Kamunun, özel kesimin, girişimcilerin ve sivil inisiyatiflerin arkasında durması koşuluyla. Günlük gelişmeler kadar eğilimlere dayalı bilgileri öne çıkarması gereken medyanın işini iyi yapması etkin gelişme yaratabilmemizde hayati öneme sahip. Bu sorunlar ortak değerlere dayalı ortak irade ile çözülebilir; tek başına siyasi iradenin işi değil.

Hep birlikte arkasında durabilirsek,bugüne kadar olup bitenleri çok net özetleyen Bakan'ın değerlendirmesindeki olumsuz gelişmeleri de ortadan kaldırabiliriz:

"…İşletme sermayesi olarak işini geliştirmek, yeni bir makine almak için ya da mal almak için temin ettiği krediyle tatil yapmak olur mu? İşletme kredisiyle oğlumu evlendireyim, kızımı evlendireyim, arabamı da yenileyeyim anlayışını kabul etmiyoruz. Al parayı ne yaparsan yap olmayacak. Proje olacak, bu projeyi yakından takip edeceğiz!"

İvedi sorunumuz, proje-odaklı gelişmede bilgi aktaran mekanizmaları oluşturmak, daha önemlisi uygulamada ödünsüz gözetim ve denetimin nasıl yapılacağını netliğe ulaştırmaktır. İşleyen kurumlar yaratmadan, sürdürülebilirliği sağlamak, uzun dönemli geleceği güven altına almak mümkün değil.

Tüm yazılarını göster