Dış ve iç politikadaki yoğun gelişmeler ekonomiyi perdeliyor.
Ekonomi giderek gündemden çıkıyor.
Halbuki ekonomisi zayıf bir ülke olarak Türkiye'nin, ne dış politika ile ilgili sorunları, ne de iç politikada ortaya çıkan karışıklıkları çözmesi mümkün olabilir.
Ekonomideki zayıflamanın baskısını hükümet henüz fark edemiyor ama yakında edecek.
Krizin Türk ekonomisin de ortaya çıkardığı çöküntüleri öncelikle iktidar partisi daha sonra diğer partiler henüz anlayamadı. Bunun temelinde siyasetçilerin halktan kopmaları var.
Çiftçi, esnaf, emekli, memur, öğrenci örgütsüz olduğundan derdini anlatamıyor. Büyük girişimci iktidarın düşmanlığını çekmemek için sesini çıkaramıyor.
Kanunla kurulmuş, zorunlu üyelik esası ile çalışan meslek kuruluşlarındaki tepe yönetimleri iktidar ile arayı bozmamak için nabza göre şerbet veriyor.
Medya kuruluşlarında bile ekonominin sorunlarına verilen yer giderek daralıyor. Medya kuruluşları sahipleri iktidarın düşmanlığını kazanmak istemiyor. Yazarlar iktidar tarafından dışlanmak istemiyor. Her şeye rağmen gerçeği yansıtmaya çalışan medya kuruluşları ile medya çalışanları iyilikleri görmeyen kötü niyetliler olarak damgalanıyor.
Krizden çıkmanın yolu üretimi artırmaktır.
Üretimi artırmanın yolu talebi canlandırmaktır.
İç talep parasızlıktan canlanamıyor. Halkta para kalmadı. Zuladaki altınlar bozduruldu.
Dış talep belki uyanacak ama ucuz döviz ihracatı frenliyor.
Tedavi için öncelikle teşhis gerekir. Teşhis olmayınca tedavi ihtiyacı duyulmaz. Geç teşhis sorunları artırır.
Ülke sorunlarını görmek, boyutunu belirlemek utanılacak bir şey değildir. Sorunları yok saymaktan utanılmalıdır.
İşsizliği, fakirliği küçümsemek imkansızdır. Bunlar bugünün sorunu değil ama bugün ciddiyeti artan sorunlar.
Başka ülkeler krizden çıkış için ekonomiyi canlandıracak tedbirler geliştirirken, bizim Hükümetimizin, sıkı para ve maliye politikası ile ekonomiyi disipline alma çabası içine girmesi yanlıştır. Yangın devam ederken su kısıntısına gidilemez. Yangını söndürelim. Sonra suyun hesabını yaparız.
Sayın Babacan, ABD gezisinde Bernanke'ye sormuş: "Devamlı dolar basıyorsunuz. Bunları nasıl toplayacaksınız?" demiş. Bernanke cevaplamış: "Şimdi derdimiz krizden çıkmak. Dolar basarak krizden çıkalım. Çıktıktan sonra nasıl toplayacağımızı düşünürüz."
Türk ekonomisinin krizden çıkabilmesi için öncelikle iç talebin canlanması, üretim artışının başlaması gerekir. İç talebi canlandıracak olan da özel harcama programları ile hükümettir. Halbuki hükümet iç talebi daha çok daraltacak sıkı para ve maliye politikalarını benimsemiş görünüyor.