Siyasal iktisat: Obama yönetimi ve Fed (1)

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Obama Oyunu'nun nasıl oynandığını görmek için JFK (John Fitzgerald Kennedy) dönemine kadar gitmek gerekecek. 26 Eylül 1960 günü 70 milyon televizyon izleyicisi Massachusetts senatörü Kennedy ve Başkan Yardımcısı Nixon'un, dört tartışmalık bir dizinin ilki olan başkanlık seçimi kampanyası tartışmasını seyretmek için televizyonlarının başına geçti. Bu olay o kadar büyük etki yaptı ki dört televizyon programına sonradan JFK ve Nixon arasındaki "Büyük Tartışmalar" adı verildi. Bu dört televizyon programı ABD'nin siyasi haritasında bir bir kırılma noktası oluşturdu. Televizyonun başkanlık seçimlerinde  sahneye bu muzaffer girişi o günden beri hiç değişmedi: artık televizyon en önemli propaganda araçlarından biriydi. Bu program dizisi ilk defa bu kadar geniş bir kitlenin adayları aynı anda değerlendirebilmesini sağladı ve görmek çok önemliydi, etkileri dramatik oldu. Bir anlatıcının ifadesiyle "Ağustos 1960'da Nixon dizini ciddi biçimde incitmişti ve iki hafta hastanede kaldı. İlk TV programı çekilirken Nixon hala normalden 9 kilo zayıftı ve rengi soluktu. Programa kendisine uymayan bir gömlekle geldi ve makyaj yapılmasını reddetti. Kennedy, tam tersine, Eylül ayını Kaliforniya'da kampanya yaparak geçirmişti. Güneşten yanmıştı ve kendisine güveni doruktaydı, dinlenmişti. Nixon sonradan "Onu hiç bu kadar formda görmemiştim" diye yazacaktı."

Bir dönüm noktası oluşturan tarihi TV programları olmasaydı JFK muhtemelen asla kazanamayacaktı. Bir anlamda bu dramatik Demokrat başkanın kazanması tarihi bir kazaydı ve bu görüş görevde sadece üç yıl geçirdikten sonra 1963 yılında öldürülmüş olmasıyla desteklenebilir. "Derin Washington" JFK'nin kazanacağını düşünmüyordu. Ne Demokratlar, ne de Kennedy ailesinin Beyaz Saray'da istenmediği diğer Kennedy'nin, Edward Kennedy, 1968 Haziran'ında Demokrat partiden başkan adayı olmak için kampanyasını yürüttüğü sırada öldürülmesiyle aşikar hale gelmiş sayılabilir. 1968 seçimlerinde, aslında 1960'da beklenen, Nixon nihayet başkan olabildi. Nixon Cumhuriyetçi partinin elit siyasal, organik entelektüellerinden biriydi. Yardımcısı Ford 1974 Temmuz ayında, Watergate sonrası, onun yerine geçti. Kennedy sonrası başkanlık yapan Johnson'un Ford için "bu adam o kadar aptal ki yürürken jiklet çiğneyemez" dediği rivayet edilir -aslında Johnson'un söylediği daha müstehcen, ama burada sansürlenmiş versiyona sadık kalıyorum. Ford 1976 yılında Demokrat Carter'a kaybedecekti.    

1979'da, her geçen gün daha da yaşlı görünen Carter o zamanın favori sporu olan jogging yaparken sendeledi ve yardımcılarının kollarına yığıldı. Carter'ın yığılışı tükenmekte olan bir süpergücün sonunu sembolize eder gibi algılandı. Küba'dan beri korkulan olmuş Nikaragua'da devrim gerçekleşmişti. Sovyetler Birliği 1978 Komünist Partisi Plenum'unda daha agresif bir strateji benimsemiş görünüyordu ve bütün Afrika pro-sovyet gerilla hareketleriyle bezenmişti. İran'da CIA'nın öngöremediği bir şekilde Humeyni iktidara gelmiş, ABD yanlısı Şah rejimi yıkılmış ve Kızıl Ordu Afganistan'a girmişti. Paştun milliyetçisi Taliban'ın Pakistan'daki üstünden bu kadar etkili olabileceği henüz düşünülmüyordu. 4 Kasım 1979'da İranlı üniversite öğrencileri Tahran'daki ABD elçiliğini işgal ettiler ve 52 amerikalıyı ve güvenlik güçlerini esir aldılar. Aylarca amerikalıların ne durumda oldukları, öldürülüp öldürülmedikleri anlaşılamadı. ABD müzakere yöntemiyle sonuç almayı denediyse de netice alınamadı ve 6 ay süren başarısız görüşmelerden sonra 8 Nisan 1980'de ABD müzakereleri kesti. Kartal Çenesi adı verilen operasyon için Delta timine yetki verildi. ABD helikopterleri ve nakliye uçakları Entebbe'de 1977'de İsrail'in başarıyla uyguladığı planın bir benzerini uygulayan Tahran'daki elçiliğe girecek ve esirleri kurtaracaktı. Ancak operasyon başarısız oldu. Carter'ın jogging yaparken yığılıp kalmasıyla ABD'nin İran çöllerindeki acizliği biraraya getirildi ve Carter 1980 seçimlerinde Ronald Reagan'a kaybetti.

1992 seçimleriyse tamamen başka bir mesele. Baba Bush seçimi kazanacağından emindi çünkü Reagan sonrası Sovyetler Birliği'nin tarihten silinişini yaşayan başkandı ve post-Sovyet dünyadaki ilk askeri operasyonu Irak'ta beklenenin çok altında bir kayıpla başarıyla yürütmüştü. ABD'nin Vietnam Sendromu'nu bitiren başkan sayılabilirdi. 1990-1991'de ABD'de yaşayanlar tartışmaların nasıl seyrettiğini hatırlayacaklardır. Ama 1991 aynı zamanda resesyon yılıydı ve tamamen dış politikaya odaklı Bush, Bill Clinton'un dikkatleri içeriye ve ekonomik sorunlara çekme stratejisine karşı koyamadı. Önceleri Clinton'un başkanlık kampanyasında çalışanlara yönelik düşünülmüş olan "Önemli olan ekonomi, aptal!" sloganı olağanüstü bir başarı kazandı.

Geçmişe bakınca, Johnson Kennedy'nin yardımcısı ve yedeğiydi. Truman aslında asla kimse tarafından istenmemişti ve kimse seçim kazanabileceğini düşünmüyordu. Roosevelt ölünce yardımcısı olarak onun yerine geçmişti fakat kendi partisi bile ciddiye almıyordu. Seçim kazandı, ama büyük bir sürpriz yaparak. Cumhuriyetçi senaryo işlerse 1980 sonrası 28 yıl cumhuriyetçiler, 12 yıl demokratlar yönetmiş olacak çünkü Obama sonrası en az iki dönem başkanlığı tutacaklarını düşünüyorlar. Clinton'un da "sürpriz" olduğunu ve 1994'te hem senato, hem de temsilciler meclisi cumhuriyetçilerin eline geçtikten sonra çok zor günler geçirdiğini hatırlayalım.  2008 sonunda Barack Obama'nın Roosevelt sonrası ilk defa Establishment'ın da istediği, sürpriz olmayan, beklenen, sosyal ve siyasi mühendislik çalışmasına konu olan Demokrat başkan olduğunu savunuyordum. Orta Batı ve Güney "içine sindiremeyebilirdi" ama Obama şimdilik kaydıyla el üstünde tutulacaktı. Şaşıracak birşey yoktu çünkü Roosevelt de büyük depresyonda gelmişti ve Obama da 1929 sonrası en derin ekonomik krizde kazandı. Neo-con kliği ABD'yi o derece büyük dertlere sürükledi, dış politikada ve ekonomide öyle bir enkaz bıraktı ki, Hilary Clinton-Obama ikilisinden başka adaylar "kesmezdi". Bir kadın ve bir Afrikalı-Amerikalı: 1988'de Michael Dukakis'in nasıl son aylarda kaybettiğini hatırlayanlar gerçekten de değişim oluyor mu diye soracaklardı. Gereken tam da böyle bir imaj değişimiydi. Ancak iki yılda ne oldu? Haftaya.

Tüm yazılarını göster