Siyah beyaz kuğu

UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Kaldıraç etkisinden bahsederken,  genelde kast edilenin mali anlamdaki kaldıraç olduğunu söyleyebiliriz. (Örnek olarak borç sermaye oranı gösterilebilir) Aslında kaldıraç emtialardan teknolojiye hatta toplumsal hayata kadar çoğu alanda mevcuttur.

Bazı yerlerde karmaşıklık (complexity) veya hiper-karmaşıklık olarak adlandırılan olguların aslında kaldıraç ile ilgili olduğunu da öne sürmek mümkün… Yüksek kaldıracınistikrarsızlığa yol açtığını, bunun da kırılganlığa ve risklere sebep olduğunu söylemek de mümkün…

Bu açıdan baktığımızda bazı toplumların, şirketler ile bireylerin, finansmana, bilgiye ve enerjiye ne kadar duyarlı olduğu, buradaki doğrudan/görünen ve dolaylı/görünmeyen kaldıraç etkisinin ne olduğu önemli hale geliyor.

Örneğin, yüksek nüfus artışı, şehirleşme, reel faizlerin düşmesi gibi makro sebeplerden ötürü emlak gibi maddi duran varlıkların iyi bir yatırım aracı olduğu iddia ediliyor. Öte yandan bunların arzında da ciddi artışlar yaşandı. Ama bugünkü konjonktürde emlak gibi maddi duran varlıklar iyi ve riski makul olan bir yatırım kategorisine girer mi? Başka bir açıdan bakarsak, toplum, ekonomi, şirketler ve bireyler emlak sektörüne ne kadar duyarlı hale geldi? Buradaki görünen doğrudan/görünen ve dolaylı/görünmeyen kaldıraç nasıl? Buradaki fiyat oynamaları nasıl etkilerde bulunabilir?

Nassim Taleb tarafından popüler hale gelen "Siyah Kuğu" olgusunda olduğu gibi geçmiş verilere bakarak karar verenlere göre siyah bir kuğu görünene kadar, aslında mevcut değildir. Çünkü gözlem kümesi içinde yer almaz ve görülme olasılığı sıfırdır.

Örneğin, Petrol üç yıldan az  bir süre önce varil başına 150 ABD Doları seviyelerine yükselerek ve emtia endeksi başına dört yıllık ortalamasının yüzde 60 üzerine üç standart sapma yukarısına tırmandı. Normal şartlarda, daha doğrusu normal dağılıma veya Gauss tipi dağılıma göre, böyle bir yere gelmesi her yüzyılda ancak bir kere yaşanma olasılığını taşıyor. Fakat şu anda da emtia endeksinin dört yıllık ortalamanın yüzde 50 üstünde ve 2.7 standart sapma ile üstünde olduğunu görüyoruz.

Ekonomik ve siyasi varsayımlarla bu varsayımları oluşturulan çerçevelerin kırılmaya başlayabileceği düşündürüyor. Örneğin, "nispeten ucuz" enerji fiyatlarına dayanan sanayi, ulaşım ve ticaret modelleri, yukarda bahsettiğimiz ve mümkün olan (kesin değil) ortamda ne kadar anlamlı hale geliyor, düşünmek gerekiyor. Tarımda kullanılan suyun bazı ülkelerde (Örneğin, Çin) artık sürdürülemez kaynaklardan geliyor olması ülkeler ve şirketler üzerinde nasıl sonuçlar yaratabilir?

Bu hayati önemdeki konuların maalesef yeterince derinlemesine analiz edilmediğini düşünüyoruz. Daha uzun dönemli olarak emtia fiyatlarının birçok temel sebep yüzünden daha yüksek fiyatlarda dengelenme ihtimalinin, şirket ve ülke stratejilerinde ne kadar hesaba katıldığından da emin değiliz. Umarız genel kabul gören düşüncelerden fazla şaşmama anlayışı ileride ciddi pişmanlıklara yol açmaz.

Kanaat önderlerinin sadece beyaz kuğuların yaşadığı bir ortam varmış gibi tartışması bizce son derece üzücü. Karar vericilerin, yatırımcıların ve politika yapıcıların bu yüzeysel bakış açısı nedeniyle, siyah kuğulara ve görünmeyen/dolaylı kaldıraç gibi risklere karşı savunmasız kaldıklarını düşünüyoruz.

Acaba birey, şirket ve devletlerin "kural" diye öğrendikleri değişmez "doğal kanunlar" mı yoksa aslında nispeten bol ve makul fiyatlı emtia döneminin yarattığı geçici koşulları mıydı? Koşullar ve "kurallar" değişiyor olabilir mi? Beyaz kuğular da siyah kuğuya, siyah kuğular beyaz kuğuya dönüşebilir mi?

Darren Aronofsky'nin Siyah Kuğu (Black Swan) filminde masum, içine kapanık ve kırılgan bir karakteri canlandıran Nina'nın siyah kuğuya dönüşmesi filmin ana temalarından biri olarak öne çıkıyor ve kişiliğinde bastırılmış olan siyah kuğu ortaya çıkmaya başlıyor. Bir süre sonra Nina'nın iki zıt karakteri ayırt edilemez hale geliyor ve hem Beyaz hem de Siyah Kuğu haline geliyor.

Tüm yazılarını göster