Şişman kedilere savaş!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Gerçi Başkan Obama "şişman kediler" olarak banka yöneticilerini kastediyor, bankaları değil; ama yine de bankalara karşı açıldığı ileri sürülen savaş, bir anlamda yöneticileri de kapsıyor sayılır, hatta daha çok yöneticilere yönelik olarak nitelendirilebilir. Belki de Başkan, bankalara canlı birer varlıkmış gibi nitelemede bulunamadığı için yöneticilerine şişman kediler diyor, kim bilir…

Bankalar ya da yöneticileri; Başkan Obama'nın hedefindeler. Peki ama Obama, durup dururken, sakinleşmiş görünen piyasalardaki dengeleri bozmayı neden istesin, neden karşısına dünyanın en büyük devlerini alsın ki… Ya Başkan bunu durup dururken yapmıyorsa…

Küresel krizin tetikleyicisinin Amerikan bankaları olduğunu bilmeyen yok. Amerikan bankaları da riskli işlemleri yüzünden bu duruma yol açtılar. Bir kısmı battı, bir kısmı desteklerle ayakta durabiliyor. İsteniyor ki "biz riskli işlemler yapmaya, gerektiğinde de destek almaya devam edelim". Bu bir kısır döngüyle bir süre sonra yeni bir finansal krizin patlak vermesine yol açarsa ne olacak, kaldı ki böyle devam edilirse bu kriz de kaçınılmaz değil mi?

Obama, "Buraya kadar" diyor, "Bundan sonra ekonomiye zarar verecek boyutta işlemlere yönelmenizi önleyeceğim" diye ortaya çıkıyor. Başarır mı, istediklerini yapabilir mi, zaman gösterecek. Ama en azından düşündükleri yapılması gerekenler, o kesin.

Türkiye'ye dönelim. Eğer 2001 krizi sürecinde Türk bankacılık sistemi can yakıcı biçimde ıslah edilmemiş olsaydı, acaba içinden geçmekte olduğumuz küresel krizi yalnızca reel sektör ayağıyla atlatma şansımız olur muydu? Düşünsenize, bu krizde bir de finans sistemiyle uğraşıyor olsaydık, birkaç banka batma noktasına gelseydi, sorunlarımız kat kat artmaz mıydı?

Eğer ABD, finans sisteminin gevşemiş olan vidalarını üç beş yıl önce sıkmış olabilseydi kim bilir belki de küresel kriz yaşanmaz, en azından bu boyutta yaşanmazdı. Ama olan oldu. Şimdi Başkan Obama yeni bir çöküşün önüne geçmek için adım atmaya çalışıyor. ABD borsaları Başkan'ın bu girişimine hemen tepki veriyor. Banka hisseleri düşüyor, bu düşüş diğer hisselere de yansıyor. Bu durum, ABD için kısa vadeli bakış açısıyla normal sayılabilir. Çünkü Obama'nın düşüncesi gerçekleştiği takdirde banka karları azalacak, bu da hisse senedi fiyatlarına yansıyacak demektir. ABD'de hisse senetleri daha çok dağıtmaları muhtemel kar payına göre değer kazanıp kaybettiği için banka karlarının beklenen düzeyi önemlidir. 

Ama bakış açısındaki sığlık değişmiyor. Özellikle hisse senedi piyasaları uzun vadeyi sevmiyor. Bu yalnızca ne Türkiye'ye, ne başka bir ülke borsalarına özgü bir durum. Başkan Obama'nın girişimi kısa vadede karları ve dolayısıyla hisse fiyatlarını aşağı çekecek bir adım gibi nitelenebilirse de, orta ve uzun vadede yeni bir krizle karşılaşmayı önleyecek radikal bir düzenleme anlamına geliyor; ama dünya bu adımı değil alkışlamak, adeta kınıyor.

Günü kurtarmak ve kısa vadede kar etmek mi, yoksa orta ve uzun vadede küresel kriz belasından kurtulmak, daha da önemlisi bu sorunla bir daha karşılaşma riskini olabildiğince azaltmak mı? Ya da, aspirin tedavisiyle sorunları geçiştirmek mi, yoksa radikal bir kararla, kaçınılmaz görünen operasyona razı olmak mı?

Tüm dünyada piyasa oyuncuları tercihlerini kısa vadeden yana kullanıyor, çünkü işlerine bu geliyor. Ama bir süre sonra sağduyunun galip geleceğini ve ABD'de yeni bir finans krizi yaşandığı takdirde bu kez dibin çok daha derin olacağının görüleceğini ve buna göre tutum değişikliğine gidileceğini ummak gerekiyor. Çünkü, krizden çıkış sürecinde birkaç dip yaşanacaksa, bundan sonraki diplerin ilkinden çok daha derin olabileceğinden kaygı duyuluyor.

Tüm yazılarını göster