Şirketler döviz topluyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Yılın ilk yarısında dolar YTL karşısında yüzde 3.8 değer kazandı. Bu dönemde döviz tevdiat hesapları ise yüzde 9.6 artış gösterdi. Öyle ki, haftalık bazda izlediğimiz dolar ve Dş, bir-iki hafta hariç, hep ters yönde gelişti. Döviz hesapları, dolardaki artış ya da azalışı izledi de diyebiliriz bu gelişmeye. Ne zaman dolar değer yitirdiyse, döviz hesaplarında bir artış ortaya çıktı.

Döviz tevdiat hesapları, doların bu yıl içinde hafta sonu itibariyle zirve yaparak 1.32'yi aştığı 18 Nisan'a kadar olan dönemde çok önemli bir değişiklik göstermedi. Dolar, 18 Nisan'daki tepe noktasından aşağı doğru inmeye başlarken, döviz hesapları da artış eğilimine girdi. Dolarda, yılbaşından 18 Nisan'a kadar olan dönemde yüzde 13.6 olan artış oranı, haziran sonunda yüzde 3.8'e indi.

Doların altı aydaki artışı yüzde 4'ü bile bulmazken, döviz hesaplarında yüzde 9.6'lık yükselme yaşandığını ve dolarla döviz hesaplarındaki artış eğiliminin zıt yönde olduğunu belirttik. 

Peki, döviz hesaplarındaki bu artışın kaynağı ne? Vatandaş mı döviz alıyor daha çok, yoksa tüzel kişiler mi, yani şirketler ve benzeri kurumlar mı?

Gerçek kişiler, yani vatandaşlar yılbaşında 67.5 milyar dolarlık döviz hesabına sahipti. Altı ayda gerçek kişilerin döviz tevdiat hesapları yüzde 4.8 oranında 3.2 milyar dolar artarak 70.7 milyar dolara çıktı.

Tüzel kişilerin döviz hesapları ise yüzde 21 oranında 5.8 milyar dolarlık artışla 27.8 milyar dolardan 33.6 milyar dolara yükseldi. Aslında, tüzel kişilerin döviz iştahı, 18 Nisan'dan sonra arttı. Tüzel kişilerin döviz hesapları, yılbaşından 18 Nisan'a kadar olan dönemde az da olsa geriledi. 18 Nisan'dan haziran sonuna kadar olan dönemde ise yüzde 23'lük bir artış yaşandı.

Yılın ilk yarısındaki bu eğilim sonucu, toplam döviz tevdiat hesabında gerçek kişilerin yılbaşında yüzde 71 olan payı yüzde 68'e indi, tüzel kişilerin payı ise yüzde 29'dan yüzde 32'ye yükseldi.

Merkez Bankası verileriyle ortaya çıkan bu tablo bize neler söylüyor?

Birincisi; gerek gerçek kişiler, gerek tüzel kişiler döviz kurlarının gerilemesini, döviz almak için fırsat görüyor. Ancak, gerçek ve tüzel kişilerin döviz almaktaki amaçları öyle anlaşılıyor ki biraz farklı. Gerçek kişiler, düşük kurdan döviz alarak ileride kar etmeyi düşünüyorlar. Yıllardan beri dövizden pek kar edilemiyorsa da, adeta genlerimize işlemiş olan paramızın en azından bir kısmını dövize bağlama dürtüsünden kurtulamıyoruz.

İkincisi; tüzel kişiler tehlikenin farkında. Bir vatandaş elindeki Türk parasını dövize çevirmez, dövizde de hızlı bir artış yaşanırsa, yanlış yatırım yapıldığı için olası bir kardan mahrum kalmak söz konusu. Oysa, tüzel kişiler için durum farklı. Reel sektörün açık pozisyonu geçen yıl sonunda 61 milyar dolardı. Dış borçlanma hız kesmedi ve bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 9 artan özel sektör borcu 172 milyar dolara ulaştı. Dış borç artarken, varlıkları da güçlendirmek gerekiyor. İşte özel sektör bir yandan borçlanırken, bir yandan da özellikle yılın ikinci çeyreğinde döviz toplamaya başladı. Öyle anlaşılıyor ki, önümüzdeki dönemler, kur geriledikçe özel sektörün döviz toplamayı tercih edeceği dönemler olacak.   

Tüm yazılarını göster