Hepimizin hayatında "Ah, keşke Siri gerçekten anlasaydı!" dediğimiz anlar olmuştur, değil mi? Apple'ın sesli asistanı Siri, zamanında teknoloji dünyasına bomba gibi düşmüştü. Ama sonra sanki biraz mola verdi, aramızda kalsın, biraz tembellik etti belki de. Diğer asistanlar gibi havalı numaralar yapamadığı için onunla dalga geçtiğimiz günler oldu. Bir ülkenin yerel saatinin kaç olduğu sorusuna bile çoğu zaman anlamadı. Ama anlaşılan o ki, Apple bizim bildiğimizden çok daha büyük bir plan peşindeymiş!
Düşünün, Apple bu süreçte aslında bir nevi "sessiz savaşçı" gibi, kullanıcı gizliliğini koruma adına büyük bir mücadele veriyormuş. Yani, Siri'nin sessizliği, aslında Apple'ın bizimle ilgili verileri koruma konusundaki kararlılığının bir yansımasıymış.
Ve şimdi, büyük haberler var: Siri, muazzam bir dönüşümle geri dönüyor. Apple, onu bir sohbet robotuna dönüştürmeyi planlıyor, adı da havalı: "AppleGPT".
Bunu duyunca, "Sonunda Siri'yle derdimizi anlatabileceğiz!" diye düşünmeden edemedim. Fakat Apple'ın asıl kahramanlık yaptığı nokta, bu teknolojiyi cihazımızda, yani tam yanı başımızda çalıştıracak olması. Yani, sizinle Siri arasındaki her şey bizim küçük sırrımız olarak kalacak. Ne güzel değil mi?
Bu strateji, Apple'ın "gizlilik" konusunda ne kadar ileri gittiğinin kanıtı. Yani, Apple demek istiyor ki: "Sizi dinliyoruz, ama sadece siz istediğinizde ve her şey sizinle bizim aramızda kalıyor." Bu, diğer teknoloji devlerinin bulut tabanlı çözümleriyle dolanan veri gizliliği endişelerinin tam karşısında, bir nevi güvenlik kalkanı gibi duruyor.
Kişisel olarak, bu yenilik beni oldukça heyecanlandırıyor. Çünkü teknolojiyi seviyorum, ancak aynı zamanda gizliliğime de düşkünüm. Apple, bu iki dünyayı bir araya getirerek, bize "Hem akıllı asistanınızı elde edebilir, hem de gizliliğinizi koruyabilirsiniz" diyor. Ve bence bu, teknolojinin geleceği için çok önemli bir mesaj.
Siri'nin bu dönüşümü ve Apple'ın gizliliği bu kadar önemsemesi, teknoloji dünyasında birçok şeyin değişeceğinin habercisi. Bu yenilikler, Apple'ın sadece bir teknoloji şirketi olmadığını, aynı zamanda kullanıcılarının güvenliğini ve gizliliğini koruyan bir dost olduğunu gösteriyor. Ve ben, bu dostluk için mutluyum.
Yani, Siri'nin yeni versiyonunu sabırsızlıkla beklerken, Apple'ın gizlilik konusundaki bu büyük adımını takdir etmemek elde değil. Bu, sadece bir teknolojik atılım değil, aynı zamanda kişisel verilerimizin korunması adına atılan büyük bir adım. Apple, bu hamlesiyle, teknolojiyi kullanmanın, gizliliğimizden ödün vermek zorunda olmadığımız bir dünya yaratabileceğimizi gösteriyor. Ve bence bu, gerçekten alkışı hak ediyor.
Apple'ın Siri'sinin kullanıcıların cihazlarında doğrudan çalışmasıyla başlayan güvenlik odaklı AI yolculuğu, IBM'in hamleleriyle benzerlik gösteriyor. Apple'ın güvenliği nasıl ön planda tuttuğunu gördükten sonra, IBM'in geçtiğimiz haftaki toplantısından çıkan bilgiler, iki devin de bu konuda ne kadar paralel düşündüğünü gösteriyor.
IBM, yapay zeka kullanımını yaygınlaştırırken, Watsonx platformu aracılığıyla veri hazırlama, model oluşturma ve özellikle güvenliği büyük bir titizlikle ele alıyor. Bu, teknolojiyle iç içe olan bizler için oldukça rahatlatıcı bir durum. Yani, Apple'ın Siri'yi güvenlik odaklı geliştirmesinden IBM'in Watsonx platformuna kadar, her iki şirket de AI'yi kullanırken kullanıcıların güvenliğini ve gizliliğini korumayı öncelikli hedef olarak belirliyor.
IBM'in AI üzerine yaptığı çalışmalar, CEO'ların %75'inin yapay zekanın iş dünyasındaki etkisinin büyük olacağını düşündüğünü, ancak veri güvenliği konusunda endişelerinin de olduğunu gösteriyor. IBM, AI Alliance ile bu endişelere proaktif bir yaklaşım sergiliyor ve sorumlu AI kullanımını teşvik ediyor.
IBM ayrıca, genç yetenekleri bu alana çekmek için eğitim programlarına büyük yatırımlar yapıyor. 2026'ya kadar 2 milyon öğrenciye yapay zeka eğitimi vermeyi hedefliyorlar ve Türkiye'deki "Kodluyoruz" programı ile gençlere geniş bir beceri yelpazesi sunmayı amaçlıyorlar.
Kısacası, Apple ve IBM gibi teknoloji devleri, yapay zeka alanında attıkları adımlarla, bu teknolojinin sadece etkileyici ve yenilikçi değil, aynı zamanda güvenli ve sorumlu bir şekilde kullanılmasının mümkün olduğunu gösteriyor. Bu, yapay zekanın parlak geleceği için sadece bir başlangıç ve güvenlik, bu yolculuğun merkezinde yer alıyor.