Şimşek "Enflasyon düşmeden faiz düşmez" çıkışını niye yaptı?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Tarih 31 Ocak 2015. Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul'da bir toplantıda özetle şunları söylüyor:

"...Ne diyorlar? İnsanı böyle adeta çıldırtacaklar. Enflasyon düşerse faizi düşüreceklermiş. Bu anlayış anlayış değil, bu yanlış bir mantık. Doğru bir mantık değil, çünkü enflasyon sebep, faiz netice değildir. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Bunu öğrenmeleri lazım..."

Erdoğan'ın aynı doğrultuda çok sayıda çıkışı var. Cumhurbaşkanı ta baştan beri bu görüşü savunuyor; faiz düşürüldüğü takdirde enflasyonun da gerileyeceğini dile getiriyor. 

Hatta Erdoğan, geçmiş yıllarda bir başarısızlık itirafında bulunmuş ve faizlerin indirilmesi konusunda başarı sağlayamadığını dile getirmişti.

Erdoğan, bir konuşmasında ise Merkez Bankası yönetimini faizi yüksek tuttukları gerekçesiyle vatana ihanet imasıyla eleştirmiş ve mevcut yönetim için "Zamanları dolduğunda gereğini yaparız" diyerek yeniden atanmalarının söz konusu olamayacağı mesajını vermişti. 

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz konusundaki görüşünü herkes biliyor. Bu görüşe katılmayan, yani enflasyonun faizin sonucu olmadığını, tam tersine faizin enflasyonun sonucu olduğunu düşünenler ise genellikle sesini çıkarmıyor, çıkarmaktan kaçınıyor. 

Nisan ayı önemli

Önümüzde kritik bir karar alma süreci var. Nisan ayında Merkez Bankası Başkanı'nın görev süresi ya bir anlamda uzatılacak ya da yeni bir atama yapılacak. 

Erdoğan'ın geçmişteki sözlerine ve mevcut Başkan Erdem Başçı'ya olan eleştirilerine bakıyoruz; Başçı'nın bu görevini sürdürmesi pek mümkün olacak gibi görünmüyor. Son Para Politikası Kurulu'ndaki 0.25 puanlık faiz indirimi Başçı'ya koltuğunu koruma şansı tanıyacak bir karar değil. Kaldı ki, o faiz indirimi 0.25 puan değil 2.5 puan olsa ne fark ederdi ki... Beklenen, en azından beklendiği havası yaratılan çok daha fazla faiz indirimidir. Bizlere sıfır dolayındaki, hatta negatif seyreden faizler örnek gösterildiğine göre... Demek ki Merkez Bankası'nın da faizleri yüzde 1'lere, 2'lere çekmesi bekleniyor, kim bilir...

Şimşek'in çıkışı

Cumhurbaşkanı Erdoğan "İnsanı adeta böyle çıldırtacaklar. Enflasyon düşerse faizi düşüreceklermiş" diyor, ama daha birkaç gün önce Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek "Enflasyonu düşük tek haneye düşüreceğiz ki faiz düşsün" şeklinde bir çıkış yapıyor. 

Mehmet Şimşek'in faiz-enflasyon konusundaki görüşü zaten biliniyordu. Dolayısıyla Şimşek'in çıkışında, içerik olarak şaşırtıcı bir yön yok.

Ama önemli soru şu; Mehmet Şimşek tam da Merkez Bankası Başkanlığına atama yapılacağı bir dönemde niye böyle bir açıklama yapma ihtiyacı duydu? 

Şimşek, bu sözüyle Saray'ın tepkisini çekeceğini bilmiyor olamayacağına göre...

Atama çekişmesinin ayak sesleri mi?

Kabul etmek gerekir ki Erdem Başçı'nın yeniden atanması pek beklenmiyor. Hem zaten son yıllarda başkanlar hep bir dönem görev yapmışlar. Bu kez de öyle olacağı kanısı yaygın. Dolayısıyla 19 Nisan itibariyle Merkez Bankası Başkanlığı koltuğunda büyük olasılıkla yeni bir isim olacak.

Öyle görünüyor ki hükümet ile Saray arasında bu ismin kim olacağı konusunda bir çekişme başlamış gibi. Merkez Bankası Başkanı Bakanlar Kurulu'nca atanıyor. Ama tabii ki bu atamanın gerçekleşebilmesi, Cumhurbaşkanı'nın onayıyla mümkün olabiliyor. Dolayısıyla hükümetin ve Cumhurbaşkanı'nın üstünde uzlaşamayacağı bir ismin Merkez Bankası Başkanlığı görevine getirilmesi söz konusu değil. 

İşte kızılca kıyamet bu aşamada kopabilir. Ya hükümetin önerdiği ismin Cumhurbaşkanı'nca uygun bulunmaması hali ortaya çıkarsa... Bu daha önce yaşandı. Eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Erdem Başçı'nın kararnamesini onaylamayınca Durmuş Yılmaz bu göreve getirilmiş, bir anlamda Başçı başkanlık için beş yıl beklemek durumunda kalmıştı. 

Şimdi, Merkez Bankası'na atama yapılamazsa kaygısı yaşanıyor. Olmaz dememek gerek. Hazine Müsteşarlığı koltuğu neredeyse iki yıldır boş. Aynı durum Merkez Bankası Başkanlığı'nda da yaşanabilir mi, diye endişe edilmiyor değil. 

Merkez Bankası'nda Başkanlığın boşalması halinde en yaşlı üyenin başkanlığında toplanacak Banka Meclisi tarafından Başkan Vekili olarak seçilecek bir Başkan Yardımcısı Başkanlık görevini üstleniyor. 

"Biz yolu açtık" mesajı

Merkez Bankası'nda yeni başkanın kim olacağı kadar, nisan ayında faiz indirimine gidilip gidilmeyeceği de şimdiden merak konusu. Biz, bir önceki yazımızda Merkez Bankası'nın son PPK toplantısındaki 0.25 puanlık faiz indirimini yeni yönetimin kucağına bırakılmış pimi çekilmiş bir bombaya benzettik. Bu görüşümüzü hala koruyoruz. Merkez Bankası'nda bankacılarla yapılan toplantıda da faiz indiriminin yolunun açıldığı ve bundan sonraki dönemde indirimlerin devam edebileceğinin ifade edildiği belirtildi. 

Bu mesajları okumak çok zor olmasa gerek. Para Politikası Kurulu’nun 20 Nisan’daki toplantıda “almak zorunda kalacağı” karar adeta şimdiden ilan ediliyor; “faiz indirilmeli” deniliyor. Ya o günkü koşullar faiz indirmeye elvermeyecekse... Yeni yönetimin bir açmazla karşı karşıya kalacağı kesin. Böyle bir durumda şu gerçeği bir kez daha göreceğiz:

“Demek ki faiz, ancak koşullar elverdiğinde indirilebiliyormuş...”

Tüm yazılarını göster