Şimdi sakin kafayla düşünme zamanı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası'nın geçen hafta aldığı, 2011 yılında da benzerlerini uygulamaya koyabileceğini duyurduğu kararlar günlerdir tartışılıyor, değerlendiriliyor. Bu kararlarla öngörülenin ne olduğu çok açık biçimde dile getirilmişti; amaç, Türkiye'ye gelen sermayenin vadesini uzatabilmek. Ancak, birbirine karıştırılan iki kavram var…

Bu kararlar, mevcut kısa vadeli sermayenin Türkiye'yi terk etmesi sonucunu doğursun, gibi bir beklenti yok, olamaz da zaten. Böyle bir beklentiyle hareket etmek, bu kararları bir anlamda inkar olur. Biz ne diye bu önlemleri uygulamaya koyuyoruz; kısa vadeli sermaye öyle çok hızlı hareketler göstermesin, diye, değil mi... İki yönlü de, girişte de, çıkışta da… Dolayısıyla, kısa vadeli sermayenin Türkiye'den hızla kaçmasına yol açabilecek bir adımın mantığı olamaz. Amaç, mevcut kısa vadeli sermayenin zaman içinde azaltılmasıdır, yoksa bu sermayeyi tümüyle eritmek, yok etmek söz konusu değildir zaten.

Dolayısıyla, Merkez Bankası'nın aldığı kararlarla amaçlanan "mevcudun çıkması"nı sağlamak değil, yeni girişleri en az düzeyde tutabilmektir.  

Peki, bu kararlar mevcut kısa vadeli sermayenin Türkiye'den kaçmasına yol açar mı ve yeni girişleri tümüyle değilse de büyük ölçüde önler mi?

Çoğu kez olayın sıcaklığıyla sağlıklı değerlendirme yapmak mümkün olmayabiliyor. Merkez Bankası bu kararları açıkladıktan sonra bir-iki günde milyar dolarların Türkiye'den çıktığı yazıldı, söylendi. Ama temel göstergelerde bu boyutta bir çıkışı doğrular bir veri yok. Yani yalnızca doların yükselmesine bakıp böyle bir değerlendirme yapmak doğru değil. Türkiye'den kısa vadeli sermaye çıkıyorsa, bir yerlerde eksilme olması gerekir, değil mi…

Türkiye'deki yaklaşık 115 milyar dolarlık toplam kısa vadeli sermayenin 72 milyar doları hisse senedinde, 33 milyar doları ise kamu kağıtlarında. Yabancı, Türkiye'den çıkmaya karar vermişse, önce elindeki hisse senedini ve kamu kağıdını satmak zorunda. Elindeki menkul kıymetleri nakde çevirecek ki, sonra bunu dövize döndürüp çıkabilsin. Hisse senedi ve DİBS'te belirgin bir satış olsa, bu fiyatlara yansımaz mıydı… Hisse senedi fiyatları hızla düşerdi, aynı şekilde DİBS fiyatları da geriler, dolayısıyla faizler yükselirdi.

Borsa'daki yabancı payı ile gösterge tahvilin faizindeki seyir, yabancıların Türkiye'yi terk edip etmediklerinin temel göstergesi. Yabancıların Borsa'daki hisse senedi payları kararlar açıklanmadan önce yüzde 52.76 düzeyinde bulunuyormuş. Pay, yüzde 52.65'e inmiş. Değerde ise çok az da olsa artış var.

Gösterge faizde de öyle önemli bir çıkışa işaret eden yükselme olmamış. Hatta faizde kayda değer bir hareket bile yok.

Peki yabancılar bu kadar parayı, gerçekten çıkardılarsa eğer, ne satarak çıkarmışlardır sizce?

Yabancıların çıkmadığının kanıtı
  İMKB-Yab. Payı (%) Gösterge  faiz (%)
  Senetteki Değerdeki Spot Valörlü
16 Aralık 52,76 66,64 7,28 7,30
17 Aralık 52,68 66,56 7,33 7,42
20 Aralık 52,69 66,59 7,45 7,43
21 Aralık 52,65 66,57 7,40 7,40
22 Aralık 52,65 66,61 7,35 7,33

Giriş hızlanabilir

Alınan bu kararların, mevcut kısa vadeli sermayeyi hiç de rahatsız etmediği ve bir çıkışa yol açmadığı ortada. Kaldı ki, yükselen döviz kuruyla çıkmak, elde edilen karın yok olması sonucunu doğurur; dolayısıyla şimdi kimse çıkmak istemez.

Bu arada, kararların temel amacı olan kısa vadeli girişin önleyip önleyemeyeceği tartışıladursun, bir tehlike tümüyle göz ardı ediliyor gibi. Son dönemde bir miktar yükselen dolar kuru, Türkiye'ye girmek isteyen kısa vadeli sermaye için çok uygun bir ortam oluşturmuş durumda. Düşünsenize, bir ay önce 1.40'lardan TL'ye döndürülecek dolar, bugün 1.55'ten çevrilebiliyor. Bir milyon dolar, 1.4 milyon lira değil, artık 1.55 milyon lira ediyor.

Denilebilir ki, faiz düşürüldü ve daha da düşürüleceğinin işareti veriliyor; zorunlu karşılıklar vadelere göre farklı belirlendi ve özünde artırılmış oldu, ayrıca repo işlemlerinden sağlanan fonlar da zorunlu karşılık kapsamına alındı, yani bankaların elinde daha az para bırakılıyor.

Bütün bunlar, Türkiye'yi cazip olmaktan, para kazanılacak bir ülke olmaktan çıkarmış sayılır mı? Hani ticarette bir söz vardır, alırken kazanmak, diye. Türkiye'ye girecek kısa vadeli sermaye için bu söz çok geçerli, onlar alırken, yani Türkiye'ye girerken kazanıyorlar genellikle. İşte görece yüksek döviz kuru. Alırken kazanmanın göstergesi…

Kısa vadeli sermayeye karşı önlem alırken, dozu iyi ayarlayamayıp, ava giderken avlanmak da var!  

Tüm yazılarını göster