Sigortalıların nabzını kaza yaparak tutuyorum!

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Ben gazeteciliğe, gazeteler Cağaloğlu'ndayken başlamıştım. Biz Kadıköy'de oturan gazeteciler 08.45 ya da 09.15 arasındaki bir vapur ile karşıya geçerdik. Hepimiz birbirimizi en azından sima olarak tanırdık. Çevremizdeki olayları birebir yaşardık. Vapurda, otobüste, dolmuşta her anı yaşardık. Halkla bir aradaydık. Vapurda bir arka sıradaki tartışma ya da otobüsteki muhabbetlere kulak kabartırdık. Bunlar bizim mesleğimizin bir parçası idi. Hepsi bizler için birer istihbarattı.  Haber için hiç sıkıntı çekilmezdi. Çünkü haberin içindeydik. Sonrasında gazeteler şehir dışına çıktıktan sonra gazetelerimize özel otomobillerle ya da servislerle gidilir oldu. Habere röportaja ise gazetemizde çalışan taşeron araçlarla giderdik. Ve haberden koptuk ne yazık ki.

Şimdi size bunları neden anlattığımı merak etmiş olabilirsiniz. Son beş yıldır bir gazeteci olarak sigorta sektörü ile çok yakından ilgileniyorum. Bütün karşılaştığım olayları sizlerle de paylaşıyorum. Halkla çok iç içeyim. Özellikle sigorta konusunda. Bu nedenle bir ayda ikinci kazamı yaptım! Bu seferde ters yöne gitmeye çalışan bir işyeri minibüsü çarptı bana. İnanın bu kazaları size birtakım şeyleri gerçekçi anlatabilmek için yapıyorum! Bundan önceki kazamda karşı taraf 100/100 kusurluymuş. Şimdikinde de mutlaka öyle olacak çünkü kavşağı kestirmeden tersten dönen bir araç benim otomobilime çarptı. Olay çok ilginç gerçekleşti. Mutlaka sizlerle paylaşmalıyım.

Benim kaza az daha Bakan'a kurban gidiyordu

Çekmeköy'ü geçtikten sonraki Dudullu kavşağında oldu olay. Burası ne yazık ki emniyetsiz bir yer aslına bakarsanız. Ne işaret var, kimin nereden nereye gittiği belli değil. Tam kazayı yaptığım yerin 10 m yakınında Jandarma Trafik aracı vardı. Tam ekibin gözünün önünde oldu olay. İçimden, "Eh artık kazayı seyretti ekip karşı sürücünün söyleyecek bir şeyi olmaz" dedim. Gerçekten bir jandarma hemen arabadan indi ve yanıma gelip, "Beyefendi aracınızı şöyle kenara çekin dedi" ve gitti otosuna bindi. Karşı sürücü Jandarma Trafik olayı gördüğü için çok umutsuzdu son çırpınışlarla saçma bir iki gerekçe söylemeye çalıştı. Bu arada sürücü kardeşim benim kaskomun olup olmadığını sordu. Ben de "Var ama sana ne" dedim. Benim hasarı senin kaskodan karşılayalım dedi. Bu arada saçmaladığı için ekip otosuna baktım ve ne zaman müdahale edecek diye bekledim. Bu beklentime Jandarma Trafik polisi yanıma gelerek cevaplamış oldu. Bana döndü, "Beyefendi maddi hasarlı trafik kazalarına bizler karışmıyoruz" dedi. "Biz anlaşamazsak müdahale etmek zorundasınız, üstelik aracımı kenara neden çektirdiniz o zaman" dedim. Bana ne dese beğenirsiniz, "Bu yoldan Sayın Bakanım'ın gelme ihtimali var o nedenle bu yolu açık tutmam gerekiyordu" demez mi.  Güleyim mi, ağlayım mı bilemedim. Bu sefer karşı sürücüyü Kaza Tespit Tutanağı doldurmaya biran evvel ikna edip yola devam etmem edeyim dedim. Kaza Tespit Tutanağı çıkarttım neredeyse onunkini de doldurdum. "Ama ben haklıyım ağabey sen sol tarafa bakıyordun" dedi. Ben de otomobiller soldan geliyor ters yönden araç geleceğini tahmin edemedim. Kusur tespitini bizler yapmayacağız. Sen su bölüme kendi düşüncelerini yaz" dedim. Ve birbirimizin telefonlarını alarak yola devam ettik.

TRAMER'den kontrol edin

Gerçek olaylar yazarak sizleri bilgilendiriyorum. Bu bana rastlayan ikincisi ve bu arkadaşın aracında Kaza Tespit Tutanağı yoktu ve nasıl doldurulacağını da bilmiyordu. Bu işi bilmeyen hiç bilmiyor bilen ise o kadar iyi bilmeye başladı ki suistimalleri bile keşfettiler. Geçen haftaki yazım sonrası birkaç elektronik posta ve telefon aldım. Bu sahtekarlıklara bazı otomobil servislerinden organize olduklarını öğrendim çok şaşırdım. Siz aracınızı servise bakım için bırakıyorsun, servis senin kimlik ve araç bilgilerinle kaza yaptırıp üzerinden para kazanıyor. Sen poliçeni yenilediğinde poliçe fiyatının geçen yıla göre arttığını gördüğünde uyanıyorsun olaya. Burada eksperlere büyük iş düşüyor. Araç mutlaka görülmeli. Bu işlerin başına gelmesini istemeyenler aralıklarla www.tramer.org .tr sitesine girerek kontrol etmeliler. Bu arada geçen hafta yazdığım baba-oğul amca-yeğen organizasyonları İşsizlik Sigortalarında da oluyormuş. Baba oğlunu işten çıkardı gösterdiği tespit edilmiş. Baba oğul olduğu soyadlarından ve kimlik bilgilerinden belli. Şu cesarete bakar mısınız. Sigortacıları enayi yerine koymayın çok canınız yanar sonra. 

Tüm yazılarını göster