Sigorta sektörünü yedi senedir yakından izliyorum. Bugün atanan genel müdürün ertesi gün görevden alındığına tanık oldum. Fakat uzun süre görevde kalan ve büyük başarılara imza atan genel müdürler de yok değil. Şirket yönetimlerinde ekip ruhu gerçekten çok önemli bir faktör. Bu konuda da çok örnek var. Sigortacılık bu konuda gerçekten ayrıcalıklı bir sektör. Yılın ilk aylarında genel kurullarla birlikte yönetici değişiklikleri de başladı. Sigortacılık gerçekten spesifik bir konu. Konuyu kavramak sektörü tanımak için bir süreye ihtiyaç var her zaman….
Son bir ay içerisinde sektörde kim ayrıldı, yerine kim atandı bir bakalım; Güneş Sigorta Genel Müdürü İlker Aycı, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanlığı'na atandı. İlker Aycı Başak Sigorta'nın özelleştirme sürecinde önemli rol oynamıştı. İyi danışmanlarla ve ekip ile kendini her geçen gün geliştirerek tam sektöre katkı sağlayacağı zaman farklı bir yere ataması yapıldı. İlker Aycı'yı özellikle insan ilişkilerinde ve topluluğa hitap ustalığının altını çizmem gerekiyor. Umarım gelecekte bu özelliğini kullanabileceği alanlarda da görürüz kendisini. Kendisine yeni görevinde başarılar dilerim. Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Yusuf Yeşilırmak'da yerini genç bir yöneticiye devretti. Yusuf Yeşilırmak hem sektöre hem de Vakıf Emeklilik'e önemli katkılar sağlamış biri umarız kendisi sektörde kalır. Yerine atanan Mehmet Bostan ise genç ve başarılı bir yönetici. Elementer sigortacılıktan Bireysel Emeklilik tarafına geçmiş olsa da banka geçmişinin avantajı ile burada da başarılı olacağına inancım sonsuz.
Diğer değişiklikler de kapıda
Sigorta sektöründe gelecek aylarda emekli olacak veya kendi istekleri ile görevi bırakacak birkaç genel müdür daha var. Şirketlerde zaman zaman kan değişikliğine ihtiyaç duyuluyor. Hani bizim futbol takımlarımızda ki teknik direktör değişimleri gibi. Yöneticilerle çalışanların kan uyuşmazlıkları zaman zaman olur. Bir futbol takımı üst üste mağlubiyetler alır ve sonunda teknik direktör gidip yerine yenisi geldiği ilk maçta bir galibiyet alınır ve sonrasında evvelki sendrom devam eder. Çünkü üst üste gelen mağlubiyetlerin sorumlusu çoğu zaman teknik direktörler olmayabilir. Yönetim teknik direktörün yerine futbolcu alırsa sorun orada başlıyor. Her teknik direktöre kendi takımını kurma şansı verilmediğinde başarısız olunduğunda da bunun hesabı da teknik direktörden sorulmamalı.
Bu örneklemelerden sonra Ankara Sigorta'da ki kan değişikliğine değineceğim. Görevinden ayrılan Ankara Sigorta eski Genel Müdürü Şaban Çağıran'ı yakından tanıma fırsatı buldum. Banka kökenli olmasına rağmen konuya oldukça hakim son derece beyefendi birisi. Ankara Sigorta'ya öyle bir zamanda genel müdür oldu ki "zarar diz boyu". Sonrasında yapmak istediklerini yapmaya bile fırsat bulamadı. Çünkü önce kriz sonrasında Hazine'nin yeni uygulamaları üst üste geldiğinde kısıtlı olan sermaye yapısı nedeniyle günler zor geçti. Şaban Beyin de sektör de kalacağına inanıyorum. Banka kökenli olması ve sigortacılığı da öğrenmiş olması nedeniyle özellikle genel müdür arayışı olan şirketlerin Şaban Beyin sektörü bırakmasını engelleyeceklerini düşünüyorum. Şaban Bey için söylediğim her şey Ankara Sigorta'dan ayrılan Genel Müdür Yardımcısı Enis Basım için de geçerli. Sektör için çok değerli insanlar, umarım sektörde kalırlar.
Koçak kolları sıvadı
Ankara Sigorta Genel Müdürlüğü'ne atanan Niyazi Koçak için ise söylenecek çok şey var. Kendisi ile ilgili Birlik Sigorta'dan ayrıldıktan sonra bir yazı yazmıştım. Birlik Sigorta için önemli işler yapmıştı. Son derece dürüst ve sigortacılığı iyi bilen birisi. Birlik Sigorta Yönetim Kurulu o gün bu gündür hala genel müdür ataması yapamadı. Bu arada Birlik Sigorta'da yönetimi bugünlere büyük özverilerle taşıyan ekibi de kutlamak gerekir. İşin özü, Niyazi Koçak zoru seçti. Kolları sıvadığını duydum. Umarım Yönetim Kurulu kendisine inanır, işine karışmaz ve destek verir de Ankara Sigorta çok daha güzel yarınlara kolay ulaşır. Niyazi Koçak'a yeni görevinde başarılar dilerim.