Sigorta sektörü iletişime açık mı?

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

SEKTÖRÜN İÇİNDEN / Can Kantar can.kantar@gmail.com Sigortacıların gerek medyaya, gerekse tüketicilere kendilerini doğru anlatamadıkları hakkında kaç yazı yazdım hatırlamıyorum. Sokaktaki vatandaşın sigortacılar hakkındaki, "Sigortacılara güvenilmez, sigorta yaptırırken canım cicim, hasar olduğunda ödememek için bin dereden su getirirler" yorumu pek değişmiyor. Bana göre bu düşünceyi değiştirecek, müşterisi için ağzıyla kuş tutacak olan yine sigortacıların kendisi. Tabii bu noktada medyaya düşen görevleri de unutmamak lazım. Medya ve sigorta sektörü yetkilileri çeşitli vesilelerle bir araya geldi. Bu arada güzel dostluklar oluştu. Şimdi konuya tarafsız olarak iki cepheden de bakmak istiyorum. Öncelikle kendim de bir gazeteci olduğum için ilk önce bu gözle bakacağım. Biz gazeteciler için zaman çok önemli. Ajanslara bir haber düşer ve muhabirler bunu genişletmek için şirket yetkililerini arar. Bu aramalarda genellikle pek kimseye ulaşılamaz. Ya da, "Soruları geçin, biz size yazılı olarak görüşlerimizi aktaralım" denir. Ve bu cevaplar ne yazık ki zamanında basın mensuplarına ulaşmaz. Sigorta sektörü ya da bir sigorta firması ile ilgili geniş bir haber yapmak isterseniz de işiniz oldukça zordur. Kendini tüketiciye anlatmak çabasındaki sigorta şirketlerinin yetkililerinden randevu dahi alamazsınız. Sonra da hepsinin ortak şikayet noktası, "Bize medya ilgi göstermiyor" şeklindedir. Tabii ki bu çıkarımda sektörün bazı yöneticilerini ayrı tutuyorum. Sektör yöneticileri kendilerini bu kadar ağırdan aldıklarında sigorta sektörünün bir gazeteci için 100 sektörden sadece biri olduğunu unutmamaları gerekiyor. Basın mensupları bir ilgi gösterir, iki ilgi gösterir, sektörden samimiyet ve haber akışı görmezse başka sektörler ile ilgili haber yapmaya yönelir. Genel müdür niçin aranır? Diğer taraftan bakıldığında ise şirket yöneticileri de medyanın özellikle sigortacılık hakkında bilgi sahibi olmayan çalışanlarından rahatsız. Nasıl olmasınlar ki, geçen hafta sonu Hürriyet Gazetesi'nde bir röportaj yayınlandı. Emeklilik şirketinin üst yöneticisiyle görüşülerek hazırlanan yazının her bölümünde emeklilik şirketinin ismi "sigorta şirketi" olarak geçiyor. Geçtiğimiz hafta sigorta şirketinin genel müdürü ile sigorta sektörünün medya ile iletişiminden konuşuyorduk. Genel müdür şöyle dedi: "Can Bey, siz öyle diyorsunuz ama biz gazetecilere cep telefonlarımızı veriyoruz, iletişimimizi açık tutmaya çalışıyoruz. Ama geçen gün deniz kenarında dinlenirken telefonum çaldı. Telefonun karşısındaki gazeteci arkadaşımın beni niçin aradığını söyleyeyim mi size? Otomobiline geçtiğimiz hafta benim şirketimin trafik poliçesi olan bir vatandaş çarpmış. Benden konu ile ilgilenmemi istiyor. Basın ile iletişimi açık tutayım "evet" ama böyle bir iş için dinlenirken rahatsız edileceksem, 'hayır' diyorum." Bu arada bazı şirket yöneticilerinin telefonda ayak üstü olur olmaz bir durumda gazetecinin sorusuna cevap vermemesini de anlayışla karşılıyorum. Çünkü yanlış anlaşılacak bir ifade hem kendi şirketine ve hem de sektöre zarar verebilir.

Tüm yazılarını göster