Geçtiğimiz hafta sigorta sektörü açısından ciddi uluslararası bir toplantı gerçekleştirildi. "İstanbul Uluslararası Sigortacılık Konferansı" Aksigorta ve The Geneva Association'ın ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıya gerçekten önemli isimler katıldı. Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı toplantıya katıldılar. Dünyanın dev sigorta şirketlerinin yöneticileri, Aksigorta tepe yöneticileri ve Hazine'den sigortacılık konusunda yetkili isimler panelleri izlediler. Geniş bir katılım vardı. Birçok sigorta şirketinin genel müdürü de oradaydı.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ilk kez bir sigorta şirketi grubunun en üst düzey katılımıyla temsil edildi. Güler Sabancı'nın sigortacılık ile ilgili bir toplantıya katılıp sigortacılık ile ilgili birkaç söz söylemesini bile çok önemli görüyorum ve Sabancı Grubu'nun sigorta sektörüne verdiği önemin bir göstergesi olarak yorumluyorum. Bir tarafta Koç Grubu sigortacılık sektöründen çıkmaya çalışırken, diğer taraftan Sabancı Grubu'nun en yetkili kişisi "Biz sigorta sektöründeki yatırımlara devam edeceğiz ve şirketlerimizin direksiyonunda olacağız " diyor. Bu gerçekten önemli bir yaklaşım.
Bu sefer bakanımız hazırlıklıydı
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Şimşek bu sefer kendisi için hazırlanan metni satırı satırına okumadı. Geçen toplantıdan bu yana sigorta sektörüne ilgi duyduğu bir gerçek. Fakat ilgi duyduğu kısmı "Tasarruf kısmıydı." Sayın Bakan "Ben sigorta sektörünü önemli bir tasarruf aracı olarak görüyorum" dedi. Sayın Bakan Şimşek'in konuşmalarını izleyen salondaki hayat dışı faaliyet gösteren şirketlerin genel müdürleri, kendi aralarında "Sayın Bakan bizi sigortacıdan saymıyor, bizlerin Türkiye ekonomisine verdiği trilyon dolarlık teminatları gözardı ediyor" dediklerine tanık oldum. Bireysel emeklilik ve hayat sigortalarını önemsemediğimi düşünmeyin. Gerçekten ülkemizin uzun vadeli fonlara ihtiyacı var. Bu ne ilk kriz ne son kriz olacak. Özellikle BES ve hayat sigortalarında birikecek fonlara gelecekte ihtiyacımız olacak. Hazine Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç de gelecek stratejilerinde devletin yükünü hafifletmek için sağlık, hayat sigortaları ve bireysel emeklilike ağırlık verileceğinin sinyallerini verdi.
Bu arada bol bol ekonomik kriz konuşuldu panellerde. Yurtdışından gelen sigortacılar çok güzel sunumlar yaptılar. Hele bir örnek vardı ki sormayın, örnek dünyada sigortacıların birbirlerine olan benzerlikleri ortaya çıkardı. Bir ülkede 18 sigorta şirketi genel müdürüne şu sorular sorulmuş; Fiyat kırarak pazar payı kapmak konusundaki düşünceleriniz nelerdir? 18'i de cevap olarak "Hayır" demişlerÖ İkinci soru; Rakiplerinizin fiyat kırarak rekabet edeceğini düşünüyor musunuz? Cevap; genel müdürlerin 18'inin de cevabı "Evet" olmuş. Şimdi sigorta sektörümüzün karar verenleri "Zaten kötü bir sene geçirdik, son üç ay da bir de fiyat kırarak rekabete kalkarsak sonumuz olur" diyorlarÖ Siz kasım-aralıkta görün sektörümüzün halini. Bunu da ben diyorum, inşallah yanılırım.
Basını tek başıma temsil ettim!
Toplantıya geri dönecek olursakÖ Çok başarılı bir toplantı olduğunu söylemem gerekir. Bir gazeteci olarak başından sonuna kadar izleyebildiğim ender toplantılardan biri olduğunu itiraf etmeliyim. Benim açımdan verimli oldu. Bu nedenle toplantıyı düzenleyen Aksigorta'yı kutlamak isterim. Sigorta sektörünün böyle ciddi toplantılara ihtiyacı var. Bu arada Sayın Bakan ile birlikte gelip onunla giden Ulusal basınımızın sigortacılık sektörüne verdiği destek için ayrıca teşekkür ederim! Durum böyle olunca salonda benden başka soru soracak kimse olmadığı için bütün soruları ben sordum. Bir tanesinden aldığım cevabı sizlerle paylaşayım da sigorta sektörünün ne seviyede olduğu konusunda bir fikriniz olsun. Bir yabancı konuğa "Otomobilini canından daha kıymetli görüp sadece otomobil sigortası yaptıranların çoğunlukta olduğu başka bir ülke biliyor musunuz?" dedim.. Cevap Suudi Arabistan'dıÖ Allah'tan konuğumuz, ülkemizi ima ettiğimi anlamadı yoksa hep birlikte rezil olurduk, dünya aleme!