Sigorta acenteleri sektörün can damarı. Toplam prim üretiminin yüzde 65'ini sigorta acenteleri yapıyor. Bir kağıt parçası ile bir yıllık bir güvence vaat edip, üzerine bir de para alabilen acenteler gerçekten büyük bir iş başarıyorlar. Sigorta şirketleri alternatif dağıtım kanalları arayışı ile prim üretimini artırmayı hedefliyor. Bankadan satılıyor, brokerler satıyor, internet sitelerinden satılmaya başlandı, ama acentelerin popülaritesi en az 10 yıl daha süreceğe benzer, sonrası Allah Kerim.
Sigorta poliçesinin arttığı bir dönemde yaşanan fiyat rekabeti ile karlılığın azalmasından ya da karsızlıktan sigorta şirketleri çok şikayetçi. Ya acenteler ne yapsın ? Fiyat kırıldıkça kendi komisyonları da azalıyor ne yazık ki. Belirli bir üretim kapasitesini yakalayamayan acenteler zor durumdalar. Yeni Türk Ticaret Kanunu ile hepsi birer tacir olan 16.000 sigorta acentesi de derinden etkilenecek. İş dünyasında beklenen elenmelerin sigorta acenteleri arasında da olacağı kaçınılmaz görünüyor.
Acentelerin gelirleri azalıyor
Tüketici tarafından bakıldığında ise "acente" kendileri için bir sigorta şirketi. Onu tanıyor, onu biliyor. "Poliçen hangi sigorta şirketinden?" diye sorulsa "bizim acente Ali'den" cevabını alabiliriz. Sigorta acentesi Ali iyi ise sigortacılık iyi bir şey, sigorta acentesi Ali kötü ise sigorta kötü bir şey. Sigorta şirketlerinin tüketici tarafındaki yüzü olan acentelere çok iyi bakmaları gerekiyor. Fakat diğer bir sorun ise acentelerin birden fazla sigorta şirketinin acenteliğini yapması. Burada acenteler fiyat rekabeti sırasında müşterilerini kaçırmamak ve esnekliği kazanmak için mecburen baş vurdukları bir çıkış noktası. Diğer taraftan da sigorta şirketleri birden fazla şirketle çalışan acentelere yatırım yapmakta çekinceli davranıyor. Hatta artık acentelerin gönüllerini hoş tutmak için yapılan "acente toplantıları" da azaldı. Birçok şirket yapmamaya başladı.
Sigorta acenteleri ayakta kalabilmek için, tırnakları ile oluşturdukları müşteri portföylerini korumak bir yana yeni sigortalılara yönelmeliler. Rekabete ayak uydurmak için ne gerekiyorsa yapmalılar. Yeniden yapılanmalı bir çoğu. Ekiplerini yenilemeli belki. Stratejilerini değiştirmeli, belki de uzmanlıklara yönelmeli. Ekmeğine sıkı sıkı sarılmalı. Gerçekten bundan sonrasında acenteler için "prim üretimi" aslanın ağzında. Bunların kolay olmadığını biliyorum. Bu nedenle sigorta acenteliği zor meslek dedim ya.
İSAD'ın görkemli balosu
Geçtiğimiz hafta sonu İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği'nin (İSAD) 50'nci yıl balosu vardı. Sigorta acentelerinin "Mustafa Sarıgül"ü diyorum kendisine Sevgili Turusan Bağcı kardeşim bulmuş buluşturmuş bir gece düzenlemiş. Geceye 300 davetli katıldı Sheraton Maslak'ta yapıldı. Birçok genel müdür davete katıldı. Çok güzel bir gece oldu, orkestra eşliğinde davetliler hoş vakit geçirdiler.
Acente dernekleri güçlerini birleştirmeli
Bu gecede dikkatimi çeken ise şu oldu ; Sigorta şirketlerinin temsilcileri, eksperler, sigorta endüstrisinin bütün paydaşlarının yanısıra, Sigorta Acenteleri Derneği (SAB) yöneticileri, Anadolu'daki sigorta acente derneklerinin temsilcileri, TÜSAF yöneticileri hepsi bir aradaydılar. Okuyucularımızın birçoğu şimdi neden bu konunun dikkatimi çekecek bir konu olduğunu merak etmiş olabilir. Konu özetle şöyle. Sigorta acente dernekleri genelde görüş ayrılıkları nedeniyle pek bir araya gelemezler ve aralarında her zaman bir çekişme olmuştur. O gece bu durumdaki iki acente dernek temsilcisinin şöyle konuşmasına tanık oldum ; "Hepimizin aynı görüşte olması mümkün olmayabilir, ama diğer dört konuda zaten görüş birliğimiz varsa, geri kalan bir maddeyi bir araya gelip ortak noktasını bulabiliriz. Hepimizin tek kavgası mesleğimizi yüceltmek ve ekmeğimizi kazanmak değil mi ?. Bu kavga niye. Gelin güçlerimizi birleştirelim, ortak hedeflerde 16.000 acenteyi temsil eden güçlü bir sivil toplum kuruluşu yaratalım. Bu gücü yarattığımızda ise isteklerimizin karşılanmasının çok daha kolay olacağını hep birlikte göreceğiz. Bizi bölüp parçalayıp yönetmeye çalışanların hesaplarını tersine çevirelim" Buradan acente dernek yöneticilerine sesleniyorum, bir araya gelin sorunlarınızı halledin, mesleğinizi yüceltmek ve ekmeğinizi kazanmak için çaba sarf edin. Beni de davet edin sizlerin arasında olayım uzlaşmanıza yardımcı olayım.Yoksa hepimizi zor günler bekliyor.