PERFORMANS VE YÖNETİMİNİZ / Rüştü Bozkurt rustu.bozkurt@dunya.com Sosyal sorumluluğun, kendi işimizi iyi yapabilme noktasında başladığını zihnimizin bir yerine kaydetmeliyiz. Kendi işimizi iyi yapmanın göstergelerinden biri de "kendimize ayna tutma özgüvenidir." Çok yoğun bir hafta geçirdim ama sevinerek söylemeliyim ki yorgunluğa değdi. PricewaterhosueCoopers ile gazetemiz DÜNYA'nın Gaziantep'te birlikte düzenledikleri bir toplantıyı yönettik: Radikal değişmelere uğrayan Türk Ticaret Kanunu Taslağı'nın neleri değiştirdiği ve işyerlerine olası etkileri anlatıldı. Kalabalık bir izleyici grubu bu teknik konudaki açıklamaları sabırla dinledi. İş insanları, hukuk sisteminin sadece ihtilafları çözme aracı olmadığını, fırsatları değerlendirmek için de yararlı bir araç olabileceğini fark etmiş olmalı ki, toplantının sonuna kadar ilgisini sürdürdü. Bir gün sonra Kayseri'de DÜNYA ile Sağlam Metal'in düzenledikleri kalıp sanayinin sorunları toplantısına katıldık. Gördük ki, ülkemizin her yerinde insanlar, iş yapma tarzlarını sorguluyor; değişmelere uyum için kendilerinden başlayan arayışı giderek yoğunlaştırıyordu. Ertesi gün Samsun'daydık. Sabah, ağırlıklı olarak girişimcilerin eşleri ile "yaratıcı-girişimciliğin gelişmesinde kadının yeri" konusunda bir söyleşi yapıldı. Bu formatta toplantıda bir ilke imza attı. Öyle inanıyorum ki, toplumumuzun derinliğindeki kıpırdanma, girişimci eşleri ile iş yaşamı üzerinde daha çok söyleşi için kapıyı aralamış oldu. Akşam çok sayıda sektör ilgilisi ve kanaat önderi ile Samsun'da mobilya sektörünün sorunlarını ele alan bir "ortak akıl toplantısı" düzenlendi. Kendini sorgulama Cumartesi ve pazar günlerinde ise Şile'de baharın coşkulu doğurganlığını seyredip, gece de kurbağa orkestralarını dinlediğimiz bir mekanda Türkiye Gıda İşverenleri Sendikası (TÜGİS) Danışma Kurulu toplantısı vardı. Necdet Buzbaş, Birol Altınkılıç, Cem Ersen, Okyar Yayalar, Ömer Taşçı, Şemsettin Gelgen, Şemsi Kopuz ve Tanıl Küçük'ün yönetim kurulu üyeliği yaptığı Selçuk Maruflu'nun profesyonel destek verdiği bu önemli sivil toplum kuruluşu kendini sorguladı: Emek piyasası örgütlerindeki çözülmenin hangi eğilimlerden kaynaklandığı, ne gibi fırsat ve tehlike alanları yarattığı, yeni ekonomik düzen içinde işveren sendikacılığının gelişmesinin ne gibi potansiyelleri bulunduğu, potansiyelleri değerlendirmede TÜGİS'in öncelikli görevlerinin neler olduğu irdelendi. TÜGİS yöneticileri; " Sektörle ilgili erişilebilir "dinamik bir envantere" sahip olmanın ilk adım olduğunun bilincindeydi. " Dinamik bir envanterle sağlayacağı sektörle ilgili bilgilerinin "örgütsel paylaşımının" gelişmeye ivme kazandıracağının farkına varmıştı. " "Örgütsel tabanı genişletmenin", bilgileri derinleştireceği ve yoğunlaştıracağı; böylesi bir gelişmenin insan ve sermaye kaynaklarını üretim sürecinde daha etkin kullanmanın yollarını açacağını kavramıştı. " Hepsinden önemlisi de, etkin işçi ve işveren örgütlenmesinin sektörün "niteliklerini" ve "niceliklerini" geliştireceğine kuvvetle inanılıyordu. Diğer işveren örgütleri de Sanıyoruz ki, TÜGİS'in bu girişimi öteki işveren örgütlerine de yansıyacak; herkes kendi durumunu sorgulayarak çıkış yolları arayacaktır. Ülkemiz girişimcileri, kuruluş ve kurumları krizlerden önemli dersler çıkarıyor. On yıl önce 1998, onun ardından 2001 krizlerinde hep birlikte " kalkınmacı devlet politikalarına" sığınarak üretim yapmanın imkansızlığını kavrandı. Ekonomide yaşanan bu yeni kırılma döneminde, girişimcilerimiz kendini sorgulamayı; çağdaş ve geçerliliği olmayan anlayışları ayıklamayı, gerekirse iş alanı değiştirmeyi, en iyi bildiği işi yapmayı ve diğer işleri de başkalarıyla paylaşmayı hızlandırdı. Akılları bir inanca, bir ideolojiye, herhangi bir önyargıya, kalıp düşünceye ve yerleşik doğruya emanet etmeden, sağlıklı gelişme yolunu bulmanın etkin aracı olan "kendini sorgulama" eğiliminin güç kazanması sevindirici bir gelişme.