Şeffaf ekonomiye giden yolda eğitmemiz gereken "kaplanlar"

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Sürdürülebilirliğe geçiş, altyapı, teknoloji ve insan kaynaklarına trilyonlarca yatırım yapılması gerektiği anlamına geliyor. Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, bu yatırımların 2050 yılına kadar 3-10 trilyon dolar arasında olacağı ve yeni iş fırsatları yaratacağı tahmin ediliyor. Bu değişim sürecinde ön plana çıkan temel unsur şeffaflık. Yani hikayenin tamamını anlatmak. Kriz sonrası ortaya çıkan yeni düzende tüm kurallar geçersiz kaldı. Şimdi yeni kurallar yazma zamanı. Başarı ise, bu yeni süreçte her konuda açık olmak; güven ortamını oluşturmak ve cesur davranmaktan geçiyor.

Bir dönem Harvard Business School'da görev almış Prof. Shoshana Zuboff'un dediği gibi: ""Kötü haber: Artık haritalar yok. İyi haber: Haritaları siz yapacaksınız."

Kaplan yılı

2010 yılı Çin'de "Kaplan Yılı" olarak kabul ediliyor. Kaplan, bir yandan kargaşayı temsil ederken, aynı zamanda enerji, güç, cesaret ve iktidar anlamına geliyor.

GRI tarafından yayınlanan "Şeffaf Ekonomi: Küresel Ekonomiye Pusu Kuran Altı Kaplan ve Bu Kaplanları Ehlileştirmenin Yolu" başlıklı çalışma, küresel ekonomide yaşanan değişimler dikkate alındığında, bu dört özelliğin son derece gerekli olacağını ortaya koyuyor. Çalışmaya göre, ABD'li şirketlerin büyük bir bölümünün, geleceğin piyasa savaşlarına uygun yeni lider adaylarını ordudan seçmeye çalışmalarının nedeni de bu. Eski bir ordu mensubu olan Doug Raymond, bugün Google Çin'in monetizasyon başkanı konumunda. Raymond, "Orduda ilginç işlerle uğraşan kişiler, son derece girişimci bir kafa yapısına sahip oluyorlar. Bir iş yapmak için onay ya da izin almaları gerekmiyor. İşlerini yapıyorlar ve belli bir süre sonunda komuta zinciri yapılan bu işin gerçekten değerli olduğunu anlıyor" diyor.

Çalışmaya göre, iş dünyasının şeffaflık, hesapverebilirlik ve sürdürülebilirlik stratejilerini uygulamaya koyabilmesi için  aynı özelliklere ihtiyacı var: Yani enerji, güç, cesaret ve iktidar.Çünkü  şeffaf ekonomiye giden yolda aşılması ve ehlileştirilmesi gereken "altı kaplan" var. Bu kaplanlar, "İzlenebilirlik; Entegre Raporlama; Hükümet Liderliği; Çevresel Engeller; Derecelendirme ve Sıralandırma; Gölge Ekonomiler" olarak sınırlanıyor. Bu kavramlara 'TIGERS' (Kaplanlar) adı verilmesinin nedeni ise İngilizce'de baş harflerinin "TIGERS" kelimesini oluşturmasımdan kaynaklanıyor.

Peki, geleceğin şeffaf ekonomisine giden yolda eğitmemiz gereken "kaplanlar" ne anlama geliyor ve bunları nasıl eğitebiliriz?

1. İzlenebilirlik

İzlenebilirlik, şeffaf ekonominin temel değeri olmaya aday. Çin'de 300 bin çocuğun zehirlenmesine yol açan süt krizini hatırlayacak olursak, bir markanın tüm yaşam sürecinin izlenebilir olmasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Dolayısıyla markaların güven inşaa etmeleri; ürün kalitesinden ödün vermemeleri; üretim sürecinin her adımında bilgi akışını doğru bir şekilde sağlamaları gerekiyor.

Uzmanlara göre, izlenebilirlik yolunda örnek alınan markaların başında Wal-Mart ve Marks&Spencer geliyor. Hatta Marks&Spencer, mobil teknolojileri kullanarak müşterilerinin sürekli olarak ürün ve kurumsal performansa yönelik bilgilendiriyor.

2.  Entegre raporlama

Yaşadığımız ekonomik kriz ve bunun ortaya çıkardığı nüfus, çevre ve kaynak krizleri sonrasında, çok daha farklı piyasa ve politikalara ihtiyaç duyacağımızı ortaya koyan çalışmada, şu yorumlara yer veriliyor: "Çözümün en önemli anahtarlarından biri entegre raporlama. Bugün şirketlerin büyük bir bölümü, yıllık şirket raporlarının yanı sıra, gönüllü olarak 'Kurumsal Sosyal Sorumluluk' veya 'Sürdürülebilirlik' raporları yayınlıyorlar. Genel olarak bu farklı raporların içerdiği veriler, birbirleri ile ilgili olmuyor. Gerçek bir etki yaratmak açısından, bu farklı raporların entegre olması gerekli. Şirketler bu sayede, sürdürülebilir bir stratejiye sahip olduklarını ortaya koyabilirler."

Peki kaç şirket entegre raporlama gerçekleştiriyor? KPMG'ye göre bu oran yüzde 3 civarında.

1969 yılında Brezilya'da kurulan kozmetik şirketi Natura, entegre raporlama konusunda öncü şirketlerden biri olarak değerlendiriliyor.

3. Hükümet liderliği

Piyasaların şeffaflık ve sürdürülebilirlik hedeflerinde, hükümetlere de çok önemli görevler düşüyor. GRI çalışmasına göre, hükümetlerin acil olarak üç alanda harekete geçmeleri gerekli. Bunlardan birincisi, piyasada şeffaflığı artıracak düzenlemelerin yapılması. Örneğin Danimarka hükümeti 2001 yılında şirketlerden  gönüllü çevre raporları yayınlamalarını istedi. 2008 yılında ise borsada işlem gören en büyük bin 100 şirketin ve kamu şirketlerinin yıllık bilançoları ile birlikte kurumsal sosyal sorumluluk raporlarını da yayınlamaları mecburi hale getirildi. Bu yasa kapsamında, sosyal sorumluluk raporu yayınlamayan şirketlerin, bunu neden yayınlamadıklarını açıklamaları gerekiyor. Hükümetlerin harekete geçmesi gereken ikinci alan ise veri toplama. Şirketlere ait verilerin toplanması ve değerlendirilmesi için ulusal, bölgesel ve küresel hükümet ajanslarının devreye girmesi gerekiyor. Önem taşıyan üçüncü konu hükümetlerin şeffaflık konusunda şirketlere modellik etmesi. Uzmanlar, kamu yönetiminde şaffaflığın ve katılımcı demokrasinin, ekonomide şeffaflığı da beraberinde gtireceğini ifade ediyorlar. Bu konudaki en önemli örneklerden birisi, 2000 yılında oluşturulan Karbon Saydamlık Projesi (Carbon Disclosure Project). Küresel ısınma ile mücadele için 60 ülkeden 2 bin 500 organizasyonun katıldığı bu oluşum, yatırımcılar, kurumlar ve hükümetlerin ihtiyaç duydukları verileri sağlıyor; karbon emisyonunun azaltımına yönelik hedefler belirliyor.

4. Çevresel engeller

Dünya nüfusu artarken, dünya kaynaklarının hızla tükenmesi tüm dünyanın çevresel konulara yönelik duyarlılığını artırdı. Uzmanlar tarafından belirlenen dokuz çevresel engel şöyle sıralanıyor: Küresel ısınma; ozon tabakasının delinmesi; toprak kullanımında yaşanan değişimler; temiz su kullanımı; biyolojik çeşitlilik; okyanusların asit oranı; biyosfer ve okyanuslardaki nitrojen ve fosfor oranları; kimsayal kirlilik.Yapılan araştırmalar, sıralanan bu dokuz çevresel engelden üçünün (küresel ısınma, biyolojik çeşitlilik ve biyosferdeki nitrojen miktarı) şimdiden aşırı boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor.  Ortaya konan bir diğer gerçek ise, çevresel sorunların her birinin birbirine bağlı olması. Yani birinin sınırı aşması, diğerlerini de tetikliyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde, kurum ve kuruluşların neden olduğu çevresel etkilerin çok iyi bir şekilde izlenmesi gerekiyor.

5. Derecelendirme ve sıralama

2008 yılında KPMG tarafından yapılan bir araştırma, Global Fortune 250 listesinde yer alan şirketlerin yüzde 80'inin kurumsal sorumluluk raporlarını ayrı veya yıllık finansal raporlarına entegre bir şekilde yayınladıklarını ortaya koyuyor. Yaşadığımız ekonomik kriz, geleneksel raporlama tekniklerinin yetersiz kaldığını oldukça açık bir şekilde ortaya koydu. Artık, şirketlerin kurumsal sosyal sorumluluk raporları, küresel değerlendirmelerde ve sıralamalarda çok önemli bir değer olarak kabul ediliyor. Bu raporlar küresel yatırımcılar için de çok önemli bir karar kalemi oluşturuyor. Standard & Poors, New York Stock Exchange ve Nasdaq'da da bu raporlar ağırlıklı bir öneme sahip.

6. Gölge ekonomiler

Şeffaflık yolunda karanlık kalmaya devam eden alanlar da yok değil: Uyuşturucu ve silah ticareti; yasadışı göç; kayıtdışı ekonomi;  yolsuzluk; sahtecilik bu alanların başında geliyor. Bu alanda hükümetlere ve sivil toplum örgütlerine büyük bir rol düşüyor.

Tüm yazılarını göster