Seçmen ne demiş ne demiş!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ekonomide bir takım şehir efsaneleri var. TÜİK'in enflasyonu zincirle, takozla, pinpon topuyla hesapladığı, peynirin, zeytinin, ekmeğin dikkate alınmadığı gibi. Ödemeler dengesindeki net hata ve noksanın, ülkeye bavullarla para getirilmesi ya da götürülmesi sonucu oluştuğu gibi...

Şimdi bunlara siyasetteki bir takım efsaneler eklendi. Seçim bitti, "seçmenin verdiği mesajlar" konuşulmaya başlandı:
• Seçmen, "Uzlaşın" dedi.
• Seçmen, koalisyon istediğini gösterdi.
• Seçmen, kavgadan bıktığı mesajı verdi.
• Seçmen, AKP'ye "Ayağını denk al" dedi.
• Seçmen, CHP'nin ekonomik vaatlerini iyi; ama, pek inandırıcı bulmadı.

Seçmen bazen doğru yorumlanan mesajlar da verir elbette:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a başkanlık yolunu kapatmak için irade bütünlüğü sağlanması gibi.

HDP'ye, AKP oyları çok artmasın ve başkanlık konusu gündemden düşsün diye "Sana emanet oy veriyorum, bunu yanlış anlama" denilmesi gibi...

Ama ya diğerleri, yani yukarıda saydıklarımız, "koalisyondu, birlik olundu" gibi mesajlar... Geçiniz...

★★★

2011 yılındaki genel seçimde oy kullanan her 100 seçmenin AKP'ye oy veren yaklaşık 50'si, partilerinin tek başına iktidar olmasını istemiyorlar mıydı, tabii ki istiyorlardı. Şimdi oy kullanan her 100 seçmenin 41'i yine AKP'yi tercih ederken, artık aynı istekte değiller mi, yani "Biz oy verelim vermesine de, partimiz tek başına iktidar olmasın" mı diyorlar. Yorumlara bakarsanız bu 41 seçmen, artık AKP'nin tek başına iktidarını istemiyor, koalisyon istiyormuş. Nereden çıkıyor bu koalisyon istendiği görüşü, nasıl bir tahlille bu sonuca varılıyor... Sondan başa gidilerek tabii ki...

★★★

Her dört seçmenden biri, önceki seçimde de, bu seçimde de CHP'ye oy verdi. Seçimde CHP'yi tercih edenler, partilerinin tek başına iktidar olmasından korka korka mı oy verdiler yani. Akşam olup ilk sonuçlar açıklanmaya başlandığında ve CHP'nin tek başına hükümet kurmasının mümkün olamayacağı anlaşıldığında, bu seçmenler derin bir oh mu çektiler. "Biz oy verdik vermesine ama, CHP'nin tek başına iktidarını istemiyorduk, gönlümüzden koalisyon geçiyordu" mu dediler.

Aynı durum MHP ve HDP seçmeni için de geçerli değil mi. Tamam bu partilerin tek başına iktidar olma şansları hemen hemen hiç yoktu ama, en azından onlar da "Neyse ki tek başımıza iktidar olamadık" diye çok mutlu mu oldular yani. 

★★★

Sonuçtan yola çıkarak seçmen davranışını tahlil etmek bir yere kadar mümkün elbette. Hangi partiden hangi partiye kayma olduğuna dönük olarak bir takım çalışmalar, en azından anketler yapılabilir. 

Ama herhalde hiç yapılmayacak olan ve yapılmaması gereken, seçimden sonra, milyonlarca seçmenin ne istediğini "görmek, bilmek, anlamak" ve bir partinin tek başına hükümet kuramayacağının ortaya çıkmasını, seçmene bağlamak ve bunu bir seçmen iradesi olarak sunmaya çalışmaktır.

Hangi seçmenin yüreği, sandığa gittiğinde ve vaatlerini benimsediği partiye oy verdiğinde, "Ya partim iktidara gelirse" diye kaygıyla pır pır eder? Böyle bir şey olabilir mi? Sonra da bu seçmen partisinin iktidara gelemeyeceği görünce adeta zil takıp oynar mı? 

"Seçmen koalisyon istedi" gibi bir sonuca varmak, seçmenin aslında tek parti hükümetinden yana olmadığı anlamını taşır. Bu değerlendirmenin içinde, bir tek seçmenin bile görüşü yoktur zaten. Çok geniş kapsamlı bir araştırmaya da gerek yok hem, sorulmuş olsa bir-iki seçmene, "Oy verdiğiniz partinin tek başına iktidar olmasını mı, yoksa bir koalisyon mu istiyorsunuz" diye, alınacak yanıt bellidir. 

HDP barajı geçememiş olsaydı, bu kez Türk seçmeni tercihini yine "İstikrardan yana kullanacak", yani tek parti hükümetinin devamını isteyecek, biz de Türk halkının ne kadar sağduyulu hareket ettiğine ilişkin "engin" yorumları dinleyecektik.

"Seçim sonucu koalisyona işaret ediyor" demek başkadır, koalisyon zorunluluğunu seçmene yıkmak başkadır. 

Vatandaş sandığa gittiğinde, koalisyon seçmez, parti seçer çünkü!
 

Tüm yazılarını göster