Sanki altın ihracatçısıyız; nisan ihracatında altın nasıl yüzde 10 pay a

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com


 

Önce rakamları hatırlayalım… İhracat nisan ayında beklentilerin çok üstüne çıkarak 12.7 milyar dolara ulaştı ve geçen yılın aynı ayındaki 11.9 milyar dolara göre yüzde 6.8 arttı. İthalat ise azalmaya devam etti. Geçen yılın nisanında 21 milyar dolar olan ithalat, yüzde 8 azalarak bu yıl 19.3 milyar dolara indi.

İthalat beklentiler doğrultusunda gelmişti; ama, ihracat nasıl olmuştu da tahminlerin çok ötesine ulaşmıştı. Zaten merak edilen, nasıl gerçekleştiği sorgulanan da buydu. Neyse ki ihracattaki bu performansın nedenini anlamak zor olmadı; TÜİK verileri zaten tabloyu ortaya koyuyordu; ayrıca TÜİK ek bir bilgiyle merakı giderdi.

Altın bulduk!

Nisan ayı ihracatının beklentileri aşmasını sağlayan, hatta ifadeyi farklı kurgularsak geçen yılın altında kalınmasını önleyen altın ihracatıydı. Geçen yılın nisan ayında topu topu 75.5 milyon dolarlık altın ihraç etmiştik. Bu yılın nisanındaki altın ihracatı ise tam 1 milyar 272 milyon doları bulmuştu.

Yani yüzde 1585 oranında bir artış vardı. Nisandaki altın ihracatı, toplam ihracatta tam yüzde 10 pay almıştı.

TÜİK, nisan ayındaki 1 milyar 272 milyon dolarlık altın ihracatının hemen hemen tümünün İran'a yapıldığını açıkladı. İran'a nisan ayında 1 milyar 208 milyon dolarlık altın satmıştık. İran, altın ihracatının etkisiyle nisanda en çok ihracat yaptığımız ülkeler arasında birinci sıraya oturmuştu. Aylık ve yıllık sıralamalarda normalde ilk 10 ülke arasına zar zor giren İran, bir anda zirveye çıkmıştı.

İran en çok ihracat yaptığımız ülke olarak birinci sıraya yükselmiş; kapsamında altının da bulunduğu, tam tanımı "inciler, kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, taklit mücevherci eşyası ve metal paralar" olan 71'nci fasıldan yapılan ihracat da 1.5 milyar dolarla nisanın en çok ihracat gerçekleştirilen faslı olarak kayıtlara geçmişti.

Altın ihracatı rekor kırmasaydı…

Nisan ayındaki altın ihracatı geçen yılki düzeyde, yani 75 milyon dolar düzeyinde olsaydı, nisan ayı ihracatı yaklaşık 1.2 milyar dolar daha düşük gerçekleşecekti. Bu durumda da ihracat 11.5 milyar dolar olacak ve geçen yılın nisanındaki 11.9 milyar doların altında kalacaktı. Yani altın, ihracatta "eyvah" dememizi en azından şimdilik önlemişti. Ama bu ne kadar uzun soluklu olacaktı, bilinmez.
Ayrıca, altın ihracatının Türkiye ekonomisine fazla bir katma değeri yoktu ki… Biz altın üreticisi bir ülke olmadığımıza göre, altını ithal ediyor, daha sonra da küçük bir katma değerle ihraç ediyorduk. Yani İran'a yapılan altın ihracatının bize katkısı olsa olsa ancak ticari bir kar olabilirdi, hepsi bu.

Katlanarak büyüdü

Bu yılki altın ihracatı aydan aya adeta katlanarak büyüdü. Ocak ayında 218 milyon dolar olan altın ihracatı, şubatta 501 milyona fırladı. Marttaki artış ılımlı oldu. Söz konusu ayda 588 milyon dolarlık ihracat yapıldı. Nisanda ise daha önce de belirttik; 1 milyar 272 milyon dolarla rekor kırıldı.

Dört ayın toplamındaki altın ihracatı 2 milyar 578 milyon doları buldu. Geçen yılın ilk dört ayındaki altın ihracatı yalnızca 377 milyon dolardı.

Bu yılın ilk dört ayındaki altın ihracatı, 2010 ve 2011 yıllarının her birindeki toplam ihracatı da geride bıraktı. Türkiye 2010'da 2.1, 2011'de 1.5 milyar dolarlık altın ihraç etmişti.

71'inci fasıl

Ağırlıkla altından oluşan 71'inci fasıl kapsamında gerçekleştirilen ihracat da ilk dört ayda 3.5 milyar dolara ulaştı. Bu fasıldaki ihracat geçen yılın ilk dört ayında 1.1 milyar dolardı.

71'inci fasıldaki ihracat ocakta 396 milyon, şubatta 725 milyon, martta 830 milyon, nisanda ise 1.5 milyar dolar oldu.

Bu yılın ilk dört ayındaki ihracat, geçen yılın tümünde 3.7 milyar dolar olan ihracata yaklaştı.

Kafalar karışık

İran'a bir ayda görülmedik ölçüde altın ihraç edilmesi ve bunun etkisiyle 71'inci fasıl ihracatının da rekor kırması kafaları karıştırmadı değil. İran durup dururken neden böylesine yüklü miktarda altın talebinde bulundu, bu sorunun yanıtı aranıyor. Ayrıca bu ihracatı kimin gerçekleştirdiği de merak ediliyor tabii ki. TÜİK, bu konuda kişi ve kurum bazında herhangi bir açıklama yapmayacaktır elbette ama, birim fiyata ve ne şekilde ihraç edildiğine bağlı olarak 16 ton ile 20 ton arasında olabileceği tahmin edilen bu ihracatı da herkesin yapması mümkün görünmüyor.

İhracat, yıllar sonra siyaset sahnesinde yeniden tartışma konusu oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak konuyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi ve İran'a dönük bu ihracatı gündeme getirirken şunları söyledi:

"Nisan ayında ihracatımızın en hızlı arttığı ülke İran. Bu ülkeye yapılan altın ihracatı 1.2 milyar dolar. Tek bir ayda, tek bir ülkeye 1.2 milyar dolarlık altın ihracı, akla bunun masum bir ihracattan çok, bir ödeme veya transfer olması olasılığını getiriyor. Şimdi hükümete soruyorum. İran'ın Türk altınlarına talebi birden bire neden sıçradı? Bu altını İran'a kim ihraç etti? Bu ihracatı incelemeye aldınız mı? Bu trafik kim tarafından yönetiliyor? Bu yapılan, taraf olduğumuz uluslararası anlaşmalara uygun mu?"

İhracat tökezleyebilir

Aksini kanıtlayamadığımız sürece İran'a dönük bu altın ihracatını tümüyle masumane bir ticaret olarak görmek durumundayız. Ama, bu durum yaklaşan tehlikeyi görmezden gelmemize yol açmamalı. O yüzden "İhracat iyi gidiyor" diye rehavete kapılma hakkımız yok.

Detaylara bakmak, ihracatın iyi gidiyormuş gibi görünmesinin nelerden kaynaklandığını iyi irdelemek durumundayız. Örneğin mayısta da nisandaki gibi yüklü miktarda altın ihraç ettik mi, haziranda da edebilecek miyiz, bilmiyoruz. Altın ve diğer kıymetli maden ihracatı normal düzeyine dönerse, ihracat da aynen ithalatta olduğu geçen yılın altında kalmaya başlayacak demektir. Kaldı ki, altın ihracatı yine rekorlar kırarak sürse bile bunun Türkiye ekonomisine öyle çok büyük bir katkısı var mı ki…

Tüm yazılarını göster