Sanayileşme stratejimizi ve sanayileşmede önceliklerimizi belirlemeliyiz

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Şimdilerde bolca "yerli otomobil" sohbeti var. Daha önce yerli "öğrenci bilgisayarı", "akıllı tahta",  ve yerli "tablet" sohbeti ile günler geçti. Bu arada "ithal ikamesi" gündeme geldi. Bazıları "İthal edilen girdilerin içeride üretiminden" söz etti. Bizim derdimiz ne? derdimiz, içeride ve dışarıda talebi olan ürünü, dünya  kalitesinde, dünya fiyatı ile üreterek  iç ve dış pazara hakim olmak. Burada müteşebbisin, sermayenin, becerinin, yatırım ve üretim ortamının ve de girdi maliyetlerinin önemi var. Üreticiye pahalı gelecek girdi maliyetini devlet ucuzlatacak mı? Nasıl ucuzlatacak? Ekonomik ölçekli yatırımların gerçekleşmesi hangi sermaye ve bilgi birikimi ile gerçekleştirilecek. Demir- çelik sanayiinin temel ürünleri. Türkiye'de bir demir çelik sanayi var. Sektör olarak  ihracat ve aynı zamanda ithalat şampiyonu. İçeride üretim yapıyoruz ama bu sektör en fazla enerji tüketen sektör. Hurdayı getiriyor, pahalı ithal enerji ile eritiyoruz. Acaba bu sektör  kendi içinde döviz dengesi olan, ihracatta rekabet şansı olan ve bu nedenle desteklenecek sektör mü?

Aynı şekilde pahalı  ithal enerjiye dayalı  çimento, cam sanayi gibi sektörlerin gelişmesini teşvik etmek ekonomiye yarar sağlar mı? Öte yanda ülkede yıllar önce yapılmış, kullanılamayan yatırımlar, ülkenin sahip olduğu kullanılamayan teknolojiler var. Bizim kamu kuruluşlarımız tank, lokomotiv, kamyon motorlarının ana bloklarını döküyordu. Otomotiv firmalarımız kullandıkları motorların bloklarını dökebiliyordu. Bu tesisler ve imkanlar kullanılamaz oldu. Biz kendi ampulümüzü üretebiliyorduk. Şimdilerde bu tesisler kapandı.İşte sanayileşme stratejisi denilen şey bu.  Ülke ekonomisi bakımından rekabet gücü olan sektörleri belirleyeceğiz.  Farklı dolaylı desteklerle  öne çıkan sektörlerin  başarısı bizi yanıltmayacak. Olmayacak duaya amin diyerek, rekabet şansı olmayan üretimlerin peşinden koşmayacağız.

Burada devletin zorlayıcı değil, yol gösterici olması gerekiyor. Kişilerin, sektörlerin teker teker yapma şansı olmayan araştırmaların devletçe yapılması, yapılabilirlik raporlarının devletçe hazırlanması gerekiyor. Bir kriz döneminden çıkıyoruz. Önümüzdeki günlerin sorunu kurulu kapasitelerin faaliyetlerinin devamını sağlamaktır. Bu demek değil ki yeni projeler hazırlanmasın. Yeni projeler hazırlansın ama öncelikle sanayileşme stratejisi belirlensin. Hangi sanayide öne çıkılacağı kararlaştırılsın. Buna dayalı olarak projeler hazırlansın. Kriz döneminin hemen ardından,  büyük yatırım gerektiren ekonomik ölçekli yeni projelerin gerçekleşmesini beklemek fazla iyimserlik olur. Yerlisi de yabancısı da  önce önünü görmek, yeniden oluşan piyasa şartlarının istikrara kavuşmasını beklemek ister. Buna göre gerçekçi olmakta boş hayallerle  kafaları karıştırmamakta yarar vardır.

Tüm yazılarını göster