Sanayici Merkez Bankası ile dalga mı geçiyor?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Şöyle bir tablo düşünün; adam tepeden tırnağa muayene olmak üzere doktora gitmiş. Doktor soruyor:

- Uyku düzeniniz nasıl?

- Sormayın doktor, gecelerim bir kabus.

- Ağrıyan bir yeriniz var mı peki?

- Ağrımayan yerim var mı ki doktor.

- Rahat yürüyebiliyor, merdiven çıkabiliyor musun?

- İki adım atamaz oldum inanın, bacaklar beni taşımıyor artık.

- Geceleri sık sık tuvalet ihtiyacı oluyor mu peki? 

- Biraz da o yüzden uyuyamıyorum ya.

Doktor, bir taraftan konuşurken, bir taraftan da muayenesini sürdürmektedir...

- Ciğerleriniz dolu, çok sigara içiyorsunuz.

- Ne yapalım doktor, tek eğlencemiz o kaldı.

- Söylemek zorundayım, kendinize iyi bakmıyorsunuz ve pek iyi görünmüyorsunuz, bir dizi tetkik yapmamız gerekiyor.

- Yok, öyle demeyin doktor, turp gibiyim alimallah ve bir süre öncesine göre giderek düzeliyorum.

Böyle bir diyalog için ne düşünürdünüz acaba? Önce yakınıp yakınıp, sonra da turp gibiyim, diyen biri.

Sanayicilerimizin Merkez Bankası'nın iktisadi yönelim anketine verdikleri yanıtlarda olduğu gibi...

Reel kesim güven endeksini oluşturan iktisadi yönelim anketine verilen yanıtlara bakalım. Sanayiciler; toplam sipariş miktarının azaldığını, gelecek üç aydaki üretim hacminin azalmasını beklediklerini, gelecek üç aydaki toplam istihdamın azalacağını, son üç aydaki toplam sipariş miktarının gerilediğini, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarında düşüş olacağını tahmin ettiklerini ve sabit sermaye yatırım harcamasının azaldığını belirtmişler.

Bütün bunlar, doktora muayene olan adamın yakınmalarını anımsatıyor, değil mi; hep sızlanma, hep yakınma.

Peki, mamul mal stoklarının bir miktar azalması dışında tüm alanlarda yakınan, işlerin kötü gittiğinden dem vuran sanayiciler, sanayi dallarındaki genel gidişatla ilgili görüşlerini açıklarken de demişler biliyor musunuz? "Durumumuz iyiye gidiyor..."

"Sanayi dalınızdaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla görüşünüz nedir" sorusu karşısında "daha iyimser" olduğunu belirtenlerin temmuzda yüzde 5.6 olan oranı, ağustosta yüzde 10'a çıkmış. "Durum aynı" diyenlerin oranı da yüzde 52.2'den yüzde 62.3'e yükselmiş. Kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 42.2'den yüzde 28.7'ye düşmüş. İyimserlerle kötümserlerin temmuz ayında negatif 36.6 olan farkı da, böylece ağustosta yine negatif kalmak üzere 18.7'ye inmiş. Bu düzey, son altı ayın en düşük rakamına işaret ediyor; yani son altı ayın en az kötümser olunan tablosu oluşmuş durumda.

İster, AKP konusunda Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın etkisiyle olsun; ister, başka etkenlerle, sanayi dalındaki genel gidişat konusunda ortaya konan tablodaki düzelme önemlidir. Ancak, diğer sorulara verilen yanıtlarla ortaya çıkan çelişki de önemlidir. Üretimin, siparişlerin, ihracat olanaklarının olumsuz seyrettiği bir dönemde, genel gidişatın iyi olduğu nasıl açıklanabilir ki? Bu durumun, hastanın "Her yerim dökülüyor doktor, ama turp gibiyim" demesinden farkı var mı?  

 2008 2008 2007

 Ağustos Temmuz Ağustos

Reel Kesim Güven Endeksi 94,5 96,1 114,2

Üç Aylık Hareketli Ortalamalara Göre 95,3 96,1 114,2

Toplam sipariş miktarı (Mevcut durum) 75,3 77,8 90,5

Mamul mal stok miktarı (Mevcut durum) (*)  88,6 87,6 90,1

Üretim hacmi (Gelecek 3 ay) 112,2 116,2 138,0

Toplam istihdam (Gelecek 3 ay) 100,0 103,4 116,6

Toplam sipariş miktarı (Son 3 ay) 98,2 108,2 124,7

İhracat sipariş miktarı (Gelecek 3 ay) 111,1 114,6 123,5

Sabit sermaye yatırım harcaması 89,2 97,3 121,3

Genel gidişat 81,3 63,4 108,9

(*) Artış, stok azalışına işaret ediyor.   

Tüm yazılarını göster