Sanayi üretimindeki artış, hızla hız kaybediyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

TÜİK'in sanayi üretim endeksinde baz yılını 2010'a çekmesi ve endeksi değerlendirirken mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin bir ay önceye göre değişimini ön plana getireceğini açıklaması yeterince iyi anlaşılamadığından geçen ay bir karmaşa yaşanmıştı. TÜİK, "Ben değerlendirmemde bu endeksi kullanacağım" diyordu, yalnızca takvim etkisinden arındırılmış endeksi ve bu endeksin bir yıl önceye göre değişimini de açıklıyordu. Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmamış endeks de, değişim oranı ilan edilmemekle birlikte açıklanıyordu. İsteyen oranı kendisi hesaplayabilirdi.

Hatırlayan okurlar çıkacaktır; biz de geçen ayki değerlendirmemizde her üç endekse göre bulunan oranların da doğru olduğunu, ancak hangi amaçla kullanılacağına bağlı olarak tercih yapmak gerekeceğini belirterek şu görüşleri dile getirmiştik:

"…Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış aylık oran da, takvim etkisinden arındırılmış yıllık oran da elbette önemli. Üretimi yukarı ya da aşağı yönlü etkileyen başta çalışılan gün sayısı gibi etkenleri elemine ederek üretim düzeyini izlemek açısından bu endeksler önem taşıyor.

Ama bir de 'gerçek üretim' var. Sonuçta kaç adet otomobil, kaç adet buzdolabı, çamaşır makinesi üretmişiz, ne kadar kömür çıkarmışız, bunlar var. 'Bu yıl çalışma günümüz azdı, hava kötüydü, üretim artışı bu yüzden yavaş; ama bu olumsuzlukları yok sayarsak yani üretim endeksini takvim ve mevsim etkisinden arındırırsak üretim artışı gayet iyi' demek istatistik anlamında doğrudur da, sonuçta üretimin o kadar da artmadığı gerçeği değişmez ki…"

Bir kez daha vurgulayalım; üç endeksin ortaya koyduğu oranların hepsi bir gösterge sunuyor bize. TÜİK, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksin bir ay önceye göre değişimini kullanıyor. Buna göre mart ayında şubata göre sanayi üretiminde yüzde 0.9 gerileme var.

Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre marttan marta üretim yüzde 1.4 artmış. Arındırılmamış endekse göre marttan marta üretim artışı ise yalnızca yüzde 0.2 olmuş.

Artış hızında yavaşlama
 
Geçen ay da vurguladık; biz, arındırılmamış endeksin nasıl seyrettiğiyle ilgiliyiz. Gerçek üretim düzeyindeki değişimi bu endeksin verdiği görüşündeyiz.

Sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre ocak ayında geçen yıla göre yüzde 2.3 arttı. Artış hızı şubatta yüzde 1.5'e, martta yüzde 0.2'ye indi. Aydan aya belirgin bir yavaşlama olduğu çok açık.

Her ay itibariyle önceki iki yıla göre de belirgin bir gerileme var. Ocak ayındaki sanayi üretimi 2011'de 2010'a göre yüzde 19.1 artmıştı. 2012'de bir önceki yıla göre artış yüzde 2.6'ya indi, bu yılki oran da biraz önce aktardık yüzde 2.3'te kaldı.

Son üç yılın şubat ayında bir önceki yıla göre olan değişim oranları yüzde 14.3, yüzde 5.4 ve yüzde 1.5 oldu. Yani şubatta da gerileme eğilimi dikkati çekiyor.

Aynı şekilde martta da. Sanayi üretimi 2011'in martında 2010'a göre yüzde 11.7 artmıştı. Oran geçen yıl yüzde 3.7'ye ve nihayet bu yıl yüzde 0.2'ye indi.

Aylık eğilim, doğal olarak ilk çeyreğe yansıdı. 2011'in ilk çeyreğindeki sanayi üretimi, 2010'a göre yüzde 14.9 gibi rekor bir artış göstermişti. Üretim artışı geçen yıl belirgin olarak hız kesti ve yüzde 3.9'a geriledi. Bu yılın ilk çeyreğindeki sanayi üretimi ise geçen yılın yalnızca yüzde 1.3 üstünde oluştu.

İmalat sanayinin durumu

Yukarıdaki oranlar, toplam sanayideki durumu gösteriyor. İmalat sanayine gelince… İlk çeyrekte 2011'de yüzde 16 olan üretim artışı, geçen yıl yüzde 2.7'ye inmişti; bu yıl da geçen yıla göre yüzde 2.7'lik bir üretim artışı sağlandı. En azından bir yavaşlama yok.
Ancak aylık oranlar bazında mart ayında bir olumsuzluk yaşandığı dikkati çekiyor. İmalat sanayi üretimi geçen yıla göre ocak ve şubat aylarında yüzde 3.6 artmıştı, marttaki artış hızı yüzde 1.1'de kaldı.

Gerek toplam sanayideki, gerek imalat sanayindeki ilk çeyrek gerçekleşmesi ne öyle dövünmeyi, karalar bağlamayı gerektirecek kadar kötü, ne de çok yüksek bir büyümeye doğru gidildiğinin işaretini verecek kadar iyi. Ama yüzde 4'lük yıllık büyüme hedefi dikkate alındığında ilk çeyrek sanayi üretimi artışının can sıkıcı düzeyde kaldığını söylemek gerek.

Tüm yazılarını göster