Sanayi üretimindeki artış hız kesiyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Gerek toplam sanayi üretiminde, gerekse imalat sanayi üretiminde geçen yıla göre artış, aydan aya hız kesme eğiliminde. Toplam sanayi üretiminde ocakta yüzde 19 olan geçen yıla göre artış, şubatta yüzde 13.9'a, martta yüzde 10.2'ye, nisanda ise yüzde 8.3'e indi. Aynı şekilde imalat sanayi üretiminde ocakta yüzde 20.5, şubatta yüzde 14.6, martta yüzde 10.2 olan artış da nisanda yüzde 8.6 olarak gerçekleşti.

Görüldüğü gibi, sanayi üretimi artışında belirgin bir yavaşlama söz konusu. Daha önce de vurgulamıştık; hükümet bu yavaşlamadan memnun. Ekonominin ısınma eğilimi içinde olduğu ve soğutulması gerektiği görüşünden hareketle önlemler alınıyor. Hem zaten, ekonomiyi soğutmak adına alınan önlemlerin etkilerini ikinci çeyrekten itibaren göstereceği dile getiriliyordu. Nitekim, bu görüşler bir anlamda doğrulanmış oluyor.

Biraz önce verdiğimiz oranlar takvim ve mevsim etkisinden arındırılmamış endeks bazında hesaplanan oranları gösteriyor. Takvim etkisinden arındırılmış endeksle hesaplanan değişim oranlarının yönü de aynı; artış, giderek hız kesme eğiliminde.

Bir oran daha var; takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin bir önceki aya göre değişimi. Burada ilginç bir tablo dikkati çekiyor. Şubat, mart ve nisan aylarındaki durum, rakamsal yönden 2008'in ikinci yarısındaki kriz günlerine benziyor. Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endekse göre şubat ayındaki üretim ocak ayına göre yüzde 1.8, marttaki üretim şubata göre yüzde 0.5 gerilemişti. Şimdi de nisandaki üretimin marta göre yüzde 0.6 gerilediği açıklandı. Yani, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış üretim, bir önceki aya göre olmak üzere üç aydır üst üste gerilemiş oldu.

2008 yılıyla olan benzerliğe gelince… Daha önce bir önceki aya göre en uzun süreli gerileme 2008 yılının ikinci yarısında görülmüştü. Söz konusu yılın son beş ayı ve 2009'un ocak ayı olmak üzere toplam altı ay boyunca takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeks, bir önceki aya göre sürekli olarak azalmıştı. Bu durum, 2008 küresel krizinin doğal bir sonucuydu. Bu kez de üç aydır süren bir azalma söz konusu. Elbette 2008 yılındakinden çok farklı koşullarda bulunuluyor; en azından o dönemde ekonomiyi canlandırmak için çaba gösterilirken, şimdi ekonomiyi soğutma gayretiyle hareket ediliyor.

Ayrıca, yalnızca üretim endeksindeki değişime bakmanın çok yanıltıcı olduğunu ortaya koyan bir veri daha var; üretim düzeyi. Türkiye, 2008 yılının son beş ayı ile 2009'un Ocak ayında ortalama 106.6'lık bir üretim endeksine sahipti. Bu yılın şubat, mart ve nisan aylarının ortalamasındaki üretim endeksi ise 125 düzeyinde.

Frene daha da sert basılacak

Sanayi üretimindeki artışın giderek yavaşlıyor olması arzu edilen bir gelişme; ancak, bu yavaşlamanın yeterli görüleceği sanılmıyor. İthalatı biraz olsun yavaşlatabilmek, bağlı olarak cari açık sorununu hafifletebilmek için iç piyasadaki canlılığın daha da hız kesmesini sağlayacak adımlar atılması bekleniyor. Artık bu adımlar için de seçim beklenecek; hem seçime ne kaldı ki…

Sonrasında özellikle kredi kanalları iyice daraltılmak suretiyle ekonomideki canlılığın önüne geçilmeye çalışılacak. Nitekim BDDK'nın 28 Mayıs'ta yayımlanan bir yönetmeliği ile kredilerin yenilenmesine ilişkin koşullar biraz da sıkıldı. Bu durum, daha çok KOBİ'leri etkileyecek. Yani seçimin ardından ekonomik aktivitenin iyice daraltılmaya çalışıldığı, bunda da büyük ölçüde başarı sağlandığı bir döneme hazır olmakta yarar var. Ekonomide ortaya çıkacak bu göreli daralmanın ya da hız kesmenin doğal sonucu olarak işsizlik yeniden artmaya başlayacak, bundan da kaçış yok…    

Tüm yazılarını göster