Sanayi üretiminde ve GSYH'de üçüncü çeyrek çok kötü gelebilir

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Takvim etkisinden arındırılmamış sanayi üretiminde ilk çeyrekte yüzde 5.6 gibi çok yüksek oranda bir artış sağladıktan sonra ikinci çeyreği yüzde 2.9'luk artışla geride bıraktık. Sanayi üretimi ikinci çeyrekte çok hızlı bir dalgalanma gösterdi. Nisan ayında yüzde 0.7'ye kadar indikten sonra mayısta yüzde 7.1'i bulan üretim artışı, haziranda yine yavaşladı ve ancak yüzde 1.1 oldu. Bunun sonucunda da ikinci çeyrekte sağlanan üretim artışı yüzde 2.9 olarak gerçekleşti.

İlk çeyrekteki yüzde 5.6 ve ikinci çeyrekteki yüzde 2.9 ile birlikte yılın ilk yarısındaki sanayi üretim artışı yüzde 4.2 oldu. Geçen yılın aynı dönemindeki artışın yüzde 2.4 düzeyinde gerçekleştiği dikkate alınırsa, üretimde belirgin bir hızlanma olduğu kolayca görülür.

Ama ikinci çeyrekteki bu yüzde 4.2'lik üretim artışı bizim umduğumuz bir düzey mi ya da umduğumuz düzeyden neyi anlamak gerekir, buna bakmakta yarar var. 

Ancak buna bakmadan önce içinde bulunduğumuz çeyrekte sanayi üretiminin çok olumsuz gelebileceği gerçeği üstünde durmak gerekiyor.

Beşte biri tatil

Yılın üçüncü çeyreğinin beşte biri resmi tatil. Bu, pek rastlanılan bir durum değil. Ramazan ve Kurban Bayramları bu yıl öyle bir denk geldi ki, hafta sonuyla birleşen bu bayramlardan dolayı üçüncü çeyreğin beşte biri tatille geçecek. Bu da doğaldır ki sanayi üretimine çok büyük etki yapacak. Sanayi üretiminin takvim etkisinden arındırılmamış endekse göre üçüncü çeyrekte geçen yılın altında kalması hiç şaşırtıcı olmayacak. 

Takvim etkisinden arındırılmamış endeks yerine takvim etkisinden arındırılmış endeksin kullanılmasının daha doğru bir ölçüm yöntemi olacağı dile getirilebilir. Bu yöntem de üretimdeki değişimi ölçen başka bir göstergedir ve elbette doğrudur.

Ne var ki, bizim GSYH hesaplarında kullanacağımız "gerçek üretim"dir; "görülebilen, sayılabilen üretim"dir. GSYH hesaplanırken, takvim etkisinden arındırılmış endekse göre olan üretim dikkate alınmaz. 

Dolayısıyla arındırılmış endeksin ortaya koyduğu veri, her iki yılda da çalışma süresi aynı olsaydı varsayımına göre belirlenecek üretim değişimidir. Oysa bizim GSYH hesaplamasında görmek istediğimiz, somut üretim düzeyidir.

Yüzde 4.5'lik GSYH çok zor 

Sanayi üretimi ilk çeyrekte yüzde 5.6 arttı, GSYH artışı da yüzde 4.8 oldu. GSYH içinde dörtte bir düzeyinde bir payı bulunan sanayi üretiminin GSYH'yı belirlemede önemli bir rolü olduğu kesin. 

Şimdi ikinci çeyrekte sanayi üretimindeki artış yüzde 2.9'da kaldı. Bu öncü bir göstergedir ve GSYH artışının ikinci çeyrekte ilk çeyreğin çok altında oluşacağının bir işaretidir. Ayrıca, GSYH'nin sanayi dışında kalan dörtte üçlük bölümünde sanayinin görece düşük artışını telafi edecek çok güçlü bir büyüme potansiyeli de pek söz konusu değildir. Bu yüzden, ikinci çeyrek için kendimizi şimdiden en fazla yüzde 3 dolayında bir büyümeye hazırlamakta yarar vardır. İlk çeyrekteki yüzde 4.8'lik büyüme, öyle görünüyor ki çok geride kalmıştır ve kısa dönemde bir daha kolay kolay ulaşılabilecek bir oran değildir. 

Ama asıl tehlike yılın ikinci yarısında kendini gösterecektir. Üçüncü çeyreğe ilişkin olası durumu aktarmaya çalıştık. Sanayi üretiminin üçüncü çeyrekte geçen yılın altında kalması hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Üstelik bu yıl turizmden de umut yok, bağlı olarak hizmetler sektörünün sanayideki bu düşüşü ya da düşük artışı telafi etmesi söz konusu değildir. 

Yani üçüncü çeyrek, öyle görünüyor ki biraz kaybedilmiş bir çeyrek olacağa benzemektedir. Son çeyrek için şimdiden bir yargıda bulunmak için erken. Ama şunu söyleyebiliriz. Gidişat bu yıl yüzde 4.5'lik GSYH artışına ulaşmanın çok zor olacağı yönündedir. 

9 Eylül'ü bekleyelim bakalım. TÜİK bu tarihte yılın ikinci çeyreğindeki gerçekleşmeyi açıklayacak ve ortaya çıkacak orana göre yılın kalan dönemini ve dolayısıyla tümünü tahmin daha kolay olacaktır.

Tüm yazılarını göster