Sanayi üretiminde son çeyrek 2013 ile aynı düzeyde gelecek gibi

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmamış sanayi üretimi 2014 yılında ikinci kez 2013'ün altında kaldı. İlk olarak temmuz ayında yüzde 4.6'lık bir üretim gerilemesi görülmüştü. Üretimin 2013'ten daha düşük gerçekleştiği ikinci ay ise yüzde 1.2'lik oranla kasım oldu. 

Aslında kasım ayında sanayi üretiminin 2013'ün altında kalması sürpriz değildi, bu zaten bekleniyordu. Bunda en büyük etken, baz etkisiydi. 2013'ün kasım ayı, sanayi üretim endeksinin şimdiye kadar ulaştığı ikinci en yüksek düzeye işaret ediyordu. Ayrıca, sanayi üretimi 2014'ün ağustos, eylül ve ekim aylarında biraz "hızlı koşmuş"tu, 2013'ün çok üstüne çıkılmıştı, bir anlamda artışın hız kesmesi normaldi. Nitekim öyle de oldu. 2014'te ekimden kasıma geçiş hızı, 2013'teki hıza ulaşamadı, bunun sonucunda da ve kasım ayındaki üretim 2013'ün altında kaldı. 

Son çeyrek yatay mı? Sanayi üretimi 2014'ün ilk üç çeyreği toplamında 2013'ün aynı dönemine göre yüzde 3.8 oranında artış göstermişti. Ekim ve kasım ayları toplamındaki artışın oranı ise yüzde 1.4'e indi. 

Görülüyor ki, artış eğiliminde çok belirgin bir yavaşlama var. Aralıkta da, kasımdaki gibi 2013'ün altında kalınması ya da en iyi ihtimalle 2013 ile benzer düzeyde bir üretim gerçekleşmesi beklenebilir. Bu durumda, ekimdeki yüzde 4.5'lik artışın etkisinin iyice sıfırlanması, bir başka ifadeyle 2014'ün son çeyreğindeki sanayi üretiminin, 2013 ile hemen hemen aynı düzeyde oluşması söz konusu olacak demektir. 

Sanayi üretiminde aralık ayı, dolayısıyla son çeyrek ve yılın tümüne ilişkin gerçekleşmeyi şunun şurasında bir ay sonra göreceğiz. Dolayısıyla aslında son çeyrekle ilgili değerlendirme için biraz beklemek yeterli. 

GSYH'nin yaklaşık dörtte birini oluşturan sanayi üretiminin son çeyrekteki düzeyi, büyümeye yansıması yönüyle önem taşıyor. Son çeyreğin ilk iki ayındaki, yani ekim ve kasımdaki gerçekleşme, sanayi üretiminden büyümeye öyle çok büyük bir katkı gelmeyeceğini gösteriyor. Özellikle aralık ayına ilişkin tahminlerin pek olumlu olmaması, bu katkının iyice sınırlı kalacağı yorumlarını beraberinde getiriyor. 

Ama dedik ya, bir ay daha bekleyelim ve son çeyreğin tümünü görelim. GSYH'ye olabilecek etkinin düzeyini de o zaman daha net değerlendirme şansımız olacak. 

Hem zaten 2014 büyümesine ilişkin öyle ince eleyip sık dokumaya da pek gerek kalmadı sayılır. Yılın tümündeki büyümenin yüzde 4'lük hedefin çok gerisinde kalacağı zaten belli. Özellikle üçüncü çeyrekteki yüzde 1.7'lik çok düşük gerçekleşmeden sonra, yılın tümüne ilişkin umutlar iyice azaldı. Gözler de tümüyle bu yıla çevrildi.

Büyüme ivme kazanır mı? 

Hele hele petrol fiyatlarının umulmadık ölçüde düşüyor olması sayesinde büyümemizin tahmin edilenin ötesine geçeceği dile getirilir oldu. Büyük bir hataya mı düşüyoruz acaba? Büyümede bu yılki öngörümüz yine yüzde 4. Şimdi, petrol fiyatları düştüğü için bu oranı çok kolaylıkla yakalayacağımız, hatta daha yukarıda gerçekleşmeye ulaşacağımız tezi işleniyor. 

Biz de hep diyoruz ki, büyüme özünde üretim demekse, ürettiklerimize iç ya da dış pazar ağırlıklı olmak üzere alıcı bulacaksak, iç pazarı daraltmak için her geçen gün adım atıyorsak, dış pazarımız olan ülkelerde de AB cephesinde ekonomik sıkıntı yüzünden, petrol geliri olanlarda petrol fiyatlarının düşmesi yüzünden bir alım gücü düşmesi varsa, söyler misiniz üretimimiz nasıl artacak. Sanayicimiz, stoğa mı çalışacak yani, göz göre göre! 

Biraz temkinli gidelim. Dünya ekonomik büyümesinin daralacağının beklendiği bir dönemde ne olacak da biz bu eğilimden pozitif yönde ayrışabileceğiz ki...

Tüm yazılarını göster