Sanayi üretiminde rekor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Sanayi üretimiyle ilgili değerlendirmeler şimdiye kadar genellikle üretimin bir önceki yıla ya da bir önceki aya göre ne kadar değiştiği noktasında yoğunlaşırdı. TÜİK son yıllarda mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endeksleri açıkladığı için daha farklı ve detaylı değerlendirme yapma olanağı da doğmuştu. Ancak, TÜİK'in dün açıkladığı ekim ayına ilişkin sanayi üretimi gerçekleşmesi, belki de ilk kez çok farklı bir değerlendirme yapmayı gerektiriyor.

Sanayi üretimi, ekim ayında Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı çünkü. Bir önceki yılın aynı ayına göre artış oranından söz etmiyoruz, üretimin düzeyinden söz ediyoruz. TÜİK'in 2005 yılı ortalamasını 100 kabul ederek oluşturduğu sanayi üretim endeksi, bu yıl ekimde 138.4'e ulaştı. Endeks, daha önce en yüksek düzeye 136.2 ile geçen yılın aralık ayında çıkmıştı.

Toplam sanayiinin lokomotifi durumundaki imalat sanayinde de benzer bir tablo gözleniyor. İmalat sanayiindeki üretime ilişkin endeks ekim ayında 138.2 ile rekor kırdı. İmalat sanayi endeksinde daha önceki en yüksek gerçekleşme de 135.9 ile geçen yılın aralık ayında oluşmuşu.

Üretim rekor kırdı; ama…

Sanayi üretimi Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdı kırmasına ama ekonomi yönetimini de tuhaf bir çelişki içinde bıraktı. Son aylarda alınan, banka kredilerindeki artışın sınırlandırılması, kredi kartlarının tüketimi fazla körükleyen bir yapıdan çıkarılması, likiditenin olabildiğince sıkılması, gibi önlemlerle tüketimin ve bağlı olarak üretimin, yani ekonominin fazla ısınmasının önüne geçilmeye çalışılıyordu. Ancak ekim ayına ilişkin sanayi üretimi gerçekleşmesi bir açıklandı ki, üretim artışının yavaşlaması şöyle dursun, tahminleri aşan bir hızlanma var.

Ekim ayındaki sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 7.3 arttı. Takvim etkisinden arındırılmış artış da aynı oranda gerçekleşti.

Ekim ayı üretimi, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış haliyle eylül ayındaki üretime göre ise yüzde 4.4 artış gösterdi. Yüzde 4.4, 2005 yılı başından bu yana kaydedilen en yüksek ikinci oran. Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi daha önce en yüksek artışı yüzde 4.6 ile 2009 yılının mayıs ayında göstermişti.

Tablo bu… Üretim artışının hızını kesmek için önlem üstüne önlem alıyoruz, ama pek de başarılı olamıyoruz. Hızı kesmek şöyle dursun, üretim rekor düzeylere çıkıyor.

Ama olsun; biz bir yandan üretimi frenleyecek önlemler alırız, bu önlemler işe yaramayıp üretim rekor kırdığında da ekonominin ne kadar canlı olduğunu, Türkiye'nin nasıl bir cazibe merkezi haline geldiğini, yabancıların yatırım yapmak için adeta sıraya girdiğini, dünyanın kaçıncı büyük ekonomisi olduğumuzu söyleriz.

Yüzde 5.5 enflasyon hedefler, yüzde 11'de yakın bir gerçekleşme olasılığı karşısında "olabilir" deriz; 42 milyar dolar cari açık hedefiyle yola çıkar, 80 milyar dolara doğru yol almayı, miktardan daha önemli olarak açığın GSYH'ye oranının yüzde 10'u aşacak olmasını olağan karşılarız.

Dolayısıyla sanayi üretimindeki hızı yavaşlatmak amacıyla önlem alıp, bunda başarı sağlanamamış olmasından hiç mi hiç rahatsızlık duymayız. Alınan önlemler işe yaramamıştır, hepsi o kadar. Görünürde sanayi üretimin artıyor olmasından elbette rahatsızlık duymamak gerekir. Ama, öngörülene göre bir kat fazla gerçekleşme yolunda olan enflasyon ve cari açıkta sanayi üretimindeki bu artışın hiç mi etkisi yoktur?

Tüm yazılarını göster