Sanayi üretimi ve dört parmak!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Elinizi ileri uzatın, parmaklarınızı bitiştirin ve bileğinizi bükerek avuç içinizi kendinize döndürün. İşaret parmağınız 2008 yılındaki sanayi üretimini gösteriyor. Serçe parmağınız 2009 yılı üretimine işaret ediyor. Bu yılki üretim düzeyini gösteren ise orta parmağınız.

Sanayi üretimi parmakla izlemeyi rakamsal ifade edelim. 2008'in ilk beş ayındaki üretim düzeyini 100 kabul edersek, 2009'un beş ayı 80'e denk geliyor, 2010'un beş ayı ise 93'e.

Bu yılın ilk beş ayındaki ortalama üretim düzeyinin geçen yıla göre yüzde 17 artmakla birlikte, 2008'in halen yüzde 7 altında bulunuyor olması da bir başka işaret niteliğinde.

İster parmaklarınızla bakın, ister ekteki grafikte izleyin, sanayi üretimine ilişkin durum böyle. En azından ilk beş ayın rakamları bu yönde oluşmuş durumda. 2009 üretim düzeyinin haziranla birlikte yüzük parmağına "terfi" ettiğini görmüştük. Dolayısıyla haziran ve temmuz aylarında son üç yılın üretim düzeyi birbirine biraz daha yaklaşacak. Sonraki dönemde ise 2010 yılı üretiminin hangi düzeyde oluşabileceğini söyleyebilmek hiç de kolay değil.

Takvim etkisinden arındırınca…

Mayıs ayındaki toplam sanayi üretimi arındırılmamış endekse göre geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 15.6 arttı. Mayıs üretimi, 2008'in ise halen yüzde 4.8 altında. Ancak, değerlendirmeyi takvim etkisinden arındırarak yapınca çok farklı bir tabloyla karşılaşıyoruz.

Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre mayıstaki üretim geçen yılın yüzde 15.1 üstünde. Bunda şaşılacak bir yön yok zaten. İlginç olan, takvim etkisinden arındırılmış endekse göre bu yıl ilk kez 2008'in de aşılması. Evet; takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi, mayıs ayında 2008 düzeyinin yüzde 0.33 gibi çok düşük oranda da olsa üstüne çıktı.

Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endekse göre bir ay önceye kıyasla kaydedilen üretim değişiminde de bu yılın rekoru mayısta kırıldı. Üretim aylık bazda ocakta yüzde 0.7, şubatta yüzde 1.5, martta yüzde 1, nisanda yüzde 0.9 artmıştı. Mayıstaki artışın oranı ise yüzde 1.9'u buldu. 

Takvim ile takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeksler gidişatın olumlu mu, yoksa olumsuz mu olduğu yönünde ipucu oluşturmaktan başka fazla bir işleve sahip değil elbette. Yani örneğin sanayi üretimini takvim etkisinden arındırma işlemine tabi tuttuğunuzda, "bu dönemde, geçen yıl ya da geçen dönem kadar çalışılsaydı, üretim şu olurdu" gibi bir mantık yürütmüş oluyorsunuz. Oysa elde edilen üretim herhangi bir arındırmaya konu olmayan endeksle belirleniyor. Dolayısıyla, gerçekleşen üretime ilişkin düzeyi arındırma işlemine konu olmamış seriler gösteriyor, arındırılmış endeksler ise gidişat hakkında bilgi veriyor.

Üretim düzeyimiz bize bağlı değil

Son zamanlarda birbirine çok karıştırılan iki kavram var. Deniliyor ki; "AB pazarı daralıyor, bunu eurodaki değer kaybı da tetikliyor, ama diğer pazarlara yönelmek suretiyle ortaya çıkacak açığı kapatırız, sorun olmaz, yani ihracat hedefini tuttururuz". Ama gözden kaçırılan bir gerçek var. İhracat hedefini tutturmak başka, bu ihracat içinde sanayi ürünlerinin payını düşürmemeyi başarmak başka. Biz her ülkeye sanayi ürünü satabilecek durumda değiliz ki, hiçbir ülke değil. Dolayısıyla, önümüzdeki süreçte sanayi ürünü ihracatında yaşayacağımız sıkıntılar, üretim düzeyimizi olumsuz etkileyebilir, buna da hazırlıklı olmakta yarar var.  

Tüm yazılarını göster