Sanayi üretimi martta ivme kazanamazsa…

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Toplam sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre ocakta yüzde 12.3, şubatta yüzde 18.1 artış gösterdi. Bu oranlar ilk bakışta müthiş bir çıkışın, krizin tümüyle atlatıldığının işareti gibi. Ama gerçek öyle mi?

Daha önce kapasite kullanımıyla ilgili verileri irdelerken, bu yıla ilişkin oranların neredeyse 2008 ile 2009'un ortalaması düzeyinde oluştuğuna dikkat çekmiştik. Bu yazının ekinde yer alan grafik de bu saptamamızı çok açık biçimde ortaya koyuyor zaten. Şimdi benzer bir tablo, doğal olarak sanayi üretiminde söz konusu. İlk iki aydaki üretim, 2008 ve 2009'un ortalamasının çok az üstünde seyrediyor.

Tıpkı kapasite kullanım oranında olduğu gibi, sanayi üretiminde de geride kalan iki yılın ortalaması düzeyinde bir gidişat, ama özellikle dikkat çekmek isteriz, yatay bir gidişat var. Kapasite kullanım oranı ocakta yüzde 67.8, şubatta yine yüzde 67.8 ve martta yüzde 67.9 olmuş, yani aylar adeta ip gibi dizilmişti. Dün açıklanan veriler sanayi üretiminde de benzer bir tablonun varlığına işaret ediyor. Ocakta 99.3 olan sanayi üretim endeksi, şubatta 99.9 düzeyinde gerçekleşmiş bulunuyor.

Sanayi üretiminin geçen yıla göre çok hızlı artış göstermesi, tümüyle geçen yılın rakamlarının çok düşük olmasından kaynaklanıyor. Ama dedik ya, bir başka tehlike kapıda! Bu yılki üretim geçen yılın görece üstünde olmakla birlikte yatay seyretme eğilimi gösteriyor. Kapasite kullanımı da yatay, ilk iki ayın üretimi de yatay…

Sanayi üretimindeki bu yatay seyir ya marttan itibaren de sürerse ne olacak? Geçen yıl marttaki üretim endeksi 95.9, nisandaki ise 97.1 düzeyindeydi. Bu yıl şubattaki ise yukarıda da yazdık, 99.9. İşte şubattaki 99.9 yukarı doğru hareketlenemezse, geçen yılla olan fark mart ve nisanda iyice daralacak, mayısta ise geçen yıl 102.1 olan endeksin altında kalınacak demektir.

Mart endeksi 110'a yaklaşmalı

Yani, mart ayında gerçekleşmiş olan üretimin düzeyi çok büyük önem taşıyor. Normal eğilimin devamı, mart ayındaki üretim endeksinin 110'a yaklaşmış olmasını gerektiriyor. Bu da, geçen yıla göre yaklaşık yüzde 15'lik bir üretim artışı anlamına geliyor. Bu düzeyin altında oluşacak her üretim endeksi, gidişatın göreli olarak olumsuza döndüğünü  gösterecek.

Sanayi üretiminin düzeyinde, 2008 ve 2009'un mart aylarında şubata göre kaydedilen artışın bu yıl gerçekleşmemesi durumunda, başta GSYH olmak üzere bir dizi büyüklükle ilgili düşünülen revizyonun yeniden gözden geçirilmesi gündeme gelebilecek.

GSYH tahminleri

Türkiye'nin geçen yılın son çeyreğinde yüzde 6 büyümesi nedense pek hayretle karşılandı. Son çeyrek büyümesi zaten yüzde 5 dolayında bekleniyordu. Oran daha da yüksek geldi ve yıllık küçülme de hükümetin yüzde 6'lık son beklentisinden daha düşük oluştu. Daha önce de vurguladığımız gibi, hükümet orta vadeli planda şimdiye kadar görülmedik ölçüde gerçekçi hedefler belirlemiş, çıtayı hep yukarı koyarak sapma yaşanmasına olanak vermemeye özen göstermişti, bunda da başarılı olundu.

Son çeyrekte yüzde 6 büyüme sağlanınca, hani deyim yerindeyse bir gaza gelme durumu ortaya çıktı. Ama dikkat edin, bu konuda yine en temkinli giden hükümet. Yıllık yüzde 3.5 olan hedefin üstüne çıkılabileceği dile getiriliyor, ancak bunun için acele edilmiyor. Biraz daha veri bekleniyor. İşte gelen veriler de acele edilmemekle ne kadar isabetli davranıldığını ortaya koyuyor.

Sanayi üretimine ilişkin dün gelen veri, bu yılki büyümenin fırlayıp gideceğini mi gösteriyor, yoksa çok temkinli olmak gerektiğini mi? Hem ayrıca, son çeyrekte yüzde 6 büyümüş olmak, bazı yükselttiği için bu yılki büyümeye pozitif mi etki eder, negatif mi?

Türkiye bu yıl öngörülen yüzde 3.5'i aşar ve yüzde 5 büyürse, GSYH büyüklüğü 2008'i yakalıyor. Sizce ekonomi, en azından sanayi açısından, 2008 düzeyine ulaşabilecek bir performans sergiliyor mu?  

Tüm yazılarını göster