Sanayi üretimi çok yüksek, ikinci çeyrek büyümesi yüzde 4'ü aşacak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye sanayi üretiminde haziran ayında rekor kırdı. Üretim artış hızı çok yüksekti, bu bir gerçek, ancak biz asıl üretimin ulaştığı düzeyden söz ediyoruz.

TÜİK, sanayi üretimiyle ilgili üç endeks açıklıyor. Bunlar; hiçbir arındırma işlemine konu olmamış endeks, takvim etkisinden arındırılmış endeks, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış endeks. İşte bu üç endekse göre de Türkiye şimdiye kadarki en yüksek üretim düzeyine geçen haziranda ulaştı. Yani endeksler hiç böylesine yüksek düzeye çıkmamıştı. Asıl rekor bu zaten. Herkesi şaşırtan, tüm tahminlerin boşa çıkmasını sağlayan rekor...

Haziran ayında hiçbir arındırma işlemine konu olmayan endekse göre geçen yılın aynı ayına kıyasla tam yüzde 7.4'lük üretim artışı sağlandı. İmalat sanayindeki artış yüzde 9.2 gibi inanılmaz bir düzeye erişti. Bu kapsamda otomotivde yüzde 13.3, gıdada yüzde 8.9 artış oldu. İmalat sanayi kapsamında önemli bir ağırlığa sahip tekstildeki üretimin yüzde 0.6 gerilediğini de belirtelim. Yani tekstil de diğer sektörlere ayak uydurmuş olsa, toplamda belki de yüzde 10'u aşan bir üretim artışı görecektik.

Bu arada, otomotivdeki artışın mayıs ayında yaşanan üretimi yavaşlatma eylemleriyle ilgisinin olmadığını belirtelim. Çünkü bizim sözünü ettiğimiz artış, geçen yıla göre. Bu sektörde mayısa göre yüzde 23'ü bulan bir artış var; ancak bu artışa rağmen otomotiv sektörünün üretim endeksi nisanın halen altında. Dolayısıyla bu yıl aydan aya olan yatay seyirle, geçen yıla göre olan dikey seyri karıştırmamak gerekiyor.

GSYH'ye etki ne olur?   

TÜİK'in sanayi üretim endeksi, GSYH kapsamındaki sanayi üretimindeki değişimin nasıl olabileceğine ve bağlı olarak GSYH büyüklüğünün yönüne ilişkin bir ön gösterge niteliğinde. O yüzden, sanayi üretimindeki değişimin düzeyi bize yol gösteriyor. Ama önce teknik bir detayın altını çizelim. GSYH kapsamındaki sanayide imalat sanayinin yanı sıra enerji ve madencilik de kapsandığı için biz de TÜİK'in sanayi üretimini aynı kapsamda dikkate alıyoruz. Yani TÜİK'in sanayi üretimi olarak ifade ettiğimiz büyüklüğünün içinde, "imalat sanayi, enerji ve madencilik" bulunuyor. 

Sanayi üretimi haziranda rekor kırarak arttı. Ama bu artış ikinci çeyrekteki üretimi nereye taşıyabildi, ikinci çeyrekteki üretim de GSYH kapsamındaki sanayiye, o da toplam GSYH'ye ne ölçüde yansıyacak, buna bakalım. 

Bu sorulara yanıt bulmaya çalışırken 2013 ve 2014 yıllarının ilk ve ikinci çeyrekleri ile ilk altı ay toplamındaki verileri üstünden bir değerlendirme yaptık ve bu yıla ilişkin bir tahminde bulunmaya çalıştık. 

Bu köşeyi izleyenler biliyorlardır; biz GSYH hesaplamasında herhangi bir arındırma işlemine konu olmamış sanayi üretimi esas alındığı için, bu veriyi kullanıyoruz. Arındırılmamış sanayi üretimi haziranda yüzde 7.4 artış gösterdi. Hazirandaki bu yüksek oranlı artış, ikinci çeyrek artışını da yüzde 3.9 düzeyine çekti. İlk çeyrekteki artış yüzde 1.3 düzeyindeydi. Böylece sanayi üretiminde ilk altı ayda geçen yıla göre yüzde 2.6 artış gerçekleşmiş oldu.

2013 ve 2014 yıllarının ilk çeyrek, ikinci çeyrek ve altı aylık sanayi üretimi, GSYH kapsamındaki sanayi üretimi ve toplam GSYH değişimlerini grafiklere yansıttık. Veriler arasında birbirini kesmeyen bir paralellik var. Böyle olması da normal sayılmalı. Elektrik ve madencilik de katılmış imalat sanayi, GSYH'de yüzde 27-28 paya sahip. Dolayısıyla böylesine yüksek paya sahip bir sektörün genel eğilimi de aynı paralelde etkilemesi normal sayılmalı. 

Ama yine de kimi dönemlerde grafikteki çizgiler birbirini kesebilirdi, bu yaşanmadı. Eğer sanayi üretimi belli bir eğri çizerken, diğer sektörlerde çok olumlu ya da olumsuz gelişmeler yaşanmış olsaydı, toplam GSYH, sanayi çizgisini keserek yukarı ya da aşağı yönlü bir seyir alabilirdi.

Yüzde 4'ün üstü normal

2015 yılının ilk çeyreğinde sanayi üretimi yüzde 1.3, GSYH kapsamındaki sanayi üretimi yüzde 0.7, toplam GSYH ise yüzde 2.3 arttı. Görüldüğü gibi, toplam GSYH'deki artış, sanayi üretimi artışının çok üstünde gerçekleşti. İşte ikinci çeyrekte sanayi üretimin de itmesiyle toplam GSYH artışının yüzde 4'ün üstüne çıkacağı tahmin ediliyor.

Yüzde 4'ü destekleyen bir diğer gelişmenin de tarım sektöründen kaynaklanacağı belirtiliyor. Tarımda geçen yıl ilk çeyrekteki yüzde 3.5'lik büyümeden sonra ikinci çeyrekte yüzde 2.6 daralma olmuştu. Dolayısıyla baz etkisinin olumlu katkısıyla ikinci çeyrekte tarımdan da büyümeye destek geleceği öngörülüyor.

Ne var ki, sanayi ve tarımdaki bu olumlu katkıları gölgeleyebilecek bir gelişme var, o da hizmetler sektöründeki sıkıntılar. Özellikle turizmde yaşanmakta olan darboğaz GSYH'yi de olumsuz etkileyebilecek, en azından artış hızını biraz olsun düşürebilecek. Turizmin asıl olumsuz etkisinin üçüncü çeyrekte görüleceği, ikinci çeyrek için çok büyük etkinin söz konusu olmayacağı da dile getirilmekte.

Tüm bu veriler üst üste eklendiğinde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor. İlk çeyrekteki yüzde 2.3'ten sonra ikinci çeyrekte yüzde 4 ile yüzde 4.5 arasında bir büyüme gelebilir.

İkinci çeyrek büyümesinin yüzde 4 olması halinde altı aylık büyüme yüzde 3.2, ikinci çeyrek büyümesinin yüzde 4.5'e ulaşması halinde ise altı aylık büyüme yüzde 3.4 düzeyinde gerçekleşecek. 

                           

Tüm yazılarını göster