Dün açıklanan sanayi üretim endekslerine göre 2010 yılı milli geliri (GSYH) yüzde 8.5-9.0 oranında artış gösterecek.
Milli gelirin artışını büyük ölçüde sanayi üretimi belirler. Sanayi üretiminin hem toplam gelirde payı büyüktür hem de sanayi üretimindeki artış öncelikle ticaret,ulaşturma,haberleşme,mali kesimlerde ve daha sonra tüm hizmet sektörlerinde üretim artışını peşinden sürükler.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksi 2005 yılından bu yana hiçbir yıl bu kadar büyük artış göstermemişti. 2005 yılı 100 esasına göre sınai üretim 2006'da 107.1 oldu. Daha sonra sırasıyla 115.1 ve 114.2 oldukdan sonra 2009 yılında 102.7'e düşmüştü. 2010'da 117.6 olarak gerçekleşti.
Yıllık ortalamalara göre sanayi 2009 yılında yüzde 10.1 oranında küçülmüştü.2010 Yılında yüzde 13.9 büyümeye geçti.
İmalat sanayinde takvim etkilerinden arındırılmış endekse göre, 2009 yılı aralık ayında imalat sanayi yüzde 9.9 büyümüştü. 2010 yılında bu yüzde 9.9 un üzerine yüzde 19.5 büyüme gerçekleşti.
Büyümenin üzerine büyük büyüme olağan üstüdür.
Bütün bunlar milli gelirde beklenen üzerinde büyümenin işaretidir.
Hükümetin Orta Vadeli Proğramı'nda büyüme tahmini yüzde 6.8 idi. IMF yüzde 7.8 büyümeye işaret etti. Fakat açıklanan sanayi üretim endeksine göre 2010 yılında büyümenin en az yüzde 8.5 ,hatta yüzde 9.0 olması mümkündür.
Açıklanan sanayi üretim endeksi neleri gösteriyor:
- Sanayi sektöründe beklenenin üzerinde bir üretim artışı var.
- İhracat miktar endeksi bu artışı ihracatın beslemediğini gösterdiğine göre, üretim iç talebe yönelmiş durumda.
- İçeride stoğa üretim ihtimalı sınırlı olduğuna göre, talepde büyüme var.
- İç talepdeki canlılığın bir bölümü geciktirilmiş talep olsa bile demek ki ek ve yeni talepde artış başladı.
- Cari açıkdaki (döviz açığındaki) büyümenin arkasında iç talepdeki canlanma olduğu açıklıkla görülüyor. Bu durumda Merkez Bankası'nın iç talebi sınırlama arayışlarının doğru teşhise dayandığı görülüyor.
Üretim artışı,üretim artışına dayalı büyüme sevinilecek bir gelişmedir. Burada endişe veren gelişmeler (1) üretim artışının ve büyümenin nimetlerinin istihdama yansımaması, işsizlik sorununun devam etmesi ve de (2) büyümenin cari açığı kontroldan çıkarmasıdır.