Sanayi kasımda umut verdi; ancak...

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Ne ekimdeki hızlı gerilemeye bakarak karalar bağlamak gerekiyordu, ne de kasımdaki hızlı artışa bakarak bayram etmek gerekir. Sanayi üretimindeki hızlanmayı ya da tersi gelişmeyi belirleyen etkenler arasında çalışma günleri tahmin edilenin ötesinde belirgin olmaya başladı çünkü. Dolayısıyla değerlendirmeleri ay ay yapmak yerine, dönem dönem yapmakta yarar var.

TÜİK verilerine göre, geçen yıl ekim ayında bir önceki yıla göre yüzde 5.7 gerileyen sanayi üretimi, kasımda ise yüzde 11.3 gibi önemli bir oranda artış gösterdi. Ekimdeki yüzde 5.7 gerileme, 2009'un eylülündeki yüzde 9.6'dan sonraki en büyük gerilemeydi. Geçen yılın kasımındaki yüzde 11.3'lük artış da, 2011'in eylülündeki yüzde 12.1'den sonraki en hızlı büyüme olarak kayıtlara geçti.
 
Peki ne oldu yani, Türk sanayisi ekimde bir anlamda dibe oturmuştu da kasımda şaha mı kalktı... Hayır tabii ki, çapraz bir bayram takvimi etkisi ortaya çıktı.
 
2012'de Kurban Bayramı ekim ayındaydı, 2011'de ise kasım ayında. Dolayısıyla geçen ekim ayında daha az çalışıldı ve 2011 ekimine göre üretim çalışma süresindeki azlığın da etkisiyle yüzde 5.7 geriledi. 2012'nin kasım ayında ise bayram tatili yoktu, ama bu kez baz oluşturan 2011'in kasımında tatil vardı. Bunun da etkisiyle kasımdan kasıma üretim yüzde 11.3 artış gösterdi.
 
Toplam sanayi üretimi, takvim etkisinden arındırılmış endekse göre yüzde 3.1 arttı, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre bir ay önceye kıyasla artış da yüzde 1.5 oldu.
 
İmalat sanayindeki artışlar ise daha yüksek gerçekleşti. İmalat sanayi üretimi kasım ayında 2011 kasımına göre yüzde 13.3 artış gösterdi. Takvim etkisinden arındırılmış endekse göre yıllık artış yüzde 4.3, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış endekse göre aylık artış ise yüzde 1.8 oldu.
 
Dönemlere göre bakınca
 
Biraz önce de dedik, değerlendirmeyi ay ay yapınca ciddi dalgalanmalar ortaya çıkabiliyor. O yüzden dönemlere göre değerlendirme yapmak daha doğru görünüyor.
Toplam sanayi üretimini dönemler itibariyle ele aldığımızda karşımıza çıkan tablo şu:
Üretim, ilk çeyrekte 2011'in yüzde 2.8 üstünde gerçekleşti. İkinci çeyrekteki oran yüzde 3.5'i buldu. Üretim, üçüncü çeyrekte de 2011'den yüzde 2.7 daha fazla oldu. Son çeyrek verileri henüz tam değil, iki aylık rakamlara sahibiz. İki ayın toplamında ise 2011'e göre yüzde 2.4'lük bir üretim artışı sağlanmış durumda. 
 
Yani kasımdaki hızlı artışa bakarak durumun birden çok düzeldiğini düşünmek hiç de doğru değil. Kaldı ki kasım ayı üretiminin neden çok hızlı artış gösterdiğini de belirttik, çalışma günü sayısının rolüne değindik. 
 
Dönemlere göre değerlendirmede imalat sanayinde durum daha olumlu görünüyor. İmalat sanayindeki üretim artışı ilk çeyrekte yüzde 1.8, ikinci çeyrekte yüzde 3.1, üçüncü çeyrekte yüzde 2.2, ekim ve kasım ayları toplamında ise yüzde 3.2 oldu.
 
İkinci en yüksek düzey
 
Sanayi üretim endeksi kasım ayında 141 düzeyinde oluştu. Endekste, 2005 yılı 100 kabul ediliyor. Kasım ayındaki 141'lik endeks, sanayi üretiminin şimdiye kadar çıktığı en yüksek ikinci düzeye işaret ediyor. Üretim endeksi, en yüksek düzeye 141.3 ile geçen yılın aralık ayında ulaşmıştı. Üretimin, aralık ayında en yüksek noktada oluşması normal bir durum ve genel eğilim hep böyle. Dolayısıyla bu yıl da kasımdaki 141'in üstünde bir gerçekleşme olması ve sanayi üretiminde düzey açısından rekor kırılması beklenmeli.
Ancak bu rekor, sanayinin dörtte bir pay aldığı GSYH'yi nasıl etkiler, GSYH son çeyrekte yüzde 5 artış göstererek yılı revize tahmin düzeyinde, yani yüzde 3.2'de kapatabilir mi, çok kuşkulu doğrusu. 
 
Sanayi üretiminin son çeyrekteki artışının 2011'in yüzde 5 üstüne çıkabilmesi için aralık ayı artışının yüzde 10'u bulması gerekiyor. Aralıkta yüzde 10 artış sağlanır, böylece son çeyrek artışı yüzde 5'i bulursa, bu GSYH'ye ne ölçüde yansır, daha doğrusu GSYH'nin kalan dörtte üçünde ne gibi gelişmeler olur, kestirmek kolay değil. Kaldı ki sanayide aralıkta yüzde 10 üretim artışı da hiç kolay değil ya...
 
Tüm yazılarını göster