Samuray etkisi

Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Deprem ve tsunaminin Japonya'da yarattığı hasarın boyutu korkunç. İnsan kayıplarının 10.000 kişiye ulaştığı, yıkılan ev sayısının 100.000'i geçtiği tahmin ediliyor. Nükleer santrallerdeki tehlike halen kontrol altına alınamamış durumda.

Toyota, Sony gibi dev  şirketlerin bölgedeki fabrikalarının aylarca kapalı kalmasından endişe ediliyor. Yaşanan felaketin Japonya ekonomisinin 2011 yılı büyümesini bir puan düşürerek durgunluğun eşiğine getirmesi bekleniyor.

Durumun vehameti büyük oranda fiyatlara yansımış durumda. Japonya Nikkei endeksi cuma günkü yükselişine rağmen deprem öncesine göre halen %10 aşağıda işlem görüyor.

Buna karşın Japonya'daki  felaketin küresel büyüme üzerindeki etkisinin endişe edildiği kadar fazla olmayacağı anlaşılıyor. Net ihracatçı konumuyla Japonya dünya ekonomisi için talep kaynağından ziyade çok uluslu şirketler için bir üretim merkezi.

Deprem ve tsunami nedeniyle yaşanan sorunlar Japonya'daki fabrikaların ürünlerinin dünya pazarlarına ulaşmasını bir kaç hafta etkileyebilir. Ama eldeki stokların kullanımıyla, rakip şirketlerin devreye girmesiyle ve alternatif ürünlerin kullanımıyla bu sorun aşılır.

Dolayısıyla Japonya'da yaşanan sorunların dünya ekonomisinin büyümesi üzerindeki etkisinin 0,1 puanın altında kalacağı  tahmin ediliyor. Ancak söz konusu etki eşit olarak paylaşılmayacak

Durgunluğun ülkeye ihracatı yüksek olan (toplamın %15-20'si) Avustralya, Malezya, Filipinler gibi ülkeleri daha fazla etkilemesi bekliyor. Japonya'dan ithalatı yüksek olan (toplamın %15-20'si) Kore,  Tayland, Tayvan gibi ülkelerdeki üretim sürecinde de bir süre aksaklıklar yaşanacak. Türkiye gibi coğrafi olarak çok uzak ve dış ticaret ilişkisi sınırlı ülkeler üzerinde Japonya'nın durgunluğa girmesinin sınırlı bir etkisi olacak.

Gelelim milyon dolarlık soruya: Küresel büyüme üzerindeki etki bu kadar sınırlıysa dünya borsaları neden bu kadar değer kaybetti? 

İki temel neden öne çıkıyor. (i) Japonya sermayesi yurtiçindeki kayıplarını karşılamak için dünya piyasalarındaki varlıklarını satıyor. (ii) Sonuçları öngörülemeyen bir olay çıktığında yatırımcılar önce satıyor, sonra düşünüyor. 

Her iki satış gerekçesini de orta vade anlamlı bulmuyoruz. Dolayısıyla Japonya depremi nedeniyle Türkiye piyasalarında da etkisi görülen küresel satış dalgasını abartılı olduğunu düşünüyoruz. Hisse senedi ve tahvil piyasasındaki gerilemelerin alış fırsatı olarak kullanılması gerektiğine inanıyoruz.

Tüm yazılarını göster