Şampiyon olmak ister misiniz?

Bir önceki yazımda şirketlerimizin haklarında kitaplar yazılan, yönetim tarzları tüm dünyada pazarlanan ulusla­rarası dev şirketleri örnek almak yerine, kendilerine özgü yönetim modelleri oluş­turmalarını tavsiye etmiştim.

Dr. Bertan KAYA YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com

Bir önceki yazımda şirketlerimizin haklarında kitaplar yazılan, yönetim tarzları tüm dünyada pazarlanan ulusla­rarası dev şirketleri örnek almak yerine, kendilerine özgü yönetim modelleri oluş­turmalarını tavsiye etmiştim.

Çünkü ül­kemizdeki şirketlerin yüzde 99’u, küre­sel ölçekte küçük şirketler. Dev şirketle­rin kültürü, organizasyonu, kaynakları ve yapıları ise çok ama çok farklı. O dev fir­maları örnek alıp, onların prensiplerini uygulayan ve başarısız olan nice firma tanıdım.

Örnek alacaksak kimleri alalım?

Bir önceki yazının son paragrafında, il­la örnek alacaksanız, Hermann Simon’un “gizli şampiyonlar” olarak tabir ettiği şir­ketleri örnek alın demiştim. Onlar daha gerçekçi, daha yakın örnekler olacaktır diye eklemiştim.

Gizli şampiyonlar, kendi sektörlerinde lider konumda olan ancak kamuoyunda fazla tanınmayan orta ölçekli şirketler­dir, yani çalışan sayıları ve ciroları büyük çok uluslu şirketlere kıyasla daha düşük­tür. Bu şirketler, niş pazarlarda faaliyet gösterirler. Genellikle büyük ve geniş pa­zarlara hitap etmek yerine, dar bir alanda derinlemesine uzmanlaşmışlardır.

Genellikle inovasyon, kalite ve müşteri odaklılık gibi özelliklerle ön plana çıkar­lar. Ar-Ge’ye yaptıkları yatırımlar, onla­rın piyasa lideri olmalarını sağlar. Bu şir­ketler, genellikle küresel pazarlarda faa­liyet gösterirler ve ihracata büyük önem verirler. Ayrıca müşterileri hariç, çok or­talarda fazla gözükmemeyi de bir avantaj olarak görürler.

Gizli şampiyonlar kimdir?

Gizli şampiyonların ortalama yıllık ci­rosu yaklaşık 400 milyon eurodur. Bu, onları büyük şirketlerden ayıran önemli bir ölçüttür, çünkü büyük şirketler genel­likle milyarlarca euro ciroya sahiptir. Bu şirketlerin ortalama çalışan sayısı yakla­şık 3.000’dir. Bu sayı, onların orta ölçek­li şirketler kategorisinde yer almalarını sağlar. Gizli şampiyonların büyük bir kıs­mı, gelirlerinin yüzde 70’inden fazlasını ihracattan elde ederler. Bu, onların küre­sel pazarlarda ne kadar aktif olduklarını gösterir. Gizli şampiyonlar, gelirlerinin ortalama yüzde 6-7’sini Ar-Ge’ye harcar­lar. Bu oran, onların inovasyona verdikle­ri önemi yansıtır. Bu şirketler, genellik­le yıllık pazar büyüklüğünün yüzde 1’ini oluştururlar. Ancak, faaliyet gösterdikle­ri niş pazarlarda genellikle yüzde 50’nin üzerinde pazar payına sahiptirler.

İlginç rakamlar değil mi? Orta ölçekli­ler ama büyükler, kârlılar ve pazar payı­na sahipler. İşin daha ilgincini söyleye­yim, bu şirketler hem çok uzun seneler­dir iş hayatında var olmayı başarmışlar, hem de istikrarlı şekilde büyümüşler. Hermann Simon’un kitabında, şampiyon şirketler ile ilgili çok daha fazla bilgi bu­labilirsiniz.

Nasıl şampiyon olursunuz?

Bence Türkiye’deki şirketlern için ör­nek almak gereken şirketler bunlar. Ta­bi bu şirketler hakkında şirket bazında detaylı bilgiye sahip değiliz. Ancak ortak özellikleri tanımlanmış. Bunları incele­yip, kendi şirketinize bu özellikleri nasıl kazandırırsınız, buna bakmanız lazım.

Şampiyon şirket olabilmek için altı te­mel konuya dikkat etmelisiniz:

Birincisi, geniş kitlelere hitap etmek yerine, belirli bir sektörde derinleşmek ve o alanda uzmanlaşmak. İkincisi, kali­te ve inovasyonu her şeyden öncelikli kıl­mak. Adeta bu konuda saplantılı olmak. Üçüncüsü, müşterilerle güçlü ve uzun va­deli ilişkiler kurarak onların ihtiyaçları­nı derinlemesine anlamak ve bu ihtiyaç­lara yönelik çözümler sunmak. Dördün­cüsü, yerel pazarlarla sınırlı kalmamak ve küresel pazarlara açılmayı hedefle­mek. Beşincisi, çalışanlarına değer veren ve onların gelişimini destekleyen, onla­ra yatırım yapan güçlü bir kurum kültürü oluşturmak. Altıncısı, kendi gerçekliğine uygun yönetim modeli oluşturmak.

Bu konunun çok önemli olduğunu dü­şündüğümden, gelecek hafta sohbete de­vam etmek istiyorum.

Tüm yazılarını göster