Tamamlayıcı Sağlık Sigortası konusunda yapılan düzenlemeler sonrası ilk somut hamle Mapfre Genel Sigorta ve Medical Park birlikteliği ile geldi. Özetle, SGK'sı olan bir aile yılda ortalama 3 bin TL ödeyip sigorta yaptırdığında Medical Park Hastaneleri'nden sağlık hizmeti alıp, aradaki farkı ödemekten kurtulabilecek. Ekstra sadece devletin istediği katkı payı tutarını ödemesi yeterli olacak. Yılda 6 kez bu hizmetlerden faydalanma söz konusu. Vatandaşların, yenileme garantisi edinildiğinde her yıl belirli bir oranda artış ile yıllarca bu sigortayı devam ettirme şansı var. Burada bu sigortayı yaptıracak kişilerin sağlık sorunlarının bulunmaması ön şart. Buraya kadar olanı zaten gazeteler ve TV'lerde haber olarak okumuş olmalısınız.
Sigortalıların yüzde 97'si tazminatını alıyor
Sağlık sigortaları en çok şikayetin olduğu sigorta branşı aslında. Sağlık sigortaları ile ilgili tazminatları reddedilen sigortalıların oranının yüzde 2 ile 3.5 arasında olduğu söyleniyor. Ama ne yazık ki, yüzde 3 olan kesimin söylemleri kulaktan kulağa yayılıyor. Mutluluğumuzu dile getirmeyi sevmeyen bizler yani yüzde 97'lik kesimin memnuniyetleri, toplumumuz tarafından bilinmiyor.
Sağlık sigortaları aynı zamanda suistimale açık bir sigorta branşı. Sadece girişte sağlık beyanınızı vermeniz isteniyor. Bu doğru ise sorun yaşamanız pek mümkün değil. Benim de yazılarımda yazdığım gibi münferit olaylar yaşanan sigorta şirketleri yok mu? Tabii ki var. Bizim de kulağımıza geliyor. Bunun için benim tek söylemim var: Sağlıklıyken sağlık sigortası yaptırın ve mümkünse yatarak sağlık sigortası yaptırmakta fayda var. Hem uygun maliyetli hem de asıl ihtiyacınızın olduğu büyük risklere karşı kendinizi korumuş olacaksınız. Doğru beyan da tabii ki şart.
Devletin sunduğu Genel Sağlık Sigortaları birçok vatandaşımız için yeterli görülebilir. Fakat "Ben daha iyi bir sağlık hizmeti almak isterim, ayda 200-250 TL bir bütçe ayırabilirim" diyen varsa alın size "Tamamlayıcı Sağlık Sigortası". Türkiye'nin iki saygın kuruluşu bu iş için taşın altına ellerini koydular. Geçtiğimiz sene yapılan bir toplantıda konu masaya yatırıldığında devlet SUT fiyatlarını yukarı, özel hastaneler fiyatlarını aşağı çekmezse sigortacıların bu riskleri üstlenmek istemeyeceği konuşulmuştu.
5 yılda 5 milyon sigortalı
Mapfre Genel Sigorta CEO'su Serdar Gül, 5 yılda 5 milyon sigortalıyı hedeflediğini söylüyor. "Önce kalkan yol alır" söylemi burada da geçerli. Her iki kurumda çok ince hesaplama yaptıklarının altını çiziyorlar. Çünkü burada yaşanacak en ufak aksaklık bebeğin ölü doğmasına neden olabilir. Sisteme yeni şirketlerin gireceği de bir başka gerçek. Motor sigortalarında yaşanan fiyat rekabetinin gelecek senelerde sağlık sigortalarında da yaşanması içten bile değil. Sağlık sigortası yaptırmayı düşünen potansiyel tüketiciler sağlıklıyken sisteme girmeliler derim. Bunun için acele edin...
Sigortacılığın kitabı varmış!
Geçtiğimiz hafta "Sigortacılığın kitabı var mı?" başlıklı bir yazmıştım. Bu yazıyı yazmamın çıkış noktası aslında özellikle Anadolu'da sigortacılık derslerinin verildiği yüksekokul, üniversite ve ticaret liselerinden bana gelen kaynak talepleriydi. Kimileri hazırladığım dergilerden istiyorlardı, kimi ise sigortacılık dokümanı olsun yeter diyorlardı. Kütüphaneleri için istenen dergileri Harran Üniversitesi ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ne gönderdim. Bu okullardan böyle bir talep söz konusu. Yazım sonrası Anadolu Sigorta'dan aradılar, 85'inci yılları için hazırlanmış "Geçmişten Geleceğe Anadolu Sigorta" kitaplarının olduğunu hatırlattılar. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Toprak tarafından Anadolu Sigorta arşivlerine dayanarak hazırlanan kitabın lansmanında ben de bulunmuştum hatta. Sonrasında Axa Sigorta CEO'su Cemal Ererdi kendi yazdığı ve şirketi tarafından çeviri ve baskısı yapılan altı adet kitap yolladı bana. Teşekkür ederim. Bu kitaplardan bir tanesi haricinde ilk kez haberim oldu. Yazımda da belirtmiştim "Belki de vardır, benim haberim yoktur" demiştim. Şimdi bende var bu kitaplar, ama okullarda yine yok. Hazırlanan kitaplar ağır kitaplar. Baskıları maliyetli. Sesli düşünüyorum, acaba bu eserler dijital ortamlara aktarılıp daha geniş kitlelere ulaştırılabilir mi?