2004 yılında kurulan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği 10 senedir sürdürülebilir kalkınma kavramını iş dünyasında yaygınlaştırmaya odaklanıyor.
Derneğin 15 farklı sektörden 49 üyesi, 500 milyar TL toptan ciro ile ülke GSMH'sinin üçte birini oluşturuyor; 350 bin kişiye istihdam yaratıyor.
Sürdürülebilirlik rekabetin olmazsa olmazı. Nitekim Türkiye'nin 10. Kalkınma Planı'nda sürdürülebilir kalkınmaya yer veriliyor. Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, sürdürülebilirlik yaklaşımını vizyonuna dahil etmeyi hedefleyen herkese açık. Kobiler de buna dahil. Hatta dernek, kobilerde sürdürülebilirliği desteklemek için eğitimler gerçekleştirecek.
SKD Yönetim Kurulu Başkanı Galya Frayman Molinas, "Büyük şirketler kendi tedarik zincirlerinde derneğin etkisini artırmayı hedefliyorlar" bilgisini veriyor.
Peki SKD iş dünyasına nasıl bir bakış açısı getirdi? Sürdürülebilirlik konusunda nasıl bir farkındalık yarattı? Derneğin çalışmalarını Galya Frayman Molinas'tan dinledik;
• Derneğin ana çalışma konularından birisi binalarda enerji verimliliği, çünkü dünya genelinde enerji tüketiminin yüzde 40'ı binalar tarafından gerçekleştiriliyor. Binalarda enerji verimliliği bildirgesini üyeleri arasında imzaya açan dernek daha sonrasında başarı örneklerini bir kitapçıkta toplamış. Hedef bu başarı hikayelerinin diğer şirketlere örnek oluşturması.
• Taşıtlarda Enerji Verimliliği konusunu gündeme getiren dernek, ticari faaliyetleri için taşıt kullanan şirketlerin daha az yakıt tüketmesi, daha az karbon salımı gerçekleştirmesi için bir kılavuz yayımladı.
• Derneğin "Türkiye'de Suyun Durumu ve Su Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar" başlıklı raporu, Türkiye'nin ve iş dünyasının su vizyonunun hazırlanmasına rehberlik etmeyi, su politikalarında toplumsal uzlaşma sağlamayı hedefliyor.
• Dernek tarafından yayımlanan sürdürülebilir tarım kılavuzu, tarıma bütünsel bir yaklaşım getirmeyi, sürdürülebilir tarım uygulamalarını tanıtmayı hedefliyor.
• Yeşil ekonomiye geçişte finansın çok önemli bir rol üstlendiğini savunan SKD, Finans Grubu kapsamında sadece bankaların değil, sigorta şirketleri gibi diğer finans kurumlarında da sürdürülebilir finansman uygulamalarını geliştirmeyi hedefliyor.
•Derneğin önemli bir diğer çalışması da Eko-etiket rehberi. Bir bakıma ürünün DNA'sını ortaya koyan Eko-etiket özellikle ihracat yapan şirketler için önemli bir rekabet avantajı getiriyor. TİM ile birlikte gerçekleştirilen Eko-etiket kılavuzu, her sektörde bu etiketlerin ne anlama geldiğini anlatıyor.
• Derneğin bir diğer çalışma alanı ise ofislerde sürdürülebilir tüketim. Çalışmanın amacı enerji ve su tüketimi, ulaşım, atık yönetimi ve kağıt kullanımı alanlarında şirketlerin sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları edinmelerini sağlamak; şirketlerde "sürdürülebilir tüketim hareketi" başlatmak.
• İş sağlığı ve güvenliğinin kurum kültürü haline gelmesi amacıyla tüm firmaların benimseyebileceği bir ilkeler seti ve bu ilkelerin nasıl uygulanacağına dair bir kılavuz oluşturulmuş.
• Dernek, eğitim alanında ise Koç Üniversitesi işbirliği ile sürdürülebilirlik yönetimi sertifika programları düzenliyor. Hedef sürdürülebilirlik konusunda "entellektüel kapasite artışı" sağlamak. Büyük şirketlerin orta kademe yöneticilerinin yanı sıra, kobilerin inovasyon ve sürdürülebilirlik kapasitelerini geliştirecek eğitimlere başlanacak.
2004 yılında 13 özel sektör temsilcisinin öncülüğü ile kurulan SKD, bugün 49 üyeye sahip. Bu üyeler Türkiye ekonomisinin önemli bir bölümünü temsil eden büyük şirketler. Derneğin amacı bu sayının artması, sadece büyüklerin değil, küçüklerin de sürdürülebilir kalkınma hedefine dahil olması.
Bu arada iki yıldır görevde olan Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Yönetim Kurulu önümüzdeki hafta bayrağı yeni isimlere teslim etmeye hazırlanıyor. Molinas'ın dediği gibi "sürdürülebilir verimlilik için değişimde fayda var".