Rusya yanlış yaptığında, Avrupa sesini yükseltmeli

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Rusya'nın eski petrol kralı Mihail Hodorkovski 2003 yılından bu yana Sibirya'da tutuklu bulunuyor. 1990'lı yıllarda petrolden büyük bir servet elde eden Hodorkovski, büyük çaplı vergi kaçakçılığından dolayı dokuz yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Hapse atılmadan önce verdiği konferanslarda, demokrasi olmadan etkin bir ekonominin olmayacağını savunan Hodorkovski, geçtiğimiz günlerde Fransız Le Figaro gazetesine verdiği röportajda, özellikle Putin sonrası Rusya'nın resmini çizerken, Gürcistan çatışması sonrasında Avrupa ve Rusya ilişkilerine yönelik ilginç değerlendirmelerde bulunuyor.

Rusya'da iktidarda olanların büyük bir bölümünün demokratik kurumlara ihtiyaç duyulduğunu anlamaya başladıklarını söyleyen Hodorkovski, değişimden korkanların da hâlâ olduğuna dikkat çekiyor. Rusya'nın rekabet gücünü kaybetmesini de değişime direne bu korkaklara bağlıyor. Ama umudunu kaybetmiş değil. Medvedev'in göreve gelmesinden sonra Rusya'da bazı şeylerin değiştiğini söylüyor. Hapishaneden avukatı vasıtasıyla yapabilmiş olduğu bu röportajı da bu değişimin bir parçası olarak gösteriyor.

Rusya ve AB ilişkilerine yönelik ise oldukça ilginç görüşleri var Hodorkovski'nin. Ona göre olabilecek en kötü şey her iki tarafın birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmaları. Böyle bir durumun anlamsız bir zıtlaşmaya yol açacağını söyleyen Hodorkovski, iki taraf arasında pragmatik bir yaklaşımın da etkili olmayacağını düşünüyor. "Aynı kıta üzerinde yaşayıp, aynı değerleri paylaşmadan birbirine bağımlılığı artırmak ise imkansız" diyen eski petrol patronunun sunduğu çözüm şu: "Gerçekçi tek yol, ulusal anayasalarımızda ve Avrupa anlaşmalarında geçen temel kurallara saygı göstererek elitlerin karşılıklı entegrasyonunu sağlamak. Burada üçüncü bir Helsinki'den, insan haklarından bahsediyorum. Avrupa geçtiğimiz yüzyılın ortasında bu yolu başarıyla aldı. Rusya ise sadece işin otoriter kısmını benimsedi. Evet Rusya büyük bir ülke ve farklı yönelimler arasındaki dengeyi korumak için özel bir dikkate ihtiyaç duyuyor, fakat aynı zamanda kültürel gelenekler, toplum olarak Avrupalı bir ülke. Ülkemi tüm açılardan tanıyor olduğuma inanın. Rusya bugün imparatorluk statüsünden, klasik ulus devlet statüsüne geçiyor. Bu çok zor ve engebeli bir yol, ama her şey yolunda giderse, Avrupa'nın ittifakı oluruz. Avrupa ve Rusya'nın birlikte olma nedeni gaz ve petrol değil, aynı güvenlik sistemi içinde temel ortak değerler olmalı."    

'Gürcistan, Rusya-Avrupa ilişkilerini bozacak' demek moda oldu

Hodorkovski'nin, Gürcistan çatışması sonrasında bölgedeki gelişmelere yönelik görüşleri de genel yorumlardan oldukça farklı. Bugün birçok kişi, Gürcistan çatışması ve bunun arkasından Rusya'nın Abhazya ve Güney Osetya'yı tanıması nedeniyle Avrupa-Rusya ilişkilerinin büyük bir darbe alacağını ileri sürüyor. Hodorkovski ise hiçbir şeyin Rusya ve Batı dünyası arasına demir perde çekemeyeceğini ifade ediyor. Rus eliti bunu istemez derken, Rus elitinin ideolojisinin de bu yönde olmadığının altını çiziyor. Tam tersine bu krizin Rusya'nın Batı ile olan ilişkilerini güçlendireceğini ifade eden Hodorkovski'nin yorumları şöyle: "Güney Osetya ve Abhazya'da yaşanan olaylar, Fransa gibi AB'nin kurucu üyelerinin Rusya ve eski imparatorluk sorunlarına farklı yaklaşımlar içinde olduklarını gösterdi. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin krizi barışçıl bir yöntemle çözmeye çalışması bir rastlantı değil."

Peki Avrupa, Rusya karşısında nasıl davranmalı? Hodorkovski'nin özellikle bu soruya yönelik cevabı oldukça sert ve net: "Rusya yanlış yaptığında, Avrupa, gaz ve petrol korkusunu bir yana bırakıp, sesini yükseltmeli. Rusya istikrarlı üreticiler kadar, Avrupa gibi istikrarlı tüketicilerle de yakından ilgileniyor. Bu Rusya'nın yanlış yaptığı anlamına gelmiyor. Fakat ülkemdeki bazı insanların doğru olmayan vatanseverlik haykırmalarını duymak dayanılmaz olabiliyor."

Tüm yazılarını göster