Riskler ve dışsal şoklar

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Enflasyon yüzde 7.5-8 arasına yerleşecek ve 2013 başına geçen yıl ötelenen zamlarla beraber 2013'e hareketli bir başlangıç yapacak. Büyümeyse son çeyrekte ve 2013 ilk çeyreğinde baz etkisiyle (de) hız kazanacak. Dünyaya göz attığımızda risk göstergelerinin olumlu seyrini sürdürdüğünü görüyoruz. ABD'de işsizlik yüzde 8'in altına geriledi ve Obama'nın eli daha da güçlendi. Romney kanımca Cumhuriyetçi Parti'nin çıkarabileceği en güçlü aday değildi. "ABD halkının yüzde 47'si beni ilgilendirmiyor" anlamına gelen sözlerinin sızmasıyla zaten şansını önemli ölçüde yitirdi. Televizyon tartışmaları da etkili oluyor ve mesela Bush vs Dukakis 1988 seçiminde baba Bush geriden gelerek son aylarda kazanmıştı. Ama Romney ile bu muhtemelen olmayacak. Uzun yıllardan beri establishment'ın istediği ilk demokrat başkan olan Obama'nın kestaneleri ateşten çekme macerası henüz sona ermedi. ABD Çin karşısında yeniden konumlanır ve stratejik-askeri önceliklerini tanımlarken, Obama'ya dört yıl daha vermek mantıklı. Dört yıl sonra krizden çıkmış bir ekonomiyi devralacak olan güçlü bir cunhuriyetçi başkan dolaşıma tekrar sokulmuş bir aktivizm sergileyebilir. AB'de artık Merkel'in Draghi'nin elini güçlendirdiği ve Almanların sanıldığı kadar engelleyici davranmadığı görülüyor. Yunanistan meselesine de akılda İspanya varken yaklaşacaklar. Önemli olan güneyi tahditleri çok da yumuşatmadan raya sokabilmek. Piyasalar temel prensibi anladıkları için Draghi'nin arada bir çıkıp konuşması bile faizleri hizaya sokmaya yetiyor. Ama elbette sadece bununla olmaz.
Emtia çok önemli. Burada ne görüyoruz?  Enerji fiyatları 2008'deki gibi dalgalanmıyor. Dalga boyu talepten dolayı kısa; oynaklık da daha az. 2008'de fiyatlar çöktü çünkü kriz reeldi. Ama parasal genişleme hızla spekülatif talebi uyardı. Çin dahil. Altın liderliğinde değerli maden fiyatları hızla arttı. Para basılınca fiyatların hızla yükseleceği, emtia talebinin hemen artacağı düşünüldü. Diğer emtiaların fiyatları da değerli madenlere katıldı.Zaten Fed bilançosunda 2009 sonundan itibaren daralma olacağı sinyalleri verilmeye başlanmıştı. Bernanke 2009 ekiminde adeta krizden çıkış oldu ve şimdi likiditenin geri çekilmeye başlanması senaryosunu konuşuyoruz tarzında açıklamalar yaptı. Olaylar böyle gelişmedi ve likidite kalıcı oldu. Likidite kalıcı olunca 2005 sonrası desen devam etti ve gelecek kontratları üzerinden volatilite arttı. Örneğin petrolde durum bu oldu. Şimdi diğer emtiadan farklı bir kalem olarak bakır fiyatlarında durum bu. Gıdadaki mesele arz yanlıydı: 2010'un ikinci yarısında tarım ürünlerinin (ortalama) fiyatı toplam emtia endeksindeki artışın iki katını aştı. Burada kuraklık, seller vb arz tarafındaki sorunlar da etkili oldu. 2012'de de artış var. Fakat diğer emtia takip etmiyor ve etmeyecek gibi. Bu çok önemli: Petrol trendi yatay. Tahılda artış var ama bakır dışı metallerde büyük bir volatilite yok.

Corn futures

Diğer risk göstergeleri de son haftalarda olumlu. USD Libor, EUR Libor, TED, OIS hepsi aşağı yönlü. Baltık kuru yün endeksi hafifçe yukarı, konteyner endeksi yatay. TCMB fonlaması hayli aşağıda ve tahvil faizinin bugünkü seviyesinde (bile) tutunabilmesinde yabancı alımlarının dışında bu durumun da payı var. Gelişmekte olan ülkelere göre faiz yüksek gibi görünüyor ama yüzde 8'e yaklaşan enflasyon da öyle.

Hiçbir siyasi risk fiyatlanmıyor. Piyasalar ne Suriye, ne İran riskini fiyatlıyor. Bunun nedeni yıl boyunca herkesin ABD seçimleri öncesi hiçbir adım atılmayacağını varsayması olabilir; fakat seçime hayli yaklaştık. İran'da muhtemelen yaptırımların döviz piyasasında görülmeye başlanan etkilerini izlemek ve 2013 Haziran ayındaki seçimlere etkilerini değerlendirmek şeklinde bir takvim varsayılıyor. Her ne kadar uranyum zenginleştirmesiyle alakası yok gibi görünse de, ABD'nin bir yıla yakın zaman var demesinin altında İran'daki iflasları beklemek, çarşının-İran burjuvazisinin tavrını ve bunun seçimler üzerindeki etkisini görmek düşüncesi rol oynuyor olabilir. "Siyasi riskleri sürekli öteleyerek" fiyatlamama tavrının nedeni zaten ilgili aktörlerin de "sıcak tutarak öteleme" stratejisine angaje oldukları varsayımı olabilir. Diğer nedene iktisat literatüründe "myopia" deniyor. Siyasi riskler gerçekleşmezse gevşek sayılabilecek para ve maliye politikalarıyla 2013'de büyüme hızı potansiyeli olan yüzde 5'e yaklaştırılabilir. Sonrası sonra. 

Tüm yazılarını göster