Resmi rakamlara göre Türkiye'de 600 bin kadar Suriyeli var

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Önce tümünü vatandaşlığa alacağız, gibi bir algı yarattık. Sonra baktık olmadı, bu kez "İşimize yarayacak beyaz yakalıları" diye bir sınırlamaya gittik. TOKİ konutlarına yerleştirmekten söz ettik, TOKİ Başkanı, "Yok öyle bir karar" deyiverdi. 

Yani Suriyelileri Türk vatandaşlığına alma konusu daha çok su kaldırır. Bu konuyu daha çok tartışırız. 

Bir kere Türkiye'de kaç Suriyeli olduğunu bile bilmiyoruz. Bu kişiler kimdir, nedir, necidir, gerçekten Suriyeli midir, gerçekten hepsi mi savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınmıştır, bunu bile bilmiyoruz. 

Nasıl bir savaştan kaçmadır ki, bayram gelince binlerce Suriyeli ülkelerine dönüyor ve oradaki yakınlarıyla bayramlaşıyor, sonra da ellerini kollarını sallaya sallaya "sığındıkları" Türkiye'ye geri dönüyor. 

Bayram geçirilebilen ülke çok mu yaşanmaz yani? Eğer öyleyse bayramda oraya nasıl gidebiliyorlar? Yok eğer burası onlar için bir sığınma yeriyse, bayramda bulunabildikleri anavatanlarını niye kendilerini sığıntı gibi gördükleri ülkeye tercih etmiyorlar?

Bu başka bir değerlendirme. Biz kendi işimize bakalım, bizim kayıtlarımız ne diyor, Türkiye'ye yıllar içinde kaç Suriyeli gelmiş, gerçek sayıyı biliyor muyuz?

612 bin Suriyeli 

Yabancı uyruklu kişilerin Türkiye'ye giriş-çıkış istatistiklerini TÜİK açıklıyor. TÜİK de bu verileri Emniyet Genel Müdürlüğü'nden alıyor. Önce bu detayı vurgulayalım, sonra rakamlara bakalım.

Suriye vatandaşlarının Türkiye'de kalışları 2012 yılından itibaren yoğunlaşmaya başladı. TÜİK verilerine göre Suriye vatandaşlarının gelenleri ile gidenleri arasındaki farkı gösteren kişi sayısı 2012'de 84 bin, 2013'te 160 bin, 2014'te 208 bin ve 2015'te 161 bin oldu. Yani bu dört yılda Suriye'den gelenlerle çıkanlar arasındaki fark 612 bin olarak gerçekleşti. 

Bu sayı bir varsayımı gösteriyor, onu da vurgulamak gerek. Çünkü bu hesaplama söz konusu yıllarda giriş ve çıkış yapanların hepsinin farklı kişiler olduğu varsayımına dayanıyor. Oysa bu dört yıl içinde bir kişi belki de defalarca giriş ve çıkış yapmıştır ve sayının büyümesine yol açmıştır.

Dolayısıyla resmi rakamlara göre son dört yılda Türkiye'ye giriş yapmış ve burada kalmış Suriyeli sayısı en fazla bu düzeydedir, yani 600 bin dolayındadır. Çünkü 600 binin bir kısmı mükerrerdir. 

Tablo ne kadar ilginç değil mi... Resmi kayıtlara göre gümrüklerden geçerek Türkiye'ye giren Suriyeli sayısı 600 bin kadar. Ama Türkiye'deki Suriyeli mülteci sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte 3 milyona yakın.

Şu durumda 3 milyonla 600 bin arasındaki 2.4 milyonluk fark, bizim sınırlarımızın aynası oluyor.

Turizm istatistiklerinde yöntem değişti

Turizm istatistikleri gümrük kapılarında çıkış yapan yabancılarla gerçekleştirilen anketlerle oluşturuluyor. Ama 2012 yılından sonra bazı sınır kapılarında öyle hareketler olmaya başladı ki, çıkış yapan bazı ülke vatandaşlarını turist olarak dikkate alma olanağı kalmadı. Bu kişiler Türkiye'de turist olarak bulunmuyorlardı ve Türkiye'den çıktıklarında da turist sayılmaları yanlış olacaktı. Söz konusu olanlar tahmin edileceği gibi Suriyeliler.

TÜİK, 2003 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren Gaziantep Karkamış, Hatay Cilvegözü ve Yayladığı, Kilis Öncüpınar ve Şanlıurfa Akçakale sınır kapılarından çıkış yapan Suriyelileri, Türkiye'den çıkan ziyaretçiler anketi kapsamında değerlendirmeye son verdi. Ayrıca bu uygulama 2012 yılının üçüncü çeyreğine kadar geriye götürülmek suretiyle daha önce açıklanmış veriler de revize edildi.

Net hata noksana etki 

Söz konusu kapılardan çıkan hiçbir Suriyeliyi 2012'nin üçüncü çeyreğinden itibaren, yani neredeyse dört yıldır turist olarak kabul etmiyoruz. Aslında bu kapılardan çıkan Suriyelilerin turist mi, mülteci mi olduğuna ilişkin ayrım yapamadığımız için bu kararı vermiş durumdayız. Dolayısıyla belli ki çoğunluk mülteci olduğu için böyle bir karar verilmiş. Ama bu kapılardan çıkanlar arasında hiç turist olmadığını varsaymak da doğru değil.

İşte bu durum belli ölçüde de olsa turizm gelirlerinin düşük görünmesine, bağlı olarak cari açığın daha büyük çıkmasına, bu da net hata ve noksana yansıyor. Merkez Bankası'nın ödemeler dengesi istatistiklerinin yöntemsel açıklamasında da "Turizm gelir ve giderlerinin izlenebilmesi için yürütülen anket çalışmaları sonucunda hesaplanan 100 birimlik turizm gelir veya gideri, bankaların döviz varlıklarına 100 birimlik artış veya azalış olarak yansımamışsa, aradaki fark net hata ve noksan kalemine yansımaktadır" deniliyor. 

Gerçek rakamlar üstünden bir örnek verelim. Bu yılın ilk dört ayında cari açık 10.7 milyar dolar, cari denge kapsamındaki net turizm geliri de 2.7 milyar dolar oldu. Finans hesabındaki giriş 9.8 milyar dolarda kalınca, aradaki yaklaşık 921 milyon dolarlık farkı pozitif olarak net hata noksan kalemine yazmak gerekti. 

Eğer turizm geliri 2.7 milyar değil de 3.7 milyar dolar olsa ve böylece cari açık 10.7 milyar yerine 9.7 milyar olarak gerçekleşseydi ve turizmdeki bu 1 milyar dolarlık fark bankaların döviz varlıklarına bire bir yansımamış olsaydı, net hata noksan pozitif 921 milyon dolar değil, çok daha az olacak, belki de negatif oluşacaktı.  

Tüm yazılarını göster