Rekor düzeydeki bu altın ithalatı da nereden çıktı şimdi

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkiye'nin başına son bir yılda ne geldiyse altın ticaretinden geldi. Hükümete karşı olanların adını "yolsuzluk ve rüşvet operasyonu" olarak koydukları, iktidarın ise "hükümeti devirme planı" demeyi tercih ettiği 17-25 Aralık operasyonlarına bakın, temelinde altın ve bu ticareti yürüten İran asıllı bir işadamı var.

Şu soruya içtenlikle yanıt vermemiz gerekse ne deriz acaba:

"Türkiye altın ticaretinin içine böylesine girmemiş olsaydı, bazı siyasetçilerimiz, onları yakınları, en büyük bankalarımızdan birini teslim ettiğimiz kişi bu işadamıyla böyle sıkı fıkı, böyle kol kola bir davranış sergiler miydi, sergileme gereği duyar mıydı?"

Yani altın başımızın belası oldu. Tüm Türkiye'de değer yargıları değişti; dünün kader arkadaşlığı, yol arkadaşlığı, bugün yerini kan davasına bıraktı. 

2013'ün son günlerinde patlak veren yangını söndürme ve yangını çıkardığı iddia edilen "yaramaz çocukları" ıslah etme, yola getirme çabası sürerken, bir de baktık ki altın konusu yeniden ısınıyor.

İlk işareti Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı vermiş ve biz de bu konuya dünkü yazımızda işaret etmiştik. Erdem Başçı, 10 Aralık'ta, kasım ayı ithalatının bir miktar yüksek geleceğini, bunun da altın ithalatından kaynaklanacağını söylemişti. İthalat, toplamda yalnızca yüzde 0.2 arttı ve bu artış tümüyle altından kaynaklandı. 2013 yılının kasım ayında 879 milyon dolar olan altın ithalatı, geçen yılın kasımında 2 milyar dolara dayandı.

Bir buçuk yılın rekoru

Altın ithalatı kasımdan önce en yüksek düzeye 2013 yılının haziranında çıkmıştı. Söz konusu ay ithalat 2 milyar 55 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. 

Zaten 2013 yılı, altın ithalatının açık ara rekor kırdığı bir yıldı. Türkiye, söz konusu yıl tam 15.1 milyar dolarlık altın ithal etmişti. 

İhracat rekoru ise 2012 yılında kırıldı. 2012'de 13.3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Altın ihracatının 2011'de yalnızca 1.5 milyar dolarken, bir yıl sonra nasıl 13.3 milyar dolara tırmandığı zaten hiç anlaşılamadı. Ya 2011'deki 1.5 milyar dolar bir ihracat hüsranı sayılacak ölçüde başarısızlıktı, ya 2012'deki 13.3 milyar dolar müthiş bir ihracat hamlesi ve başarısıydı ya da 2013'teki 3.4 milyar yine bir başarısızlık örneği olarak karşımızda duruyordu. 

Bir ülke, normal koşullarda, üretmediği bir üründe, yıldan yıla nasıl olur da böylesine dalgalı bir ihracat performansı ortaya koyabilirdi ki!

Kasımdaki artışın nedeni

Dün de vurguladığımız gibi kasımda birden 2 milyar dolara çıkan altın ithalatında ocak-ekim dönemi ortalaması aylık bazda 450 milyon doları ancak buluyordu. Bu veriler üzerine görüşlerini ileten kimi okurlar, altın ithalatındaki bu tırmanışın nedenini yazmamış olmamıza vurgu yaparak serzenişte bulundular. Bu görüşleri dile getiren okurlar haklı elbette, ama biz de haklı sayılırız. 

İç pazarın birden çok genişleyeceğinin mi öngörüldüğünü, yani amacın ne olduğunu ve hepsinden önemlisi bu ithalatı kimin yaptığını bilmiyoruz, bilemiyoruz ki yazabilelim. En azından biz, ithalattaki bu tırmanışa bir yorum getiremiyoruz. Bir yorumu olan varsa ve bu yorumu bizimle paylaşırsa memnun olacağımızı belirtelim.

Tüm yazılarını göster