Reel kesimin "yüzü düştü"!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Türkçemize son yıllarda giren ve her geçen gün daha çok kullanılan bir benzetme; "yüzü düşmek"… Yani canı sıkılmak; yani Türk Dil Kurumu'nun güncel Türkçe sözlüğüne göre, somurtmak…

Bu kısa açıklamadan sonra gelelim reel kesimin yüzünün ne ölçüde ve neden düştüğüne…

Merkez Bankası, reel kesimin ekonomiye duyduğu güveni her ay çeşitli sorularla ölçmeye çalışıyor. Tüketici güven endeksinde olduğu gibi, reel kesim güven endeksinde de 100'ün üstündeki değerler ekonomiye güven duyulan iyimser duruma, 100'ün altındaki değerler ise ekonomiye olan güvenin azaldığı kötümser duruma işaret ediyor.

Ekim ayındaki güven endeksi 100'ün üstünde olmakla birlikte bazı yönlerden önemli işaretler verdi.

Bir kere, son yirmi iki ayın en düşük endeksi ekimde oluşmuş durumda. Ekimdeki 101.9'luk endeks, 2009 yılının aralık ayındaki 92.1'den sonraki en düşük düzeye işaret ediyor.

İkincisi ve daha önemlisi bir ay önceye göre ortaya çıkan düşüş. Reel kesim güven endeksi, ekimde indiği 101.9'luk düzeyle eylüldeki 112.4'e göre 10.5 puan azaldı. Reel kesim güven endeksi, ekim ayında, hesaplanmaya başlandığı 2007 yılı başından bu yana en büyük üçüncü düşüşünü göstermiş oldu. Endeks, daha önce küresel krizin zirve yaptığı 2008 yılında çok hızlı düşüşler göstermişti. Endekste, bir önceki aya göre olmak üzere 2008 yılının eylül ayında 10.1 puan, ekim ayında 16.8 puan, kasım ayında ise 17.3 puanlık düşüşler yaşanmıştı.

2008 kriz yılıydı ve bu yüzden söz konusu düşüşler pek de yadırganmamıştı. İyi de şimdi ne oluyor?

İstediğimiz kadar kabul etmekten kaçınalım, içeriği farklı olsa da yine de bir kriz yaşıyoruz. Özellikle bu kez Türk Lirası'nın hızla değer yitirmesi, dün yazdığımız gibi yüklü miktarda açık pozisyonu olan reel sektörün sıkıntı yaşamasına, en azından "yüzünün düşmesi"ne neden oluyor. Bu da, ister istemez güven endeksinin, karamsarlık sınırı olan 100'e doğru inmesi sonucunu doğuruyor.

Düşüşü tetikleyen etkenler

Reel kesim güven endeksi sekiz başlıkta toplanan beklentilerle oluşuyor. Bu sekiz başlık arasında dramatik düşüşler beklendiğini ortaya koyanlar bulunuyor.

En olumsuz beklenti, üretim hacmiyle ilgili. Gelecek üç aydaki üretim hacmi beklentisine ilişkin endekste bir ay önceye göre tam 20.4 puanlık bir düşüş var. Üretim hacmini böylesine aşağı çeken başlıca etken olan son üç aydaki sipariş miktarında da 18.9 puanlık bir gerileme söz konusu.

Reel kesim güven endeksinde en dikkat çekici gerileme ise gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarında. İhracat siparişine ilişkin endeks 16.5 puan gerilemiş durumda. Kur artışı sayesinde ihracatta hızlı bir artış olabileceği beklentisi, bu göstergeyle bir anlamda çürüyor. Kurdaki yükselmenin ihracatın artması için önemli, ama tek başına yeterli bir etken olmadığı ortaya çıkıyor.

Genel gidişata ilişkin beklentiyi ortaya koyan göstergede de 10.3 puanlık bir bozulma olduğu dikkati çekiyor.

Reel kesim güven endeksini sekiz başlığın oluşturduğunu belirttik. Ekim ayında, bu başlıkların hiçbirinde eylüle göre bir iyileşme olmadığı gözleniyor; tüm alanlarda bir kötüye gidiş algısı var.

Toplam sipariş miktarı, mamul mal stok miktarı ve genel gidişata ilişkin endekslerin 100'ün altında bulunduğu, yani bu alanlarda reel sektörün kötümserlik içinde olduğu da dikkat çeken bir başka yön…

Bu arada, mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksinin ekim ayında eylüle göre arındırılmamış endekse göre çok daha az gerilediği ve 2.9 puanlık düşüşle 108.2'ye indiği dikkati çekti. 

Reel kesim güven endeksi 22 ayın en düşük düzeyinde (%)
  2011 2010 2009 2008 2007
Ocak 113,6 104,2 59,7 106,2 116,3
Şubat 111,0 105,2 64,6 105,8 115,0
Mart 114,8 112,1 67,9 105,6 116,1
Nisan 116,7 119,3 84,7 104,7 121,2
Mayıs 117,2 115,0 98,0 104,3 112,1
Haziran 114,6 111,7 100,2 100,4 111,8
Temmuz 114,1 112,4 101,5 97,3 112,6
Ağustos 109,8 112,1 98,8 96,6 114,3
Eylül 112,4 110,7 96,3 86,5 108,5
Ekim 101,9 107,2 91,8 69,7 104,7
Kasım   107,6 92,2 52,4 102,4
Aralık   106,4 92,1 52,0 102,5
Tüm yazılarını göster