Reel kesimin ekonomiye güveni son iki yılın en düşük düzeyinde

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Reel kesimin ekonomiye güveni bıçak sırtı bir dengede oluşmaya devam ediyor. Her seferinde tekrarlama gereği hissediyoruz; tüm güven endeksleri gibi reel kesim güven endeksi de 0 ile 200 arasında bir değer alıyor ve 100'ün altı karamsar duruma, 100'ün üstü iyimserliğe işaret ediyor. Dolayısıyla 100, ne iyimser, ne kötümser bir durum olduğunu gösteriyor. İşte bu şekilde değerlendirilen reel kesim güven endeksi 2014 yılını 101.2 düzeyinde kapattı. Bu değer, 100'ün üstünde olunduğu için bir iyimserliğe işaret ediyorsa da, bir başka yönden olumsuz bir durumun varlığını ortaya koyuyor. Aralık ayındaki 101.2, yalnızca 2014'ün değil, 2013'ün de, yani son iki yılın en düşük değeri. Reel kesim güven endeksi, daha önce 2012 yılının aralık ayında 97.9 düzeyinde oluşmuştu. 

2014 yılı 101.2 ile son iki yılın en düşük düzeyinde kapatıldı, ne var ki reel kesim güven endeksi yıl ortalamasında 107.1 oldu. Zaten, söz konusu endeks son üç yıldır yatay denilebilecek bir şekilde seyrediyor. Hatta önceki iki yılı da katarak yatay seyrin beş yılı bulduğu söylenebilir. Endeks, 2010-2014 döneminde ortalama 108.5 düzeyinde oluşmuş durumda. 

Bant daralıyor 

Reel kesim güven endeksinin 2007- 2014 dönemini kapsayan durumunu aylık endeks değerleri üzerinden bir grafiğe dönüştürdük ve bu grafiğe 2009 sonrası dönem için ek eğilim çizgileri koyduk. Bu çalışma bize çok açık olarak şunu gösterdi; endeksteki en düşük ve en yüksek değerler arasındaki makas giderek daralma eğilimi gösteriyor. Endeks belli dönemlerde dalgalanıyor, ancak tepe ve dip noktaları arasındaki bant giderek daralıyor. Zaten aynı durumu, biraz önce de belirttiğimiz gibi yıllık ortalamalarda da görmekteyiz. 

Güven endekslerinin önemi 

Ekonomide iki önemli güven endeksi var; tüketici güven endeksi ve reel kesim güven endeksi. Hangi endeksin daha ön planda olduğunu ve diğeri için lokomotif görevi gördüğünü söylemek pek kolay değil. Nasıl değerlendirme yapmak istediğinize ve nereden baktığınıza göre durum değişir elbette. Hem zaten bu endekslerin kapsamları çok farklı, dolayısıyla aralarında bire bir bağlantı kurmak da zor. 

Düz mantıkla tüketici güven endeksinin reel kesim güven endeksini etkilediğini söylemek daha doğru gibi geliyor. Açık ki, tüketicinin eğilimi, bir anlamda reel kesimi ve onun üretimini tetikleyebilir ya da sekteye uğratabilir. 

Ama dedik ya, iki endeksin içeriği çok farklı. Reel kesim güven endeksi yalnızca yurtiçi tüketime, bir başka ifadeyle yurtiçine dönük üretime dayalı, yani tüketicinin eğilimiyle oluşan bir endeks olsa, bağlantı kurmak çok daha kolay. Ama reel kesim güven endeksinde; istihdam, ihracat siparişi ve sabit sermaye yatırım harcaması gibi kalemler de yer alıyor. Ayrıca stokların durumu da reel kesim güven endeksinin oluşmasında rol oynuyor. Yatırımın bir ölçüde tüketici eğilimiyle bağlantısı kurulabilir, ama diğerlerinin, özellikle de ihracat sipariş miktarının yurtiçi tüketimle bir ilgisi yok kuşkusuz. 

Reel kesim güven endeksi; üreten, iş yapan, istihdam sağlayan, ihracat gerçekleştiren iş aleminin ekonomiye bakışını ortaya koyuyor. Bu kesim, ekonomiye güven duyma anlamında sınırda geziyorsa, bir ay iyimserliğe adım atıyor, sonraki ay yine kendini kötümser konumda buluyorsa, içinde bulunduğu durumu ve geleceği harmanlayarak kendine emin adımlarla yürüyeceği bir rota çizemiyorsa, ekonomik gelecek açısından durumumuz pek parlak değil demektir.

Tüm yazılarını göster