Reel kesimin ekonomiye duyduğu güven giderek sarsılıyor

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

İktisadi yönelim anketi ve reel kesim güven endeksi, ekonomiye duyulan güvenin her geçen ay biraz daha sarsıldığını gösteriyor. Haziran ayında geçen yılbaşından beri ilk kez 100'ün altına inen reel kesim güven endeksinin, temmuzda biraz daha gerilediği dikkati çekiyor.

Merkez Bankası'nın gerçekleştirdiği çalışmaya göre, haziran ayında 98.3 olarak belirlenen reel kesim güven endeksi, temmuzda 96.1'e indi. Güven endeksinin 100'e eşit olması, reel kesim temsilcilerinin ekonomik faaliyetleri istikrarlı gördüklerine işaret ediyor. Endeksin 100'den büyük olması, ekonomik faaliyetlere ilişkin güvenin arttığı iyimser durumu, endeksin 100'ün altında olması ise ekonomiye ilişkin güvenin azaldığı kötümser durumu yansıtıyor.

Reel kesim güven endeksi, geçen yılın nisan ayından beri genel olarak gerileme eğiliminde. Geçen yıl nisandan sonra mayıs ve haziranda da geriledikten sonra seçim ayı olan temmuzda bir çıkış yaşanan reel kesim güven endeksinde, sonraki dönemde belirgin bir gerileme eğilimi ortaya çıktı. Geçen yıl kasım ve aralık aylarında 100 sınırına yaklaşan endeks, bu yıl ilk üç ayda yeniden artarak martta 105.4'e yükseldi. Ancak endeks bu düzeyde tutunamadı. Dört aydır gerileyen reel kesim güven endeksi, daha önce de vurguladığımız gibi haziran ayında 100'ün altına indi, gerileme eğilimi temmuzda biraz daha belirginleşti.

Geçen yıl temmuz ayında 111.7 düzeyinde bulunan reel kesim güven endeksi, bir yıl içinde yüzde 14 oranında azalmış oldu.

Genel gidişatta iyileşme

Reel kesim güven endeksini oluşturan alt kalemlerden olan "sanayi dalınızdaki genel gidişat konusunda bir ay öncesine kıyasla görüşünüz nedir" sorusuna verilen yanıtlar, bu konuda çok az da olsa bir iyileşmeye işaret ediyor. Gidişat konusunda daha iyimser olduğunu belirtenlerin haziranda yüzde 5.3 olan oranı temmuzda yüzde 5.6'ya çıktı; kötümser olduğunu belirtenlerin oranı ise yüzde 43.1'den yüzde 42.2'ye geriledi. Böylece, iyimser-kötümser farkını gösteren denge oranı negatif yüzde 37.8'den, yüzde 36.6'ya indi.

Bu gerileme, çok önemli değil. Geçen yılın temmuz ayında iyimser-kötümser farkı pozitif yüzde 8 düzeyinde bulunuyordu. Yani genel gidişata ilişkin görüş, bir yılda tam 44.6 puan gerilemiş oldu.

2001'den sonraki en kötü dönem

Genel gidişatta temmuz ayında hazirana göre çok az da olsa bir iyileşme yaşanmakla birlikte, bulunulan düzey, 2001 krizinden sonraki en kötü durumu yansıtıyor. 2001 krizi sürecinde genel gidişata ilişkin iyimser-kötümser farkı negatif yüzde 65'e kadar düşmüştü. Ancak o dönemde adı konmuş bir kriz yaşanıyordu. Şimdi ise kriz olarak nitelenen bir tablo yok; ancak, genel gidişata kötümser bakanlarla iyimser bakanlar arasında 36.6 puanlık fark bulunuyor.

Merkez Bankası'nın değerlendirmesi

İktisadi yönelim anketine, temmuz ayında 1200 işyeri yanıt verdi. Merkez Bankası, bu yanıtları, denge değerlerine göre genel olarak irdelerken şu sonuçları çıkarıyor:

"Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminin artış yönlü eğiliminde azalma görülmektedir. Son üç ayda alınan toplam sipariş miktarı ve ihracat siparişlerinde artış yönlü eğilimlerin azalarak devam ettiği, iç piyasa siparişlerindeki eğilimin ise azalış yönünde gerçekleştiği gözlenmektedir. Mevsim normallerine kıyasla yapılan değerlendirmelerde, mevcut toplam siparişlerin düşük, mamul mal stoklarının mevsim normalleri üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmelerin önceki ay seviyelerinde devam ettiği görülmektedir. Katılımcıların son üç ayda Avrupa Birliği içindeki yurt dışı piyasalarda rekabet gücünün azaldığı yönündeki değerlendirmelerinin temmuz ayında, önceki anket dönemine kıyasla arttığı, Avrupa Birliği dışındaki piyasalarda rekabet gücünde azalış yönündeki eğilimin önceki dönem seviyesinde devam ettiği gözlenmektedir. Yurt içinde rekabet gücüne yönelik değerlendirmelerde eğilimin rekabet gücünün kötüleştiğini bildirenler lehine döndüğü görülmektedir.

Gelecek üç ay

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmindeki artış beklentisinde nisan ayından itibaren gözlenen zayıflamanın biraz yavaşlayarak sürdüğü görülmektedir. Gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarında ve iç piyasa siparişlerinde de artış yönlü beklentilerin azaldığı gözlenmiştir. Mayıs ayından itibaren azalış yönünde olan sabit sermaye yatırım harcaması beklentisinin temmuz ayında da azalış yönünde olduğu, istihdamda artış yönündeki beklentilerin ise azaldığı gözlenmiştir.

Ankete katılan işyerlerinin yüzde 20.1'i üretimlerini kısıtlayan faktör bulunmadığını belirtirken, yüzde 43.1'i talep yetersizliğinin üretimlerini kısıtlayan en önemli faktör olduğunu belirtmiş, onu da sırasıyla hammadde-ekipman yetersizliği, diğer faktörler, mali olanaksızlıklar ve işgücü yetersizliği izlemiştir.

Ortalama birim maliyetlerde son üç aydaki ve gelecek üç aydaki artış beklentilerinin biraz artarak devam ettiği gözlenmiştir. Gelecek üç ayda satış fiyatlarında artış beklentisi önceki aya göre 5.7 puan artış ile güçlenirken, gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi, önceki aylardaki gözlenen artış eğilimini sürdürerek yüzde 12.5 olmuştur."

Tüm yazılarını göster