“Fabrikam OSB’de…
Teşviklerle geliştirmeye çalışıyorum…” demiş…
***
Devam etmiş:
“OSB’ye 1-2 km uzaklıkta, yol üzerinde, rakip bir firma var...
Teşvik kapsamında değil…
Ama:
Vergi kapsamında da değil!
SGK kapsamında da değil!
Belediye kapsamında da değil!
Elektrik faturası kapsamında da değil!
Ekmek elden, su gölden büyüyor…
Rakibi olan biz vergi verenleri batırmaya niyetli…”
***
Dün gelen mail…
Sadece Türkiye’de, “Düzgün mükellef”, “Uyumlu mükellef”, “Kümesteki kaz” gibi isimlerle nitelendirilen, “vergisini zamanında ve tam veren”lerimiz arasında yer alan bir üreticimiz…
Teşvik politikalarına vurgu yaptığım dünkü yazımdan sonra içini dökmüş…
***
O’da kayıtdışındakilerin ekonomiye verdiği/vereceği zarara dikkat çekmiş…
***
Benzer bir zararı veriyor oysa:
Yıllarca teşviklerden faydalanıp, senin benim vergilerimi tükettikten sonra; katma değer yaratamayıp, yaratanları da zor durumda bırakanlarımız…
VELHASIL
Yerli/yabancı binlerce firma teşviklerden faydalanıyor…
Bu teşviklerle teknolojisini geliştiren, ihracatını/istihdamını artıran, kalkınmaya katkı sağlayan da var…
Teşvik avantajından yıllarca faydalanırken, haksız rekabetle “işini iyi yapmaya çalışan şirketlere” zarar veren, kalkınmaya set çekenler de var…
***
Tekrarlayayım:
Verilen teşviklerin etki analizi yapılmalı…
Akıbeti, “etkin, adil ve verimli kaynak kullanımı” adına sorgulanmalı…
Gerçekleşmeler, şeffaf bir şekilde açıklanmalı…