"Türkiye'ye partiler üstü AB politikası gerekli"

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

CHP AB Temsilciliği, Avrupa Parlamentosu seçimlerini değerlendiren bir rapor hazırladı. Rapora göre, "Türkiye'nin önümüzdeki dönemde her zamankinden daha fazla tüm kesimleri kapsayan, partiler üstü bir AB politikası ve iletişim stratejisi geliştirmesi gerekiyor. 

CHP Avrupa Birliği Temsilcisi Kader Sevinç'e göre öncelikle Avrupa Parlamentosu seçimlerinin sonuçlarının doğru okunması ve seçim sonuçlarının Türkiye açısından felaket olarak nitelendirilmemesi gerekiyor. "Seçim sonuçları Türkiye açısından olumsuz eğilimlere işaret etmekle birlikte örneğin muhafazakarlar arasındaki geniş Türkiye destekçilerinin de zemin kazandığını göz ardı etmemek gerekiyor" diyor Sevinç.

CHP AB Temsilciliği tarafından AB temsilcileri ile temaslar ve uluslararası yayınlar temelinde hazırlanan rapor, "Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları ve olası etkilerini" değerlendiriyor.

Rapora göre seçim sonuçları Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso'nun bir dönem daha görevine devam etmesini, Lizbon Anlaşması'nın onaylanmasını riske sokabilir ve önümüzdeki dönemde Avrupa Komisyonu'nun daha muhafazakar bir çizgi izlemesine neden olabilir. Yeşillerin elde ettikleri başarı ise büyük bir olasılıkla iklim değişikliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik daha etkin politikalar ortaya konabileceğini gösteriyor. Türkiye açısından bakıldığında ise her ne kadar parlamentoda Türkiye'nin lehine çoğunluk korunsa da, aşırı sağın güçlenmesi tartışmaların sert geçmesine neden olacak gibi.  Raporda, genişleme ve Türkiye ile ilgili raporlar şekillenirken Türk kökenli parlamenterlerin ve Türkiye'yi destekleyenlerin rolünün artacağına dikkat çekiliyor. İşte raporun dikkat çeken kısımları:

2/3'lik grup hâlâ Türkiye'yi destekliyor

"AP'nin 736 üyesinin belirlendiği seçimlerde 375 milyondan fazla seçmenin oy kullanma hakkı vardı ancak sadece yüzde 43'u bu hakkını kullandı.

Solun kayıp yaşadığı Avrupa Parlamentosu seçimlerinden merkez sağ partiler ve Yeşiller oy desteklerini arttırarak çıktı. Aşırı sağcı partilerle birlikte göçmen karşıtı siyasi hareketler de önemli kazanımlar elde etti. Türkiye açısından bakıldığında 2/3'lik bir grup hala Türkiye'yi destekliyor. Muhafazakar EPP'nin kazandığı oylar içinde İspanyol, İsveç, Portekiz, İngiliz, Polonyalı, Çek muhafazakar gruplar gibi Türkiye'yi destekleyenler de var. EPP başkanı Joseph Dull kendisinden önceki grup başkanı H.G.Pottering'ten farklı olarak Türkiye konusunda yumuşak bir üsluba sahip.

Avrupa Halkları Partisi adı altında birleşen Hıristiyan Demokrat ve muhafazakar partiler 264 sandalye elde ederken, Sosyalistler 185, Liberaller 83, Yeşiller 50 milletvekili çıkarmış görünmekte.

Almanya'da SPD yüzde 21'de kalırken, CDU/CSU yüzde 38'i aştı. Fransa'da Sarkozy'nin partisi yüzde 30'lara yaklaştı; Sosyalistler yüzde 16'da kaldı. Yeşiller Grubu Başkanı Daniel Cohn Bendit'in bizzat yönettiği kampanyalarla, Yeşiller yüzde 15'i aşan bir skor elde ettiler.

İngiltere, Letonya, İspanya'da sol partiler büyük oy kaybına uğradı. Fransa'da da Sosyalistlerde yüzde 10 kayıp söz konusu.

Göçmen karşıtı İngiltere Ulusal Partisi BNP ise Avrupa Parlamentosu'nda ilk kez bu seçimlerde sandalye kazandı. Seçimin bir başka sonucu ise, Hollanda, İngiltere, Avusturya ve Macaristan gibi ülkelerde aşırı sağcı partilerin oy oranlarını artırıp Avrupa Parlamentosunda temsil hakkı kazanmaları.

Yeşillerin ise İngiltere, Yunanistan ve Fransa'da beklenenden iyi bir sonuç kaydettikleri görülüyor."

Seçimlerin olası sonuçları:

Raporda, Parlamento seçimleri sonrasında AB içinde meydana gelebilecek olası gelişmeler ise şöyle sıralanıyor:

- Avrupa Komisyonu Başkanı Barroso'nun ikinci dönem göreve devamına karşı olan grubun genişlemesi söz konusu. Resmen aday olmasa da sosyalistlerin bu görev için adayı, Avrupa Sosyalist Partisi Başkanı Rasmussen.

- Liberal Grup Başkanı Graham Watson'ın AP Başkanlığı için açıkladığı adaylığında iki büyük grup EPP-PSE arasında bir ayrılık çıkması halinde AP'ye başkan olma umudu yükselebilir.

- Avrupa Parlamentosu seçimlerinin siyasi yönelim ve karar alma açısından etkilerinin öncelikle Avrupa Komisyonu üyelerinin hangi ülke ve partiler bazında yansıması ile kendini gösterecek. Önümüzdeki dönemde yeni Avrupa Komisyonu'nun daha muhafazakar bir çizgi izlemesi bekleniyor. Aynı zamanda Yeşillerin kazandıkları zemin AB'nin önemli gündem maddelerinden biri olan iklim değişikliği, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelme gibi konularda daha etkin politikalar olarak yansıyabilir.

- Telekom, ulaştırma ve enerji gibi konularda AB tek pazarlarının oluşturulması, düzenlenmesi ve güçlendirilmesi yönündeki politikalarda AB düzeyinde düzenleyici rol, devletçi ve korumacı eğilimlerin güçlenmesi beklentisi var.

- Avrupa'nın geleceği tartışmasında İrlanda'nın referandumda reddettiği AB Anayasası olarak da bilinen Lizbon Anlaşması'nın onaylanması tekrar riske girebilir. İrlanda üzerinde seçim öncesi ve ekonomik krizin etkilerini hissettirmesi ile oluşturulan baskının biraz hafiflemesi mümkün. İrlanda'dan beklenen, Lizbon Anlaşması'nı tekrar referanduma sunmayıp, mecliste onaylaması yönünde.

- İzlanda AB'ye girme hazırlıklarını sürdürürken, AB de yirmi sekizinci üye olarak sessiz sedasız İzlanda'yı dahil etmeye hazırlanıyor.

Türkiye'ye etkileri

- İkisi Bulgaristan, Metin Kazak ve Filiz Husmenova, biri Hollanda, Emine Bozkurt, biri Almanya İsmail Ertuğ olmak üzere dört Türk kökenli parlamenter bulunacak.

- Emine Bozkurt geçen dönem yürüttüğü Türkiye Kadın Hakları Raportörlüğü görevini tekrar üstlenmeyebilir. Kadın hakları konusunu AP Türkiye raporu içinde ele almanın yeterli olduğu eğilimi geçen parlamento dönemi sonunda ortaya çıkan bir eğilimdi. Seçilen Türk kökenli Bulgar milletvekilleri Filiz Husmenova ve Metin Kazak geçtiğimiz dönem TR konularında destekçi bir tavır sergiledi.

- TR-AB Karma Parlamento Komisyonu üyelerinden birçoğu tekrar milletvekili olarak seçildi. Kıbrıslı Rum parlamenter Matsakis ve Hollandalı Yeşil parlamenter Lagendıjk bu dönem parlamentoya aday gösterilmediler. KPK eş başkanı ve üyeleri temmuz ayı içinde netleşecek. KPK başkanı Liberaller ya da Yeşiller içinden olabilir.

- KPK'ya bu yıl aşırı sağ gruplardan üyelerin girme ihtimali yüksek, amaçları herhangi bir yaptırımı olmayan bu komisyon üzerinden Türk kamuoyuna hamasi mesajlar göndermek ve dikkatleri üzerlerine toplamak olacak.

- Türkiye'nin lehine çoğunluk korunmakla birlikte aşırı sağın güçlenmesi tartışmaların sert geçmesine neden olacaktır. Genişleme ve Türkiye ile ilgili raporlar şekillenirken Türk kökenli parlamenterlerin ve Türkiye'yi destekleyenlerin rolü önemli olacak.

Tüm yazılarını göster