"Sanayisizleşme Anadolu'yu kurutuyor"

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Makina Mühendisleri Odası her ay iktisatçı-yazar Mustafa Sönmez'in katkısıyla sanayinin sorunları bülteni hazırlıyor. Söz konusu bültenin on yedincisi "Sanayide Bölgesel Uçurum" konusuna ya da başka bir ifadeyle sorununa ayrıldı. 

İşte, "Sanayisizleşme Anadolu'yu kurutuyor" başlığı da bu çalışmanın özeti niteliğinde. Raporun girişinde, " Sadece 2006 yılı ile 2015 yılı yatırımlarında sektörlerin ağırlığı incelendiğinde, imalat sanayinin payının 6 puan gerileyerek yüzde 35’ten yüzde 29’a düştüğü görülüyor. Bu azalma ağırlıkla özel sektörün imalat sanayine yatırımdan uzak durmasından kaynaklanıyor" görüşüne yer veriliyor.

Raporda; TÜİK, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, SGK ve Hazine Müsteşarlığı verileri kullanılarak yapılan araştırmada, imalat sanayindeki bölgesel uçurumların sağlanmış görünen teşviklere rağmen azalmadığına dikkat çekiliyor. Araştırmanın bulguları şöyle özetleniyor:

-- Tüm ekonomiyi sürükleme gücü, dinamizmi olan imalat sanayi, özellikle son beş yılda hızla ivme kaybediyor. İmalat sanayinin ivme kaybında, Anadolu’daki sanayinin erimesi, kurutulması, potansiyelinin atıl kalması önemli bir etken. Tarihsel olarak bir kısmı kamu, bir kısmı özel sektör tarafından gerçekleştirilen Anadolu’daki imalat sanayi, kamudaki hızlı özelleştirmeler-kapatmalar, özel sektörde ise yıkıcı ithalat ve teşviksizlik nedeniyle yaşanan gerileme ile önemli erozyonlar gösterdi. 

-- Ekonominin genelinde milli gelirin üretimi, Türkiye coğrafyasına dengeli dağılmamakta, hatta Türkiye, bu konuda OECD ve AB sıralamalarında dengesizlikte en öndeki ülkeler arasında yer almaktadır. 

-- Sanayisizleşme tüm ülke için ciddi bir tehdit olmayı sürdürürken, var olan sanayi İstanbul odaklı ve İstanbul’un inisiyatifinde Marmara odaklı biçimde çarpıklığını koruyor. 2013 'Yıllık Sanayi ve Hizmet İstatistikleri' imalat sanayinde yaklaşık 3.5 milyon işçinin çalıştığını gösteriyor ve İstanbul yüzde 28 payla hakimiyetini ortaya koyuyor. Marmara Bölgesinin payı ise yüzde 52’ye ulaşıyor. 

-- Veriler, Doğu ve Güneydoğu’nun imalat sanayindeki cılızlığını da sergiliyor. Nüfusun yüzde 18’inin yaşadığı bu bölgede imalat sanayi çalışanlarının ancak yüzde 3’ü istihdam ediliyor ve toplam cirodaki pay da yüzde 2’nin altında kalıyor. 

-- Bölgesel uçurumu biraz olsun daraltmak için bugüne kadar izlenen politikalar etkisiz kalmaya devam ediyor. Seçici olamayan, özel bir bölgeyi, sektörü teşvik edemeyen mevcut teşvik programı, sonuçta, amaçlanan bölgesel uçurumu daraltmaya yetecek gibi görünmüyor. Nitekim 2012 haziranından 2015 sonuna kadar olan dönemde 309 milyar liralık yatırımın teşviklerle destekleneceği kararlaştırılmış olmakla birlikte, ancak sektörel olarak bakıldığında imalat sanayisinin bu toplamdaki payı yüzde 38’de kalıyor. 

-- Yatırımların bölgesel dağılımı, teşvik politikalarının dengesizliğinin azalmadığını gösteriyor. Teşvik belgesine bağlanan 309 milyar liralık yatırımda İstanbul’un da içinde bulunduğu 1. bölge yüzde 35 ile ilk sırayı alıyor. Yine Batı’da yer alan 2. bölge ve 3. bölge yüzde 31 pay almış durumda. Böylece teşvikli yatırımların üçte ikisi zaten gelişmiş ve görece gelişmiş bölgelere yapılmış. Buna karşılık en az gelişmiş bölge Doğu ve Güneydoğu (6. bölge) teşvikli yatırımlardan ancak yüzde 5 pay alabilmiştir. 

-- Yatırımların patinaj yaptığı, özellikle sanayi yatırımlarının askıya alındığı son yıllarda, yeni bir büyüme paradigması, sanayiye yeni bir bakış açısı, yatırımları özendirecek yeni bir yaklaşım gerekmektedir.

-- Üretilecek yeni paradigmada, 'seçici' teşvik kadar 'caydırıcılık' aracı da devreye alınmalı, İstanbul başta olmak üzere, bazı bölgelere, sanayi yatırımların yönelmesinin önüne engeller konulmalıdır. Sanayide kamu yatırımcılığı etkili bir biçimde rol almalı, yerel inisiyatiflerin, kooperatiflerin, yerel yönetimlerin de imalat sanayisini geliştirmeleri için etkinleştirilmiş ve demokratikleştirilmiş merkezi planlama ile koordineli büyüme çabaları desteklenmelidir."

***

Makina Mühendisleri Odası özet olarak bu görüşleri dile getiriyor. Son değerlendirmedeki bir ifade çok dikkat çekici doğrusu:

" İstanbul başta olmak üzere, bazı bölgelere, sanayi yatırımların yönelmesinin önüne engeller konulmalıdır."

Oysa bizde adeta tam tersi yapılıyor, her ne kadar kağıt üstünde daha fazla teşvik edilen bölgeler bulunuyorsa da yatırımlar İstanbul'a ve bölgeye yoğunlaşıyor. Makina Mühendisleri Odası da, bunu önlemek için "caydırıcılık" aracının devreye sokulmasını öneriyor. 

Makina Mühendisleri Odası'nın bu önerisi hayata geçirilir mi, yatırımların Marmara'ya ve İstanbul'a yığılmasının önüne geçecek adımlar atılır mı? Hiç sanmıyoruz doğrusu. Çünkü, İstanbul'un daha da büyümesinden ve dünyanın en büyük kentlerinden biri olmasından içten içe bir mutluluk duyuyoruz sanki. 

Doğu ve Güneydoğu'da yatırım yapılmıyor olmasına ise söylenecek hiçbir şey yok zaten. Şu koşullarda o bölgelerde değil yatırım, ne yapılabiliyor ki... 

Tüm yazılarını göster