"Özel soygun sigortası"

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Sigorta şirketleri hep kendilerini vatandaşa doğru anlatamamaktan şikayet eder dururlar. Sel olur, deprem olur şakır şakır hasar öderler "ama biz şu kadar hasar ödedik" demezler. "Sigorta şirketleri hasar ödememek için on takla atarlar" sözünü çürütecek birçok örnek de ben de var. Örnek olarak geçenlerde Hürriyet Gazetesi'ndeki köşesinde Vahap Munyar, Cardif Sigorta Genel Müdürü Yılmaz Yıldız'ın anlattığı olayı bizlerle paylaştı. Olay kısaca şöyle; Anadolu'dan bir vatandaşımız işsizlik sigortası yaptırmış ve gerçekten işsiz kalmış kredi kartları borcunun kapatılmasını istemiş. Yapılan araştırmada vatandaşın primlerinin hiçbirini ödemediği anlaşılmış. Kredi borçlarının kapatılmayacağını öğrenince de vatandaşımız bir uzun hava patlatmış sonrasında da telefonu kapatmış. Yılmaz Yıldız arkadaşlarıyla tartıştıktan sonra işsizlik sigortalarının geleceği için tazminatın ödenmesine karar vermiş. Çok münferit bir olay ama vatandaşımızın, olayı çevresine anlatsa bile sektörün büyük bir sempati kazanacağı kesin. İğne ile kuyu kazmak gibi ama…

Bir Obama eksikti

Diğer taraftan sel hasarı sırasında poliçesine sel teminatı koydurmayı unutan fakat onun dışında kendisi şirketi ve çalışanların sağlık sigortasına kadar yaptırmış bir sigortalıya iyi niyet olarak hasarın sigorta şirketi tarafından ödendiğini size söylesem. Bir hastaya sigorta şirketinin 1.8 milyon TL tazminat ödediğini ve hâlâ da ödemeye devam ettiğini söylesem. Fakat ne yazık ki bütün bunlar dururken sel sırasında, o bölgede sel teminatlarının kapsam dışına çıkarıldığı kamuoyuna yansıdı. 700 milyon TL hasar ödeyecekleri değil. O sırada o bölgede suistimallere yol açmamak için geçici bir süre için poliçe satışının durdurulması kadar doğal bir şey yok, ama kamuoyuna yansıyış biçimi farklı. Sonrasında ABD Başkanı Obama çıktı sigortacılar halkı kandırıyor dedi, bir darbede oradan. Medyamız sağolsun Obama'nın bu sözünü "sigortacılar 700 milyon TL hasar ödeyecek haberinden daha büyük kullandılar. Biz burada yırtınıyoruz sigortalılık yaygınlaşsın diye. "Keşke daha çok kişi ve kurum sigortalı olsaydı da, bu kadar mağduriyet yaşanmasaydı" dediklerini birçok genel müdürün ağzından ben duydum sel sonrasında.

Deprem, katastrofik risk değil mi ?

Şimdide domuz gribi salgını özel sigortaların kapsamında mı değil mi tartışması başladı. Sektör olarak kendimiz ediyoruz, kendimiz buluyoruz. Zaten ülkemizde özel sağlık sigortası yaptıranların sayısı oldukça az. Yaşanan olaylar da çok münferit henüz. Zaten özel sağlık sigortası olanın mutlaka sosyal güvenlik sisteminden de sağlık güvencesi vardır. O zaman bu panik açıklamaları neyin nesi durup dururken. "Salgın hastalıklar teminat dışıdır" diye bir madde sağlık sigortaları genel şartlarında yok, benim sağlık poliçemin özel şartlarında da yok. Göz göre göre bu riski neden üstlenelim ya da bu katastrofik bir risktir devlet üstlenmeli" sözlerini anlamış değilim. Marmara ve İstanbul'da göz göre göre deprem geliyor. Ama biz hâlâ zorunlu deprem poliçenizi yaptırın diyoruz vatandaşa. Ya da konut poliçelerine ek deprem teminatı koyduruyoruz. Bunu yapan da sigorta şirketi. Bu arada; özel sağlık sigortaları domuz gribini karşılamıyor haberine bir internet sitesindeki yorumları size aktarayım.

Sigorta ne işe yarar?

Dünyanın parasını yatırırsın lazım olduğunda da senin rahatsızlığını kapsam dışı bırakırlar. Nasıl bir iştir bu?

Özel soygun sigortası

3 yıl özel sağlık sigortası yaptırdım. Tam anlamıyla soygun. Çok kullandın ek ceza ödeyeceksiniz bile demişlerdi. Kolay kolay hiç bir şeyi karşılamıyorlar zaten.

Özel sağlık sigortası kimin için?

Özel sağlık sigortası, zaten sağlıklı olanlar için yapılıyor. Sonra o salgın kapsam dışı, bu bilmem ne kapsam dışı. Özel sağlık sigortasının bence hiç bir anlamı ve gereği kalmıyor. Şimdi çok karşılıyorlar da sonrası kaldı. Bir halta yaramıyor özel sigorta.

İşte size tanıtım...

Sektörün duayenlerinden Dubai Group Sigorta Genel Müdürü Çetin Alanya'nın sel felaketi sonrası yaptığı açıklama aklıma geldi. Alanya "Sektör, çok önemli bir tanıtım fırsatını kaçırdı" demişti. Gerçekten kaçmıştı, şimdi de sağlık sigortalarında bu sefer kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz, fırsatı değerlendireceğimize. Bir sektör yöneticisi çıkıp "benim şirketim sel felaketinin yaşandığı bölgede "sel teminatı" vermeye devam ediyor. Hatta ilk kez sigorta yaptıracaklara da indirim yapıyor" dese. Ya da "domuz gribini sağlık sigortası kapsamına aldık" dese de sektör itibarını kurtarsa. Vatandaş aslında özel sigortalara sıcak bakıyor ama güvenemediği için yaptırmıyor. Böyle bir söylemi dile getiren ya da ilanlarında işleyen şirket bir adım öne geçecek. İnanın hani ülkemizdeki yabancı sermayenin iştahını kabartan potansiyel sigortalılar var ya işte onlar sizden bunu bekliyor. Bütün şirketler açık açık görüşlerini dile getirmeli. Bana mail atın haftaya yazayım burada.

Tüm yazılarını göster