"Küresel ekonomiyi Asyalı şirketler yönetecek"

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Ratan Tata sadece Hindistan'ın değil, dünya ekonomisinin en önemli isimlerinden birisi. Hillary Clinton Hindistan'a gittiğinde O'nu görmek istiyor. Ya da Hindistan Başbakanı Manmohan Singh Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğinde, Tata'yı beraberinde götürüyor. 72 yaşındaki Tata, çelikten, telekoma, nükleerden otelciliğe uzanan dev bir imparatorluğu yönetiyor. Fakat O'nun en büyük tutkusu otomobiller. Jaguar'ı satın alan Tata, halkın otomobili olarak tanıttığı Nano ile bu sektörde de başarılara imza atıyor.

"İçinde bulunduğumuz yüzyılı Asyalı şirketler yönetecek" diyen Tata'nın en büyük arzusu, 1 milyar nüfusu olan Hindistan'a gerek uluslararası siyaset gerekse ekonomi platformlarında hakettiği rolün verilmesi. Tata'nın bir diğer arzusu da Çin ve Hindistan arasında rekabetten çok işbirliği olması. Hintli işadamının Hindistan ve ABD arasındaki ilişkilere yönelik beklentisi de aynı yönde.

İşte Tata'nın dünya ekonomisi, Çin, Hindistan, geleceğin otomobil sektörü gibi konulara yönelik ilginç görüşleri:

. Başka Dubai'ler olur mu bilmiyorum, ama kriz her zaman yeniden patlak verebilir

Başka Dubai'ler olur mu bilmiyorum, fakat kriz her zaman yeniden patlak verebilir. Tüm dünya çok temkinli hale geldi. Nakit paraya ulaşım asla eskisi gibi olmayacak. Artık kolay para dönemi kapandı. Yeni düzen, tüketimin zayıf, büyümenin sınırlı olacağı bir düzen olacak. Kuzey Amerika'da bazı düzelmeler olduğunu hissediyorum. Korumacı politikaların hız kazanacağı Avrupa'da bu daha yavaş olacak. Fakat Asya gerçekten önemli büyüme rakamlarına imza atacak. Hindistan ekonomik krizden etkilenmedi, bu daha çok bize dışardan empoze edildi. Hükümet altyapı yatırımlarına yönelmesi gerektiğini fark ettiğinde, ekonomi hemen toparlandı çünkü hiç bir zaman talebin daralması veya finans sisteminin çökmesi gibi bir kriz yaşamamıştı. Sadece ihracat yüzde 33 oranında geriledi. Tüm dünyanın krizde olduğu bir dönemde bunun farklı olması düşünülemez. Fakat bizim 1 milyar nüfusumuz ve 500 milyona ulaşan potansiyel bir pazarımız olduğunu unutmamak gerekli. Biz krizden etkilenmedik, çünkü Hindistan modelinde yanlış olan hiçbirşey yok. Büyüme oranımızın yüzde 8 ila 9 arasında olacağını tahmin ediyoruz.

. Hindistan hakettiği yere sahip olmalı

Hindistan, dünyanın en büyük demokrasisi. 60 yıllık bağımsızlık sürecinde başardıklarımızla gurur duyuyorum. Hindistan bir süper güç mü, değil mi bilmiyorum. Eğitim ve istihdam gibi çok büyük sorunlarımız var. Daha çok, yükselmekte olan ve bölgede gitgide önem kazanan bir güç olduğumuzu söylemeyi tercih ederim. Hindistan'ın Güvenlik Konseyi'nde bir sandalyeye, IMF'de ise daha büyük bir role sahip olması gerekir. Hindistan bugün 1 milyara ulaşan nüfusu ile hakettiği yere sahip olmak istiyor.

. Jaguar ve Land Rover'ı pahalıya aldım, ama stratejik bir karardı

2009 yılı hayatımın en zor yılıydı. Biraz düşündüğümde, Jaguar ve Land Rover'ı çok pahalıya aldığımı görüyorum. Evet kötü bir zamanlamaydı, fakat görüşmelerimiz bir yıldır devam ediyordu ve kimse bu krizi öngöremezdi. Ne yazık ki otomotiv sektörü için tarihin en kötü krizi oldu. Bu markaların satın alınması strateji ve taktik açısından önem taşıyordu. Tata Motors, Hindistan'ın bir numaralı otomobil üreticisi oldu, fakat uluslararası piyasalarda lüks bir markayı kabul ettirmek için 20 yıl çalışmamız gerekirdi. Hiçbir zaman otomobil piyasasında tek olacağımızı düşünmedim. Fakat gurur duyduğum bir konu var: Eğer Nano'yu pazara sunmasaydık, kimse ucuz otomobil üretimine yönelmeyecekti. Bu arada elektrikle çalışan Nano'lar iki, üç sene içinde piyasada olacak.

. Gelecekte GM'nin, Renault'nun ya da Tata'nın üretim fabrikaları olmayacak

Geleceğin otomobilleri, akıllı tüketen otomobiller olacak. Yani elekrikle çalışan veya hibrid otomobiller. Geleceğin otomotiv sektörü bugünden çok farklı olacak. Gelecekte GM'nin, Renault'nun ya da Tata'nın üretim fabrikaları olmayacak. Üretim bağımsız taşeronlar tarafından gerçekleştirilecek. Markalar ise daha çok Ar-Ge ve pazarlama alanlarına odaklanacak.

. Hindistan'da siyaset, ekonomiden önce geliyor

Hindistan'da siyaset ekonomiden veya rafahtan önce geliyor. Çin'de durum kesinlikle böyle değil. Bu önümüzdeki yıllarda Hindistan için çok büyük bir sorun yaratacak. Hükümetin bu konuyu ele alması gerekiyor. Öte yandan Çin beni çok etkiliyor. Bu ülkeye büyük saygı duyuyorum. Çin'i bilmek, anlamak istemeyen herkesin kör olduğunu düşünüyorum. Çin bana "büyük düşünmeyi" öğretti. Hindistan ve Çin'in iki rakip gibi değil, birbirini tamamlayan iki aktör gibi birlikte çalışmalarını umuyorum. İçinde yaşadığımız yüzyılı Asya yönetecek. Çin ya da Hindistan diye bir ayrıma gitmek istemiyorum. Lojistik ve hizmet sektörlerinde Hindistan hakimiyeti sürerken, Çin dünyanın üretim merkezi olmaya devam edecek.

. Dünyanın en eski demokrasisi ile en büyük demokrasisi dost olmalı

Barack Obama'dan beklentim şu yönde: Dünyanın en büyük demokrasisinin, dünyanın en eski demokrasisi ile ittifak kurmasını istiyorum. Aldığımız tüm sinyaller Barack Obama'nın Hindistan'ı bir dost olarak gördüğünü gösteriyor. Bazı eski şüpheleri aşmayı başarırsak, iki ülke arasında son derece karlı bir ittifak kurulabilir.

Çinli şirketlerin batının çokuluslu şirketleri karşısında hızla rekabet gücü kazanması, "Çin bana büyük düşünmeyi öğretti" diyen Ratan Tata'nın haklı olduğunun somut bir kanıtı.

Çinli şirketler telekomünikasyon, otomotiv, yenilenebilir enerjiler ve petrol gibi anahtar sektörlerde batılı dünya devleri ile sıkı bir rekabet içinde. Çin'in yurtdışındaki yatırımları da ciddi bir şekilde artmaya devam ediyor. 2008 yılında Çin'in finans sektörü dışındaki yurtdışı yatırımları 52.1 milyar dolara ulaştı. Bu 2007 yılındaki seviyenin tam iki katı. Çin 2009 yılında da küresel krizi fırsat bilerek, özellikle enerji ve ham madde alanlarındaki yatırımlarını artırdı.

2009 Fortune 500 listesine giren 37 Çinli şirketin büyük bir bölümünü devlet şirketleri oluştursa da, özel sektörden de şirketler hızla yükselmeye devam ediyor.

Stratejik danışmanlık şirketi Roland Berger'nin Asya Başkanı Charles-Eduard Bouée, "Herkes onların dünyayı satın aldığını sanıyor. Onların mantığı ise bu yönde işlemiyor. Öncelikleri Çin pazarı. Öte yandan kendilerini mutlu etmek için yenilenebilir enerji veya teknoloji gibi sektörlerde dünya genelindeki fırsatları değerlendiriyorlar. Fakat yönetimsel olarak öngörü kapasiteleri çok fazla değil. Bu da kültür çatışmalarına neden oluyor" diyor.

İşte çokuluslu şirketlerle sıkı bir rekabet içinde olan bazı Çinli şirketler:

. Comac (Commercial Aircraft Corporation of China): 2008 yılında Şangay'da kurulan ticari uçak üreticisi Comac bir devlet şirketi. Çinli şirket önümüzdeki yıllarda Boeing ve Airbus'a rakip olmaya aday olarak gösteriliyor.

. Alibaba: Çin'in en büyük e-ticaret portalı Alibaba.com'un dünya genelinde 43 milyon kayıtlı kullanıcısı bulunuyor. Şirket ABD ve Avrupa'da önemli satın almalara hazırlanıyor.

. Huawei: Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren şirket Ericsson ile Alcatel-Lucent ve Nokia-Siemens'in ardından dünya ikincisi konumunda. Telekom altyapısında küresel pazar payının yüzde 20'sini elinde bulunduran şirket, son bir yıl içinde satışlarını iki kat artırmayı başardı.  Şirketin 2008 satışları 12.6 milyar Euro olarak gerçekleşti. Huawei Avrupa'da Orange, Vodafone ve Deutche Telekom'a altyapı sağlıyor.

. BAIC: Dünyanın beşinci en büyük otomotiv üreticisi olan Pekin Otomotiv Sanayi Holding'in Daimler Benz ve Hyundai ile ortaklığı bulunuyor. 

. Energy Conservation Investment Corporation: Yenilenebilir enerjiler alanında faaliyet gösteren devlet şirketi, yurtdışı yatırımlarını artırmak ve fotovoltaik pil üretiminde dünya ikincisi olan Suntech ile birlikte İspanya, İtalya ve Almanya'da güneş enerjisi projelerine yatırım yapmak amacıyla 2009 sonunda Çin Eximbank'tan 2 milyar Euro kredi sağlamayı başardı. 

. China Railway Construction: 2008 yılından bu yana Hong Kong borsasında işlem gören devlete ait demiryolu  şirketi, özellikle Afrika ve Ortadoğu pazarları ile yakından ilgileniyor. Şirket 2008 yılında Libya'da 2.6 milyar dolarlık bir kontrata imza attı. Şirketin Dubai'de de 91 milyar dolara ulaşan 6 projesi var, fakat Dubai'deki kriz nedeniyle projeler şu an için askıya alınmış durumda.

. CNPC, Sinopec ve Cnooc: Hong Kong ve Şangay borsalarında işlem gören petrol şirketleri son dönemde şirket alımlarını önemli ölçüde artırdılar. Sinopec ve Cnooc Shell'in Nijerya'daki hisselerini satın almayı amaçlıyor. Asya'nın ilk rafinerisine sahip olan Sinopec, Fortune 500 sıralamasında ciro açısından dünyanın dokuzuncu, Çin'in ise en büyük şirketi konumunda yer aldı. Şirketin cirosu 208 milyar dolar. CNPC ise özellikle Rusya ve orta Asya'dan gelen gaz ve petrol boru hatları ile ilgileniyor. CNPC aynı zamanda Irak'da BP ve Total ile ortaklıklara imza atarak, petrol arıyor.

. BYD: Şirket bir yandan cep telefonu diğer yandan hibdid otomobillerde kullanılan pil üretiminde oldukça önemli bir rol üstleniyor. BYD'nin 2008 cirosu 2.7 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu rakamın üçte biri otomotiv sektöründen geliyor. Şirketin CEO'su Wang Chuanfu, Forbes tarafından 2009 yılında Çin'in en zengin adamı seçildi.  

Tüm yazılarını göster